Yunanistan'ı ne bekliyor?
16 Mayıs 2012Kamuoyu yoklamalarına göre, Yunan halkının yüzde 80’i ekonomik krize rağmen Euro Bölgesi’nde kalmaya devam edilmesini istiyor. Ancak ülkedeki yaşam koşullarını çekilmez hale getirdiği için tasarruf politikasının şimdiki haliyle sürdürülmesine karşı çıkanların oranı da hemeh hemen aynı.
Atina'da açıklanan son rakamlar, halkın korkusunun yersiz olmadığının bir göstergesi: Yunan ekonomisi yılın ilk çeyreğinde yüzde 6’dan fazla küçüldü. Bu, barış ortamında yaşayan bir ülkenin şimdiye kadar tanık olmadığı bir ekonomik gerileme.
Peki Yunanistan’ı borç batağından kurtarmak için tasarruf önlemleri dışında başka bir alternatif yok mu? Seçmenin iki hafta önceki seçimlerde temel sorunu göz ardı ettiği ve bunun mutlaka telafi edilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunan siyaset bilimci Manolis Kottakis, son seçimlerde geleneksel partilerin yaşanan ekonomik felaketten dolayı cezalandırıldığı görüşünde. Kottakis, ülkenin güncel sorunlarına ilişkin temel meselenin ciddiyetle dikkate alınmadığını belirterek, "Yeni seçimler başka koşullar altında gerçekleşecek. Bu nedenle siyasi partiler bu kez pozisyonlarını netleştirmeli ve pragmacı çözümler sunmalı” dedi.
Atinalı gazeteci Babis Papapanayotu da seçimlerin bu kez protesto ya da bir isyan niteliği taşımayacağı beklentisinde olduğunu söylüyor. Papapanayotu'ya göre seçmen, ülkenin Avrupa'daki geleceğinin güvence altında olmasını talep ediyor. Bir sonraki seçimlerde, Avrupa ve Euro'dan yana olanlarla başka bir yol tercih edilmesini savunanlar arasındaki ayrımın iyice netleşeceğini belirten gazeteci, "Dolayısıyla merkez sağdaki partilerle solcular arasındaki sürtüşmenin daha da ön plana çıkacağını tahmin ediyorum. Ki bu sefer solu alışmış olduğu üzere sosyalistler değil, radikal solcuların SYRIZA partisi temsil ediyor. Bu nedenle tartışmanın dozu iyice artacak” şeklinde konuştu.
"Radikal Sol İttifak birinci çıkacak"
Son yapılan seçimlerden ikinci güç olarak çıkan Alexis Tsipras liderliğindeki Radikal Sol İttifak, yüzde 16’nın üzerindeki oy oranıyla 52 milletvekili çıkarmıştı. Kamuoyu yoklamaları, tasarruf önlemlerini reddeden SYRIZA’nın seçimlerden bu kez birinci olarak çıkacağını gösteriyor. Bu durumda da Tsipras, başbakanlık koltuğuna daha da yakınlaşmış olacak.
Seçim kampanyalarında Tsipras’ın iki temel tutumu ön plana çıktı. Solcu lider, ülkesinin Euro Bölgesi’nde kalmasını savunmakla birlikte Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu’ndan alınan borçların geri ödenmesine ve tasarruf önlemlerine karşı çıkıyor. Ekonomist Mikhail Arguru, Radikal Sol İttifak'ın ekonomi programının, kamu hizmetlerinin yeniden yapılandırılması, devletleştirme planlarını ve mümkün olduğunca hiçbir reform yapılmamasını öngördüğünü belirtti. Arguru, "Genç ve dinamik olduğu hissi uyandıran bir politikacının başka hiçbir alternatif sunamaması, gerçekten çok yazık… Sadece şimdiye kadar olduğu gibi devam etmek istiyorlar. Daha doğrusu ülkeyi 2009 yılına geri götürmeyi arzu ediyorlar ve taraftarlarına hiçbir zaman sağlamayacakları koşulları vaat ediyorlar“ dedi.
Refahı hangi parayla sağlayacaklar?
Solcu politikacılar, sık sık vaat ettikleri refahı hangi parayla sağlayacakları sorusuyla karşı karşıya kalıyor. Buna verilen yanıtlar ise farklı. Kimileri, ekonomik büyüme için banka mevduatlarının kullanılmasını önerirken, kimileri de yılda 20 bin Euro’dan fazla kazanan kişilere devlet tahvili alma zorunluluğu getirilmesinden bahsediyor.
Merkez sağdaki Yeni Demokrasi Partisi’nin lideri Antonis Samaras ise solcu politikacıları “dolandırıcılıkla” suçlayarak Avrupa’nın tek seçenek olduğu konusunda seçmenlerini ikna etmeye çalışıyor. Samaras açısından bunun çok kolay olmayacağı uyarısında bulunan siyaset bilimci Alexis Papahelas, “Acaba Sayın Samaras merkez sağ cepheyi tek çatı altında toplayıp, Avrupalılık profilini güçlendirerek yeni kadrolara şans tanıyabilecek mi?” dedi.
Erken seçimler, ülkenin geleceğini belirleyecek. Zira Yunanistan'ın Euro Bölgesi'nde kalıp kalmaması, iktidara gelecek hükümetin politikalarına bağlı. Avrupa Birliği, borçların geri ödenmemesi ve reformlara, yani tasarruf önlemlerine devam edilmemesi durumunda Atina'ya mali yardım aktarılmayacağını yüksek sesle söylüyor. Nitekim kulislerde Yunanistan'ın kontrolsüz iflası ve Drahmi'ye dönüşü çoktandır konuşulmaya başlandı.
© Deutsche Welle Türkçe
Jannis Papadimitriou /Çeviren: Hülya Köylü
Editör: Ahmet Günaltay