Türk kebabı İsviçre peynirini eritti!

Türkiye, A grubundaki ikinci maçında Arda Turan'ın son dakika golüyle İsviçre'yi 2:1'le geçerken, Portekiz'e boyun eğen Çekler için de Pazar akşamı oynanacak Türkiye maçı hayatî önem kazandı. EURO 2008'e B grubunda oynanacak Almanya-Hırvatistan ve Polonya-Avusturya maçlarıyla devam edilecek.

Almanya sokaklarında bayram var!

Türkiye'nin, ilk yarısını 1:0 mağlup tamamladığı maçta, önce Semih ve son dakikada da Arda'nın golleriyle İsviçre'yi devirmesi, Almanya sokaklarını da âdeta bayram yerine çevirdi. Maçtan hemen sonra Türk ve Alman bayraklarını alarak araçlarına koşan Avrupalı Türkler, İsviçre galibiyetini, Türkiye'den alışık olduğumuz coşkulu manzaralarla kutladı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar klakson seslerine karışan "Türkiye Türkiye" tezahüratlarına zaman zaman Almanların da iştirak ettiği görüldü.

Maçı yayınlayan Alman ikinci televizyon kanalı ZDF de sık sık Almanya ve İsviçre sokaklarındaki sevinç gösterilerini ekrana getirirken, yapılan yorumlarda kaleci Volkan ve Arda'nın performansına övgüler yağdırıldı. İsviçre'nin EURO 2008'e havlu atmasıysa "bahçesinde parti veren evsahibinin, misafirlerini bırakıp erkenden yatmaya gitmesi biraz ayıp oldu!" ve "Türk kebabı, İsviçre peynirini eritti" şeklinde espirili yaklaşımlarla değerlendirildi. Bu arada Basel'de bir Türk vatandaşının, Arda'nın galibiyet golünün ardından kalp krizi sonucu öldüğü açıklandı.

Fatih Terim ders alınca...

Turnuva öncesi Fatih Terim'in sarfettiği "ben ders almam, veririm" şeklindeki sözleri hâlâ hafızalardaki yerini korurken, geçen Cumartesi günü Portekiz karşısında sergilenen mahkum futbol sonrası "keşke ders alsaydı, en azından bu durumlara düşmezdık" yorumlarının yapılmasına neden olmuştu. Bu sezonun büyük bir bölümünü sakat geçiren Emre Belözoğlu ve Gökhan Zan gibi oyunculara bel bağlanması, kendi takımında bile yedek olan Colin Kâzım'ın ilk onbirde oynatılması, genç Mevlüt'e "kurtarıcı" gözüyle bakılması, buna karşın sezonun en formda oyuncularından Arda'nın bir dakika bile oynatılmaması, başlıca eleştiri konularıydı.

Fatih Terim'in, sakat futbolcuların çokluğndan dolayı kadroda revizyona gitmesi ve doğruları kısmen bulması, Türkiye'nin zaferinin en önemli nedeni kuşkusuz. Özellikle forvette yalnız kalan Nihat'a destekçi olarak Türkiye Süper Ligi'nin gol kralı Semih'in ikinci yarıda oyuna alınması, Mehmet Topal'ın ise elverişsiz hava ve saha koşullarında orta sahada tam bir "çapa" olarak görev yapmaya başlaması, Terim'in hatalarından ders almaya başladığının göstergeleriydi.

İsviçreli Türkler!

Yiğidi öldür, hakkını yeme demişler! Zor şartlarda oynanan mücadelede son dakika golüyle yıkılan İsviçre'nin de hakkını teslim etmek gerekiyor. Özellikle Türk asıllı futbolcular Hakan Yakın, Eren Derdiyok ve Gökhan İnler'in başarılı performansı, ilk yarıda İsviçre'nin daha baskın bir oyun ortaya koymasının en önemli nedeniydi. Nitekim İsviçre'nin golünü de Eren'in pasında Hakan Yakın attı. 2005 yılının başında Galatasaray'a transfer olan Hakan Yakın, hemen hemen hiç forma şansı bulamayıp altı ay sonra Stuttgart'a geri dönmüştü. Halen İsviçre'nin Young Boys takımında oynayan Hakan Yakın, bu sezon 24 golle, ligin gol kralı olmayı da başardı. Hakan Yakın, 1998/99 sezonunda Joachim Löw'un çalıştırdığı Fenerbahçe'de forma giyen Murat Yakın'ın kardeşi.

Polonya-Almanya maçında iki gol atan Polonya asıllı Alman milli futbolcu Lukas Podolski'nin abartısız sevinci ve gözlerinden süzülen damlalar, taraflı tarafsız izleyen herkesi etkilemişti. Hakan Yakın'ın da Türkiye'nin ağlarına gönderdiği golün ardından benzer bir sükûnet içinde olması da aynı ölçüde takdir edilmesi gereken bir davranış olsa gerek...

Gökhan İnler de kendini beğendirememişti

Halen Udinese'de oynayan Gökhan İnler de Türk takımlarına kendini beğendirememiş bir yıldız. Orta sahanın ortasında görev yapan 24 yaşındaki Gökhan, bu sezon İtalya Ligi Serie A'nın "en iyi yeni yabancı futbolcusu" seçildi. 37 maçta da görev yaparak bir istikar âbidesi olan Gökhan İnler,

Gökhan İnler, Süper Lig'de 2003-04 sezonunu şampiyon tamamlayan Fenerbahçe'ye tavsiye edilen genç yeteneklerden biriydi. İsviçre'nin Grasshoppers takımında oynayan Önder Çengel'le birlikte denenmek üzere gelen Gökhan, Sarı-Lacivertlilerin Almanya kampına katıldı. Hatta hazırlık maçlarında F.Bahçe formasını sırtına geçirdi. 11 Ağustos 2004'te F.Bahçe ile 4 yıllık sözleşme imzalayan Gökhan'ın Fener macerası, dönemin teknik direktörü Alman Christoph Daum'un gözüne girememesi nedeniyle, daha başlamadan bitti.

Ardından kısa bir süre Beşiktaş'ta denenen Gökhan İnler, Siyah-Beyazlılara da kendini beğendiremedi. 19 Mayıs 2006'da Türkiye Ümit Milli Takım forması giyen Gökhan İnler, 2 Eylül 2006'da İsviçre A Milli Takım formasıyla sahaya çıktı. İsviçre 21 Yaşaltı Milli Takımı için yapılan daveti Türkiye forması giymek istediği için reddeden Gökhan İnler ileriyen süreçte Türkiye'den olumlu cevap alamayınca İsviçre'de oynama kararı verdi. Udinese ile 2012 yılına kadar sözleşmesi bulunan Gökhan'ın piyasa değeri, Alman transfermarkt.de sitesine göre 5,5 milyon Euro. Liverpool, Manchester City ve Inter kulüpleri, Gökhan'ı transfer edebilmek için adeta birbirleriyle yarışıyor.

Ronaldo "Çek"leri bozdu!

A grubunun diğer maçında Portekiz, Çek Cumhuriyeti karşısında 3:1 galip gelirken, maça damgasını vuran oyuncu olan Cristiano Ronaldo, bir gol atarken, Deco ve Quaresma'ya yaptığı asistlerle galibiyetin baş mimarı oldu. Bu sezon Manchester United'i ligde attığı 31 golle şampiyonluğa taşıyan 23 yaşındaki genç yıldız, sekiz golle de takımının Şampiyonlar Ligi'ni kazanmasında en büyük pay sahibi oldu. Real Madrid'in 100 milyon Euro bile ödemeye hazır olduğu iddia edilen Ronaldo, giderek yükselen form grafiği ile EURO 2008'e damgasını vuracak gibi görünüyor. Deco, Moutinho, Simao, Pepe, Quaresma, Bosingwa, Carvalho ve Gomes gibi oyuncuların da ona ayak uydurmaya başlaması, Portekiz'in şampiyonluk şansını giderek artıran bir başka önemli faktör.

Kader maçı penaltılara kalabilir

Pazar akşamı TSİ 21:45'de oynanacak Türkiye-Çek Cumhuriyeti maçı, A grubundan çeyrek finale yükselecek ikinci takımı belirleyecek. Ancak karşılaşma önce çok ilginç bir matematiksel durum sözkonusu: Her iki takımın da puanları, attıkları ve yedikleri goller eşit: Birer galibiyet ve mağlubiyet, atılan ikişer gole karşılık yenen üçer gol ve eksi birlik averaj sözkonusu. Cenevre'deki maçı taraflardan birinin kazanması durumunda sorun yok. Ancak ya berabere biterse? Bazı spor yorumcularına göre devreye ince hesaplar girecek ve son iki yılın puan ortalamaları, sarı ve kırmızı kartlara bakılacak. Bu yorumlardan yola çıkarak Çek Cumhuriyeti'nin avanatjlı olduğu ve beraberlik durumunda tur atlayan tarafın onlar olacağı iddia ediliyor.

UEFA: Doğrudan penaltılara geçilecek

Ancak burada eksik bir bilgilendirmeden kaçınmak lazım: 2 Aralık 2007'de çekilen grup kuralarında belirlenen EURO 2008 Tâlimatnâmesi gereği, son grup maçlarında 90 dakika sonunda gol, puan ve averaj eşitliği bulunması durumunda (yani UEFA Turnuva Tâlimatnâmesi'nin ilk dört maddesi uyarınca eşitlik bozulmazsa) müteakip maddelere geçilmeyecek.

Bu durumda 5'inci maddede yeralan "grup maçlarındaki gol sayısı", 6'ıncı maddedeki "UEFA sıralaması", 7'inci maddedeki "fairplay sıralaması" ve 8'inci maddedeki "kura" uygulaması devre dışı kalacak ve yarım saatlik uzatmalar dahi oynanmadan, doğrudan penaltı atışlarına geçilecek. Bu nedenle Çeklerin Pazar günü beraberliğe razı olacağını iddia etmek, kamuoyunu yanlış bilgilendirmeden ibaret olur.

Scolari Chelsea'de

İki galibiyetle grup liderliğini garantileyen Portekiz ve turnuvaya erken veda etmesi kesinleşen İsviçre'nin Pazar günü yine TSİ 21:45'te yapacakları maç formaliteden öteye bir anlam ifade etmeyecek. Bu bakımdan özellikle Portekiz'in maça tümüyle yedeklerden kurulu bir maçla çıkması sürpirz olarak karşılanmamalı.

Diğer yandan, dün gece flaş bir transfer haberi futbol dünyasında heyecana neden oldu: Adı Fenerbahçe ile de anılan Portekiz Milli Takımı'nın Brezilyalı çalıştırıcısı Luiz Felipe Scolari, Şampiyonlar Ligi finalisti Chelsea'nin başına geçiyor. Chelsea'nın resmi web sitesi, Scolari ile 1 Temmuz 2008'den geçerli olmak üzere sözleşme imzaladıklarını duyurdu.

Almanlar grup liderliğini garantilemek istiyor

Cristiano Ronaldo önderliğindeki Portekiz'in giderek yükselen form grafiği, şampiyonanın bir başka iddialı ekibi Almanya'nın gözünü korkuttu. Zira A grubunda liderliği garantileyen Portekiz, çeyrek finalde B grubunu ikincisyle karşılaşacak. B grubunda Polonya ile oynadığı ilk maçını 2:0 kazanan Joachim Löw'ün talebeleri, bu akşam Hırvatistan'ı da yenerek, grup liderliğini garantilemek istiyor. İlk maçlarını kaybeden Polonya ve ev sahibi ülkelerden Avusturya'ınn kendi aralarında oynayacağı maçtan ise yüksek bir kalite ve tempo beklemek hayal kırıklığı ile neticelenebilir.

Türkiye-Almanya eşleşmesi mümkün

Gerçi daha erken ama, son günlerin moda tabiriyle; velev ki Türkiye Çekleri, Almanya da Hırvatları yendi diyelim.. O zaman ilginç bir çeyrek final eşleşmesiyle karşı karşıya kalacağız. Daha önce belirlenen eşleşme sistemi gereği A ve B gruplarında ilk iki sırayı alacak takımlar "çarprazlama" yoluyla eşleşecek. Bu durumda A grubunu ikinci bitirecek olan Türkiye'nin, B grubu lideri Almanya ile çeyrek finalde eşleşmesi kaçınılmaz olacak.