Çin ekonomik istikrar derdinde
5 Mart 2015Çin ekonomisi son 20 yıldır büyüyerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline geldi. Bu kadar hızlı büyüyen bir ekonominin riskleri de var. Çin yönetimi büyüme hedefini aşağı çektiğini açıklarken, ekonomi uzmanları da Çin ekonomisinin bir duraksama ya da sarsıntı geçirmesi halinde bunun dünya ekonomosine olası yansımaları üzerine kafa yoruyor.
Çin'de ekonomik büyüme resmi açıklamalara göre bu yıl için yüzde 6,9 ila 7,1 arasında tahmin ediliyor. Avrupa ekonomisindeki sıkıntılar göz önünde tutulduğunda, bu oran hayli yüksek. Ancak bu oranın getirdiği riskler de var. Ekonomi uzmanları büyümeye paralel olarak istikrarın da korunması gerektiğine işaret ediyor. Ekonomik büyüme doğrultusunda yeterince iş sahası açılması ve sosyal barışın sağlanması da gerekli.
Hedef aşağı çekildi
Çin devlet ve parti yönetimi de bu nedenle büyüme hedefini biraz aşağı çekip ekonomisini yeniden yapılardırmayı hedefliyor. İhracat amaçlı daha fazla fabrikaya yatırım yapma yerine iç tüketimi canlandıracak adımlar atılmak isteniyor. Çin yönetiminin bugüne kadar izlediği 'daha fazla tasarruf ve daha fazla yatırım' politikasının kalıcı olmadığına inandığını belirten ABD'li ekonomist Nouriel Roubini, alınan kararların ivedilikle uygulanamayacağını söylüyor.
"Muhtemelen Devlet Başkanı Şi Cinping öncelikle politik gücünü artırmak istiyor. Şi, şimdiye dek uygulanan ekonomi politikasından istifade eden devlet kuruluşları ve sektörleri, bölgesel hükümetler ile ordunun tepkisini alacaktır" diye konuşan Roubini, olası tepkiler nedeniyle birçok reform taslağı çekmecelerde bekletildiğini vurguluyor.
Reform paketlerinin bir an önce uygulanmasını isteyen ülkeler arasında Almanya da var. Alman ekonomi çevreleri Çin'de iç tüketimin artırılması düşüncesine destek veriyor. Alman Dış Ticaret Odası (AHK) reform paketinden bürokrasinin azaltılması, hukuk devletine uygun ticari ortamın sağlanması ve piyasalara girişte adil bir tutumun sergilenmesi yönünde beklentileri var.
Çin'de özel tüketimi artırmak için gelirlerin hanelere dağıtılması durumunda yatırımlara ağırlık verilemeyecek. Bu konuda ekonomist Nouriel Roubini endişeli. Roubini, yatırımlara ağırlık verilmemesi halinde ekonomik büyümenin azalacağını, nüfusun yaşlanması halinde hizmet sektörünün gerileyeceğini, üretimin bu durumdan olumsuz etkileneceğini ifade ediyor.
Faiz dengeyi sağlar mı
Deutsche Bank Asya ve Pasifik Sorumlusu Michael Spencer, Çin'de iç tüketimi artırma yolundaki girişimlerde karşılaşılabilecek sorunların faiz oranlarında oynanarak çözülebileceğini belirterek, "Şu anda Çin'de konjonktür gayrimenkul pazarını kısmen aşağıya çekiyor. Eylül sonu itibariyle genel anlamda ekonomik gidişat düze çıksa da gayrimenkul yatırımları bu yıl da düşük olacak. Devlet harcamaları da düşecek. Bu durum Çin'deki iç konjonktür büyümeye engel çıkaracak. Bunlara yanıt mart ve mayıs aylarında birkaç kez faiz indirimine gidilerek verilebilir" diye konuşuyor.
Ekonomist Nouriel Roubini, Çin'in güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu belirterek, ancak iç dengelerin de gözetilmesi gerektiğini belirtiyor. Roubini, Devlet Başkanı Şi Cinping'in kararlı olduğunu belirtiyor.
©Deutsche Welle Türkçe
Thomas Kohlmann