Türkiye'de ekonomik darboğaz tehlikesi
4 Şubat 2016Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), dün açıkladığı Ocak 2016 enflasyon verileri, Türkiye ekonomisinin, “yüksek enflasyon” yarasının yeniden depreştiğini ortaya koydu.
Ocak ayında, yüzde 1,82 artarak, yüzde 2'ye yaklaşan Tüketici Fiyat Artışları (TÜFE), yıllık olarak da, 9,58 artışla yüzde 10 sınırına yaklaştı. Ocak'ta enflasyon sepetini oluşturan 427 mal ve hizmet kaleminin 285'inin fiyatı arttı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Yüksek Ekonomi Sorumlusu Abdolreza Abbassian, 2015 yılı sonunda dünyada, et, süt, tahıl başta olmak üzere, gıda fiyatlarının yüzde 19,1 düzeyinde gerilediğini, dünya gıda fiyatlarının dört yıldır üst üste düştüğünü açıkladı. Buna karşılık TÜİK verilerinde, 2014 Ocak ayında yüzde 2,2 olan gıda enflasyonunun, bu yılın Ocak ayında, yüzde 4,28'le, aylık TÜFE'nin üç katına yakın arttığı görülüyor. Gıdadaki yıllık enflasyon ise yüzde 11,69.
AKP'li belediyelerin ekmek ve ulaşım zamları
AKP'li Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri'nin, toplu taşıma, ekmek, su fiyatlarına yaptıkları yüzde 20 ve üzerindeki zamlar, Ocak enflasyonuna henüz yansımış değil. Diğer zamlarla birlikte, bu fiyat artışları da, Şubat ve sonraki ayların enflasyonuna yansıyacak. Hükümetten gelen tepkiler üzerine, Ankara Belediyesi, Halk Ekmek fiyatlarında yaptığı artışın 5 kuruşunu geri aldı.
Dünyada, petrol ve doğal gaz fiyatları, hızla dibe vururken, Türkiye'de de yüzde 26,05'lik düşüş gerçekleşti. Buna karşılık, ulaşım fiyatlarındaki enflasyon artışı, Ocak ayında yüzde 5,85 oldu.
MB'nın faiz politikası negatif etken
Tüm bu etkenler, enflasyonu geçen yılın Ekim ayından bu yana, sürekli yukarı doğru hareketlendirirken, yüksek enflasyon artışındaki bir başka etken de, Merkez Bankası'nın (MB), faiz politikası. Aylardır, faizi yüzde 7,5'ta sabitleyen MB'nın, ortalama fonlama maliyeti, uzun süredir enflasyonun altında. Şu anda, yıllık yüzde 9,58'lik enflasyonun, iki puan altında kalan MB politika faizi, negatif düzeyde. Negatif faize, terör, başkanlık tartışmaları, dış politikadaki istikrarsızlıklar, Rusya'nın yaptırımları, Kürt sorununun çözümündeki tıkanıklıklar vb. iç ve dış riskler eklenince, Türkiye'den sermaye kaçışı da hız kazandı. 2015'in Ocak-Kasım döneminde, Türkiye'den çıkan sermaye, 69 milyar doları buldu.
Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), açıkladığı 2016 Projeksiyonlarında, bu yılki sermaye çıkışlarında, Türkiye'nin, Brezilya ve Güney Afrika'nın da önünde, birinci sırada yer alacağını öngörüyor.
Yabancı sermaye kaçıyor, döviz gelirleri eriyor
Türkiye ekonomisi, sermaye kaçışlarıyla, milyarlarca dolar kan kaybına uğrarken, en önemli iki döviz geliri kaynağı da, tıpkı enflasyon gibi kötüleşen bir seyir izliyor.
Geçen yıldan bu yana, sürekli gerileyen ihracat, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) açıkladığı Ocak 2016 verilerine göre, bir ayda yüzde 14,4 düştü. İhracattaki yıllık gerileme, yüzde 9,8'i bulurken, önemli ihraç pazarlarının tümünde (Almanya, Rusya, İngiltere, İtalya, ABD, Irak) keskin düşüşler yaşandı. 1 Ocak'ta devreye giren yaptırımlar, ilk etkisini gösterirken, Rusya'ya ihracat Ocak'ta yüzde 12,6 azaldı. Musul-Başika Krizi ardından, Bağdat yönetiminin getirdiği kısıtlamalar, Irak'a yönelik ihracata darbe vurdu. İlk sıralarda yer alan Irak pazarına yönelik ihracat, Ocak'ta yüzde 47,9, yani yarı yarıya düştü.
Turizmde, Rusya yaptırımları henüz yansımadı
Turizm'de de, IŞİD ve PKK terörüyle, Suruç ve Ankara katliamlarının etkisi, TÜİK'in açıkladığı 2015 turizm istatistiklerine yansıdı. 2014 sonunda, 34 milyar dolar olan turizm gelirleri, 2015 sonunda 8,3 düşüşle, 31 milyar dolara indi.
Rusya'nın, Türkiye turların iptalini içeren yaptırımları, 1 Ocak'ta yürürlüğe girdiği için, bu verilere yansımış değil. IŞİD'in, 12 Ocak'ta, ağırlıkla Alman turistlere yönelik, Sultanahmet saldırısı ardından, yoğun rezervasyon iptalleri başladı. Antalya ve Ege'de, 1300 dolayında otel, motel, tatil köyü, satılığa çıkarılmış durumda. 2016'nın, turizmde 2015'ten kötü bir yıl olması, turizm gelirlerinin daha da düşmesi, sürpriz olmayacak.
Başbakan'dan yabancı yatırımcıyı ikna turları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP'yi, “Başkanlık Sistemi için 330 oy bulup referanduma gitmeye” zorlarken, Başbakan Ahmet Davutoğlu Londra, Davos ve Berlin'e yaptığı ziyaretlerle sermaye kaçışını durdurmaya, yabancı yatırımcıları Türkiye'ye gelmeye iknaya çalışıyor. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı'nın direnci nedeniyle, 1 Kasım sonrası, yeni hükümette bakan yapamadığı Ekonomiden Sorumlu Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı da yanında götürerek, yabancı yatırımcılara güven vermeye çalışıyor.
Ancak tüm bu çabalara ve “Türk tipi başkanlık” tartışmalarına rağmen, ekonomideki hızlı kötüleşme gizlenemiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Zülfikar Doğan / Ankara