1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ukrayna'nın yeniden inşası: Marshall Planı tartışılıyor

26 Ekim 2022

Berlin'de düzenlenen bir toplantıda Ukrayna'nın yeniden inşası ele alındı. Peki Ukrayna'nın savaşın yaralarını sarmak için nasıl bir desteğe ihtiyacı var? Türkiye bu süreçte nasıl bir rol oynayacak?

https://p.dw.com/p/4IhiA
Fotoğraf: Metin Aktas/AA/picture alliance

Oxford ve Princeton gibi önde gelen üniversitelerden ekonomi profesörleri ile Ukrayna kalkınma ve ekonomi bakanlarının katılımıyla Almanya'nın başkenti Berlin'de dün bir uzmanlar konferansı düzenlendi. Ukrayna'nın yeniden inşasının nasıl finanse edileceği ve sürecin nasıl yönetileceği 25 uzmanın katılımıyla gerçekleşen toplantıda ele alındı.

Ukrayna'nın yeniden inşasının ne kadara mâl olacağından çok, finansman modelleri ve yatırımlara nereden başlanması gerektiği tartışılan konferansın bir karar alma mekanizması bulunmuyor. Çıktılar, ilgili taraflara tavsiye ve yol gösterme niteliği taşıyor.

Toplantı sonrası Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile yaptığı ortak basın açıklamasında Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Böylesi büyük ölçekli bir yeniden inşa girişiminde dünyanın en iyi uzmanlarını bir araya getirmesi ve onlardan bir şeyler öğrenmemiz açısından bu etkinlik çok önemliydi" dedi. Leyen, "Bu kadar çok konuda hemfikir olmamız beni çok memnun etti" diyerek ilerleme kaydettikleri mesajı verdi.

Konferansta taraflar,Ukrayna için bir Marshall Planı oluşturulması fikrini de tartıştı. Von der Leyen ve Scholz'un desteklediği planın nasıl hayata geçirileceği henüz bilinmiyor. ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya ve diğer Avrupa devletlerinin yeniden inşası için milyarlarca dolar destek sağlamıştı. 1948-1952 yılları arasında yapılan bu yardımlar Marshall Planı olarak anılıyor.

Deutschland | Ukraine-Konferenz in Berlin | Mateusz Morawiecki
Fotoğraf: Anna Widzyk/DW

"Finansman anlaşmasında ilerleme sağlandı"

Toplantının sonuçlarına dair DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ukrayna Ekonomi Ombudsmanı Roman Waschuk, somut ilerleme bakımından Lugano konferansının ötesine geçildiğini söyledi. Waschuk, "İçeriden yansıyan haberlere göre bir finansman anlaşması için kapalı kapılar ardında ilerleme sağlandı" değerlendirmesini yaptı.

Temmuz ayının başında İsviçre'nin Lugano kentinde düzenlenen konferansta Ukrayna hükümeti ilk kez, bir yeniden toparlanma ve inşa süreci için detaylı taslak sunmuştu.

Konferansın katılımcılarından Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva da toplantı sonrası yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın acil finansman ihtiyaçlarının karşılanmasına çalıştıkları mesajını verdi.

Almanya'nın değişen tutumu

Almanya Başbakanı Olaf Scholz'un Ukrayna için bir Marshall Planı oluşturulması çağrısının önemli olduğunu kaydeden Waschuk, "Scholz, 'Ukrayna geleceğin AB üyesi olarak inşa edilmeli' dedi. Evet, Avrupa Birliği yavaş karar almakla eleştiriliyor ancak bu bir kez oldu mu, ona bağlı kalıyor. Bu noktada konferansa ev sahipliği ve Scholz'un güçlü mesajları Almanya'nın AB içindeki konumu açısından kritik. Bundan önce Ukrayna'nın komşuları ve Kuzey Avrupa ülkelerinin Kiev lehine kampanyaya öncülük ettiğini görüyorduk" dedi.

Waschuk'a göre, işgalin ilk aylarında Rusya karşısında yeterince sert tutum almamakla eleştirilen Almanya diğer Avrupa ülkelerine kıyasla geride kaldığını hissetti ve Scholz son açıklamalarıyla bunu telafi etmek üzere önemli bir adım attı.

Ukrayna Ekonomi Ombudsmanı Roman Waschuk
Ukrayna Ekonomi Ombudsmanı Roman WaschukFotoğraf: Business Ombudsman Council, Ukraine

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın (EBRD) eski Ukrayna Direktörü Şevki Acuner de "Özellikle altyapıya yönelik son saldırılar uzun süre sürecin uzağında bir görüntü çizen Almanya'yı bile son derece angaje hale getirdi" diye konuştu.

Berlin'deki konferans aynı zamanda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'ın Kiev ziyaretine rastladı. Steinmeier'ın dünkü ziyareti, bu yöndeki üçüncü denemesiydi. Geçen hafta güvenlik kaygısıyla ertelenen ziyaret, ilk planlandığı Nisan'da Ukrayna'nın "Gelmeyin" mesajıyla iptal edilmişti.

Hava savunması öncelik

Steinmeier ile görüşmesi sonrası Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky, hava savunma sisteminin önemine dikkat çekerek Almanya'nın sağladığı Iris-T sistemi için teşekkür etti, "Son derece etkili, devamını bekliyoruz" dedi. Almanya, söz verdiği dört Iris-T hava savunma sisteminin ilk ünitesini geçtiğimiz günlerde Ukrayna'ya teslim etmişti. Dünkü konferans öncesi Scholz da ülkesinin Ukrayna'ya hava savunma sistemleri sağlamayı sürdüreceği sözünü verdi.

Şevki Acuner de yeniden inşa sürecinde hava savunmasının önemine dikkat çekti.

Altyapıya yönelik İran yapımı insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırıları hatırlatan Acuner, "Her gün vurulma riski olan bir inşaata finansman bulmak zordur. Dev inşa planının hayata geçmesi için hava saldırılarının kontrol altına alınması gerekiyor" dedi.

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Zelenskiy ile Kiew'de bir araya geldi
Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, Zelenskiy ile Kiew'de bir araya geldi Fotoğraf: GLEB GARANICH/REUTERS

Denetim mekanizması kuruluyor

DW Türkçe'ye konuşan uzmanlar, kritik altyapı onarılmadan Ukrayna'nın kış aylarını atlatamayacağına dikkat çekerek çatışma bölgeleri dışında yatırımlara derhal başlanması gerektiğini anlattı.

Bu noktada yeniden inşanın nasıl finanse edileceğine dair somut bir yapının oluşmaya başladığını aktaran Waschuk, "Sigorta şirketleri nasıl pozisyon alacak, kredi koşulları ne olacak bunların kolay cevapları yok. Yine de bu konferansta Ukrayna, bütçe ihtiyaçlarını, hızlı iyileşme için hemen yapılabilecekleri somut olarak ortaya koydu" dedi.

Berlin konferansının açılışına video konferans yöntemiyle katılan Zelensky, 2023'te bütçe açığını 38 milyar dolar olarak öngördüklerini, hükümetin temel fonksiyonlarının devamlılığı için bu paraya ihtiyaçları olduğu bilgisini verdi.

Donör ülkelerin katılımıyla şeffaf ve rekabetçi bir yatırım planı hazırlanması gerektiğine işaret eden uzmanlar, en büyük zorluğun, uluslararası bağışçılara paralarının gerçekten doğru şekilde harcandığını gösterecek bir yapı oluşturulması olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin rolü

Almanya, Marshall Planı çıkışıyla yeniden inşa sürecine katkısını arttırırken, donör ülkelerin kendi şirketlerini önceleyeceği, Türk firmalarının finansman sorunları yüzünden geri kalacağı yorumları yapılıyor.

Ancak bu görüşe katılmadığını belirten Türk Ukrayna İşadamları Derneği (TUİD) Başkanı Burak Pehlivan, "Türkiye rol kaptırmıyor. Güney Kore, Japonya veya İngiltere finansman noktasında sürece destek verecekler ancak sahada Türk ve Ukraynalı inşaat şirketleri olacak çünkü bu firmalar tüm makineleriyle, kurulu altyapılarıyla zaten buradalar" dedi.

Savaştan önce Ukrayna'da büyük yol ve köprü inşaatları yapan Türk şirketlerinin binlerce araç ve makineleriyle çalışmaya hazır beklediğini kaydeden Pehlivan, "Bunları dışarıdan getirmeye çalışmak aylar sürer. En uygun maliyetle bu işi yapabilecek olan yine Türk firmaları" diye konuştu.

Savaşta zarar gören Kırım Köprüsü
Savaşta zarar gören Kırım Köprüsü Fotoğraf: AFP/Getty Images

Lugano ve Berlin'deki konferansların Türkiye'nin yeniden inşa girişimlerine rakip değil, tamamlayıcı etkinlikler olduğu yorumunu yapan Pehlivan, Türkiye'nin zaten işin finansman noktasında değil, sahada olmak istediğini aktardı.

Temmuz ayında İstanbul'da Ukrayna ve Türkiye iş dünyasından temsilcilerin bir araya geldiği konferans düzenlenmişti. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, eylül ayında Lviv'e giderek Türkiye-Ukrayna İş Forumu'na katılmıştı.

Savaşın maliyeti

Kiev Ekonomi Okulu 21 Ekim'de yayınladığı son raporunda, savaştan zarar gören yapıların yeniden inşası için 127 milyar dolara ihtiyaç olduğunu hesaplamıştı. 50 milyar dolar ile en fazla yatırım yıkılan konutların onarımı için gerekirken, onu 35 milyar dolarla altyapının inşası için gereken tutar izliyor.

Aynı rapora göre Rusya işgalinin başladığı 24 Şubat'tan bu yana en az 616 idari bina, 1002 sağlık tesisi, 1270 okul, 19 havalimanı, 110 demiryolu istasyonu, 315 köprü ve 10 termik güç santrali kullanılamaz hale geldi.