Türkiye Gazeteciler Sendikası'na Willy Brandt Ödülü
24 Ocak 2017Almanya'da Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) Berlin’deki Willy Brandt Evinde bu yıl beşinci kez verilen Willy Brandt Ödülü bu yıl Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nie verildi. Willy Brandt Siyasi Cesaret Özel Ödülü'ne de Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) layık görüldü.
SPD’nin en ünlü politikacısı sayılan ve 1971 de Dünya Barış Ödülüne layık görülen Willy Brandt’ın heykeli bulunun fuayede düzenlenen ödül töreni Alman ve Türk seyirciler tarafından büyük ilgi gördü.
Açılış konuşmasını yapan Uluslararası Willy Brandt Ödülü Jüri Başkanı Edelgard Bulmahn, ödülün insan hakları, insanlık ve dayanışma alanında çalışan kurumlara ve şahıslara verildiğini hatırlattı. Bulhmahn, SPD olarak Türkiye’deki gazetecilerin durumunu endişeyle izlediklerini söyledi ve Türkiye’de gazetecilik yapanların özgürlüklerini ve hayatlarını riske attığını vurguladı.
Bulmahn "Umarım Siyasi Cesaret Özel Ödülü başka insanlara da ümit verecektir" diye konuştu.
"Demokrasi mücadelesinde sembol"
Gecede bir konuşma yapan SPD Federal Başkan Yardımcısı Thorsten Schäfer-Gümbel, her zaman önemli olan sendikaların Türkiye’de özellikle önemli olduklarının altını çizdi. Thorsten Schäfer-Gümbel, TGS’nin yaptığı çalışmalarıyla her gün yeniden cesaret gösterdiğini, verdiği demokrasi mücadelesiyle önemli bir sembol haline geldiğini vurguladı.
Schäfer-Gümbel, sansürün Demoklesin Kılıcı gibi senelerdir gazetecilerin üzerinde olduğunu, neredeyse hiçbir televizyon kanalının serbest çalışamadığını, yabancı gazetecilerin işlerine müdahale edildiğini ve 145 gazetecinin tutuklu bulunduğunu söyledi. Yaklaşık 3 bin gazetecinin de işsiz olduğunu hatırlatan Schäfer-Gümbel, demokrasi sorununun böylelikle aynı zamanda sosyal bir sorun olduğunu hatırlattı. Schäfer-Gümbel eleştirel basının susturulmaya çalışıldığı bir ortamda TGS'nin tüm gazetecilerle aynı derecede dayanışma gösterdiğinin altını da çizdi.
Durmuş: Ödül bize güç verdi
TGS adına ödülü alan başkan Gökhan Durmuş, teşekkür konuşmasında bu ödülün kendilerine güç verdiğini ve ödülü cezaevinde bulunun tüm gazeteciler adına aldığını söyledi. Durmuş, "Bu ödülü biat etmediği için işsiz kalan ve yoksullukla terbiye edilmeye çalışan medya çalışanları adına alıyorum. Bu ödülü hala tarafsız objektif haber yapmak için mücadele eden haberciler adına alıyorum" diye konuştu. Medyanın özgür olmadığında, toplumun da özgür olmadığını ifade eden Durmuş, daha fazla dayanışmaya ve mücadeleye ihtiyaç olduğunun altını çizdi.
DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Durmuş, "Bize verilen bu ödül bizim doğru şeyler yaptığımızı gösteriyor. Maalesef Türkiye’de çok sayıda gazeteci cezaevinde, sürekli üzerlerinde bir baskı var, sürekli bir korku hali yaratılmaya çalışılıyor ama biz sendika olarak bu korkuların altında ezilirsek Türkiye’de gazeteciler asla özgür olamaz. Bizim dik durmamız gerekiyor ki gazeteciler nefes alabilsinler, onlar da nefes alınan alanlar açsınlar" dedi.
"Duyarlılık oluşturmak"
Ödül törenine CHP Berlin Birliği Başkanı Kenan Kolat da katıldı. Kolat, "Böyle uluslararası ödüllerin bir önemi vardır, o da duyarlılık oluşturmaktır. Bu ödülün, hükümet ortağı SPD'nin barış ödülü almış eski bir başkanının adına verilmiş olması çok önemlidir diye düşünüyorum ve olumlu etki yapacağına inanıyorum" dedi.
Konuklar arasındaki eski Almanya Büyükelçisi Eckart Cuntz da "Benim Türkiye’de bulunduğum yıllarda da basın özgürlüğü kısıtlanıyordu fakat bu son iki yıl içinde yaşadıklarımız bu şekilde daha önce yoktu. Umarım Türkiye’deki yetkililer basın özgürlüğünün, bir toplumun yaşama gücü için hayati önem taşıdığını anlarlar’ diye konuştu.
Üç bin euroluk ödül daha önceki yıllarda orkestra şefi Daniel Barenboim, Barış Nobel sahibi Aung San Suu Kyi ve Macar felsefeci Agnes Heller gibi ünlü isimlere verilmişti.
© Deutsche Welle Türkçe
Ceyda Nurtsch / Berlin