Tunus'ta demokrasi sancısı
14 Ocak 2013Arap Baharı’nı başlatan ilk ayaklanma Tunus’ta, bir seyyar meyve satıcısının kendini ateşe vermesiyle başlamış, pek çok ülkede otoriter rejimlerin birer birer devrildiği bir devrim süreci baş göstermişti.
Arap Baharı’nın ilk durağı Tunus’ta yirmi yıldan fazla hüküm süren Zeynel Abidin Bin Ali’nin halk ayaklanması sonucu sürgüne kaçmasının üzerinden tam iki yıl geçti. Ancak demokrasiye giden yol, pek çok Tunuslunun zamanında tahmin ettiğinden çok daha pürüzlü.
Üniversite öğrencisi Muhammed, 2011’e girerken vatandaşların özgürlük ve kalkınma için sokaklara döküldüğünü ama şimdiye kadar bu taleplerin yerine getirilmesi için pek bir adım atılmadığını belirtiyor:
Muhammed, “Çok daha iyisi olabilir. Pek çok toplumsal sorun var. Hükümet ve muhalefet tarafından siyasî problemler de var. Birlikte çalışsalar çok daha hızlı ilerlenebilir” diyor.
İşsizlik sorunu
Tunus ekonomisi hâlâ devrimin olumsuz etkilerini hissediyor. Şiddet korkusuyla pek çok turist ülkeden hâlâ uzak duruyor. Yabancı yatırımcılar da temkinli. Çünkü sürekli grevler ve sokak blokajları fabrikalarda üretimi aksatıyor. İşsizlik oranı resmî verilere göre yüzde 17. Bu, devrim öncesinden daha yüksek bir rakam.
Ülkenin iç bölgelerindeki bazı yerlerde nüfusun neredeyse yarısı işsiz. Tunuslular krizin etkisini her gün ceplerinde hissediyor. Gıda maddelerinin fiyatı her geçen gün daha da yükselirken, cüzdanlar giderek boşalıyor.
Yaklaşık üç aydır süt satın almak neredeyse imkansız hale geldi. Patates ve et fiyatları ateş pahası. Gerginlik sokaklara da yansıyor, vatandaşlar sık sık soluğu sokaklarda alıyor, protesto gösterileri düzenleniyor.
Avukat Hayat Cazar da protestoya katılanlardan. Cazar, “Hiçbir şey yolunda gitmiyor. Hiçbir iyileşme yok. Adalet yok, iş yok. Halkın taleplerinin bir kısmı bile yerine getirilmiyor. Düşünce özgürlüğünü saymıyorum bile. Ennahda hükümeti bizi susturmak için elinden geleni yapıyor. Yakında aynı Bin Ali dönemindeki gibi bir rejime sahip olacağız” diye konuşuyor.
Siyasi süreç ağır işliyor
Göstericilerin devrim sonrasındaki en önemli taleplerinden biri, eski dikta rejimi yapılarını temelli sona erdirecek yeni bir anayasa hazırlanmasıydı. 2011 Ekim ayında yapılan ilk özgür seçimlerde yeni anayasanın çerçevesini çizecek kurucu meclis seçildi. Aslında milletvekillerinin bir yıl içinde anayasayı hazırlamış olması gerekiyordu, ancak bu planlanandan daha uzun sürdü.
Üniversite öğrencisi Muhammed, bunun şaşırtıcı olmadığını söylüyor: “Milletvekilleri, Tunus halkını ilgilendirmeyen sudan meseleleri tartışıyor. Bu parti politikasından başka bir şey değil. Ancak umarım iki, üç yıl içinde anayasa hazır olduğunda ve seçimlere gidildiğinde durum iyileşecektir.”
Avukat Hayat Cazar da dolambaçlı yollardan da olsa demokrasiye giden yolu kat edeceklerine dair umudunu koruyor ve “Mücadele daha kaybedilmedi. Düşüncelerimizi özgürce ifade edebildiğimiz sürece elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu bir hamur gibi. Kıvamına gelene kadar zaman alacak ama sonunda kıvamını bulacak. Halkıma güveniyorum” diyor.
©Deutsche Welle Türkçe
Sarah Mersch, Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Banu Wöltje