1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çalışanlara 'erişilememe hakkı'

Henrik Böhme12 Mayıs 2013

Dijitalleşme ve mobil cihazlar sayesinde iş ofisten çıkıp, insan hayatının her alanına yayıldı. İş ve özel hayat arasındaki çizgi giderek silikleşirken, uzmanlar çalışanların ‘erişilememe hakkı’ olduğuna dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/18WX4
Fotoğraf: DW/A. Bach

Almanya'nın en büyük hizmet sendikası ver.di'nin yönetim kurulu üyesi Lothar Schröder, dijital devrim öncesindeki iş dünyasını “Eskiden sendikacılar eylemlerde 'Babam, Cumartesi günleri bana ait' yazılı dövizler taşırdı” sözleriyle anımsıyor.

Bugün, çalışanlar iş yeri maillerini pazar ve tatil günlerinde kontrol ediyor, şirket dosyalarına her yerden giriş yapabiliyor, müşterileri ve meslektaşları ile farklı zaman dilimleri nedeniyle gece yarısı dahi görüşmeler yapıyor. Schröder, dijital çağa ayak uydurmak için artık sendikaların da internet ortamına dâhil olduğunu ifade ediyor:

“İnsanların özerkliklerini bugün burada yarın orada çalışma doğrultusunda kullanma tutkusuna karşı çıkmalıyız. Mesai saatlerine bir sınır konulmalı, iş yoğunluğunun bazı sınırları olmalı.”

Berlin Café St. Oberholz
Berlin'deki bir kafeden görüntüFotoğraf: DW/A. Bach

'Olanaklar oldukça kısıtlı'

Friedrich Ebert Vakfı öncülüğünde hazırlanan “Almanya'da dijital iş – Potansiyeller ve sorunlu alanlar” adlı çalışmanın yazarlarından sosyal bilimler uzmanı Michael Schwemmle, pek çok çalışanın nerede ve ne zaman çalışmak istediğine kendisinin karar vermek istediğini söylüyor. Ancak uzmana göre bu tür olanaklar oldukça kısıtlı.

Schwemmle, “Belki de biraz abartılı olacak ama işveren diktasının hâkim kılındığı ve çalışanların ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulmadığı iş yerleri var. Bunun değişmesi gerekiyor, bu çalışma hayatının insancıllaştırılması bakımından da bir fırsat sunuyor. Dijital dünya, böylelikle yeni özgürlüklerin ve daha büyük bir özerkliğin kapısını açabilir.”

Araştırmaya göre, çalışanların çoğu ara sıra evden çalışmak istiyor. Ancak, şirketlerin yalnızca yüzde 11'i buna olanak sağlıyor. Uzmanlar, mobil cihazların çalışma koşullarını biraz daha değiştirdiğini ifade ediyor. Schwemmle, çalışanların kendileri istediği için değil, üstlerinin hedeflerini tutturabilmek için mobil olmak zorunda kaldığını söylüyor. Uzmana göre, 8 saat mesaiden sonra pek çok işveren, çalışanlardan hâlâ erişilebilir durumda olmasını bekliyor. Bunun sonucu olarak da işten bağımsız bir hayat artık hayal haline geliyor.

Symbolbild Teilzeit Frauen
Fotoğraf: Fotolia/lumen-digital

'Erişilememe hakkı sağlanmalı'

Akıllı telefonlar ve tablet bilgisayarlar bu çalışma hayatının ayrılmaz bir parçası. Ancak küçük ekranların uzun dönemde insan sağlığına zarar verdiği de vurgulanıyor. Schwemmle'ye göre, Alman iş yasaları çalışanları işverenlerin uygunsuz beklentilerinden koruyor. Fakat uzman yine de çalışanlara ‘erişilememe hakkının' sağlanması gerektiği görüşünde. Schwemmle, bu hakkın toplu sözleşmeler, iş kontratları hatta yasalar yoluyla güvenceye alınmasından yana.

Microsoft Almanya'dan Marianne Janik ise tüm yazılım fonksiyonlarının istendiğinde kapatılabileceğine dikkat çekiyor. Janik burada asıl can alıcı konunun kullanıcıların bireysel sorumluluk duygusu ve medya becerileri olduğunun altını çiziyor. Janik, örneğin Microsoft'ta bir çalışanın gece yarısı çalışma ihtiyacı hissettiğinde bunu yapabileceğini, ancak bir başka mesai arkadaşından aynı yönde bir beklentisi olmaması gerektiğini söylüyor.

Marianne Janik “Benim için 3 gün ofiste, 2 gün evde çalışmak ve ofise hiç gitmemek mi daha iyi? Burada kişilere büyük sorumluluk düşüyor, onların kararlarına. İnsanın hayatında farklı farklı dönemler oluyor. Ailesi olanlar evden, bekâr olanlarsa işten çalışmayı tercih ediyor. Bütün bunlar iş yaşamına entegre edilebilir, fakat bu her gün yeniden karar vermek anlamına geliyor” şeklinde konuşuyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Matilda Jordanova-Duda / Başak Özay

Editör: Banu Wöltje