Çeçenistan ve Rusya...
5 Aralık 2003Rusya’nın güneyinde meydana gelen ve 37‘den fazla kişinin ölümüne neden olan eylemin ardında Çeçen militanların olduğu sanılıyor. Eylem, korku ve gerilime neden oldu. Saldırının Pazar günü yapılacak seçimleri etkileyecektir. DW'den Miodrag Soric'in yorumu...
Rusya’nın güneyindeki eylemi kimin gerçekleştirdiği henüz belli değil. Belirsizlik, spekülasyonlara yol açıyor. Elbette pek çok kişi, olayın ardında Çeçenler'in bulunduğunu tahmin ediyor. Ancak saldırının ille de örgütlü bir Çeçen eylemi olması gerekmez; Kafkaslar’da Rusya Ordusu’na karşı mücadele eden Çeçen direnişinin talimatıyla hareket etmeyen, bireysel bir çıkış da sözkonusu olabilir.
Bu olasılığı da gözönünde bulundurmak lazım, çünkü çok sayıda Çeçen kadın, kocasını ya da oğlunu savaşta yitirdi. Rus güvenlik güçleri pek çok masum sivile zarar verdi. Yapılan kötülüklerin bedeli, zaman zaman intikam eylemi olarak geri dönebiliyor. Son eylem de sözünü ettiğimiz türden bir intikam hareketi olabilir.
Rus yönetiminin eyleme tepkisi sert oldu: Kimi küfretti, kimi beddua etti. Bedduaların, küfürlerin pek bir yararı yok. Kimseye yardımı olmaz. Bu tür olayları ne kadar önlem alırsanız alın önlenemiz çok zor. İsterseniz bölgedeki güvenlik önlemlerini en üst düzeye çıkarın...
Rusya’da iktidarı elinde bulunduranlar, eylemlerin önüne geçebilmek için şimdiye kadar asıl atılması gereken adımı atmadı. Yapılması gereken, Çeçenistan’da görev yapan Rus askerlerinin sivil halka baskı yapmasını engellemekti. Bu adım atılmadı, baskılar engellenmedi.
Anlaşılan Rus askeri ”yapmayın, Çeçen sivillere baskı uygulamayın” talimatını yerine getirebilecek yetenekte değil. Hala sivil toplum örgütleri, bölgede Rus ordusunun insan hakları ihlalleriyle ilgili raporlar yayınlıyor. Askerlere engel olunmadıkça, Rusya İçişleri Bakanı istediği kadar tehditler savurup dursun: Gelecekte de yine bölgede intikam eylemleri yaşanacaktır.
Aslında Çeçenistan’da Rus ordusuna karşı yürütülen silahlı mücadele, geçtiğimiz aylarda büyük çapta kırılmıştı. Askeri başarının ardında pek çok isim var. İsimlerden biri Ahmet Kadirov. Moskova yönetimi, geçtiğimiz Ekim ayında Kadirov’un Çeçenistan Devlet Başkanlığı’na seçilmesini sağladı. Yeni Çeçen Başkanı, Rusya Ordusu ile birlikte direnişçilere karşı savaşan, binlerce kişiden oluşan bir özel orduya komuta ediyor.
Direnişçiler, Rus Ordusu ile birlikte hareket Kadirov’un özel birlikleriyle savaş meydanında temastan kaçınıyor. Bu yüzden de direniş, kendini giderek daha fazla, bu tür bombalama eylemleriyle ortaya koymayı tercih ediyor. Yine olan sivillere oluyor. Bu kez can verenler Ruslar'dı. Şiddetin karşı şiddeti doğurduğu bir kısır döngüyle karşı karşıyayız. Kısır döngüyü ne kimse durdurabiliyor ne durdurmak gerçek anlamda durdurmak isteyen var.
Terör, toplumda korkuya ve gerilime yol açıyor. Elbette korku ve gerilim, bu pazar yapılacak Rusya Parlamento seçimlerini de etkileyecektir. Radikallerin puanlarını artıracağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Wladimir Jirinowski, yüzde 5 barajını mutlaka aşacaktır.
Sergey Glasyev ve Dimitri Rogozin’in Vatan Partisi’ne korku ve gerilim puan kazandıracak, bu parti de Meclis’e girmeyi başaracaktır. Ancak Çeçenler'le barış görüşmeleri yapılması için çağrıda bulunan, hukuk devleti kurmayı hedefleyen demokratik hareketler için aynı şeyi söylemek zor. Yabloko Partisi’nin lideri, ebedi muhalif Grigori Yavlinski de kaybedenlerden olacak.