Thüringen'deki seçimler Berlin'i sarstı
28 Ekim 2019Almanya'nın doğusunda yer alan Thüringen eyaletinde pazar günü yapılan parlamento seçimlerinde Berlin'deki koalisyon ortaklarını sarsan bir tablo ortaya çıktı. Eyalette 1990'dan bu yana en güçlü parti konumunda olan Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birlik 2014 yılındaki seçimlere kıyasla yüzde 12 oranında oy kaybederek (CDU) yüzde 33,5'ten yüzde 21'e geriledi. Federal hükümetin diğer ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise yüzde 12,4'den yüzde 8,2'ye gerileyerek Thüringen eyaletinde her üç oyundan birini kaybetmiş oldu.
Eyalette birinci parti, oyunu yüzde 3 oranında artırarak yüzde 31 oy alan Sol Parti oldu. Ancak ilk kez bir eyalette sandıktan birinci çıkan Sol Parti'nin Eyalet Başbakanı Bodo Ramelow, seçim zaferini ilan etse de hükümet kurabilmesi şu anki şartlarda çok kolay gözükmüyor. Eyalette Yeşiller'in de yüzde 5,7'den yüzde 5,2'ye gerilemesi nedeniyle şu anda iktidarda olan Sol Parti, SPD ve Yeşiller koalisyonu hükümet kuracak çoğunluğu kaybetti.
Sol Parti, sandıktan ikinci olarak çıkan sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) ile koalisyona gitmeye sıcak bakmıyor. Seçime giren partiler, partinin aşırı sağcı kanadının önde gelen ismi Björn Höcke'nin liderliğinde oylarını yüzde 10,6'dan yüzde 23,4'e yükselten AfD ile koalisyona girmeyeceklerini açıklamıştı.
Bu arada liberal Hür Demokrat Parti de oylarını yüzde 2,5'tan yüzde 5'e çıkardı ve böylece barajı kıl payı geçerek eyalet parlamentosuna girmeyi başardı. Siyasi partilerin federal yönetimleri, Thüringen eyaletindeki seçim sonuçlarını ve olası senaryoları görüşmek üzere bugün Berlin'de bir araya gelecek.
"Tüm demokratlar birbiriyle konuşabilmeli”
Eyalet Başbakanı Ramelow, seçim sonrası Alman İkinci Televizyonu'nda (ZDF) yaptığı açıklamada, tüm demokratların birbiriyle konuşabilecek durumda olması gerektiğini belirtti.
Thüringen'de önemli konularda partiler arasındaki görüş farklılıklarının üstesinden gelinerek ortak hareket etmeyi başardıklarını kaydeden Ramelow, bu noktada 8'i Türk 10 kişiyi öldüren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün işlediği suçların aydınlığa kavuşturulabilmesi için gösterilen ortak çabaları örnek gösterdi. Ramelow, ayrıca "hızlı bir şekilde kendini parlamentoda başbakan olarak oylamaya sunacağını” kaydetti.
CDU, Sol Parti ile koalisyonu reddediyor
SPD'nin eyalet örgütü genel başkanı Wolfgang Tiefensee ise bir azınlık hükümeti seçeneğini gündeme getirdi ve Sol Parti, SPD ve Yeşiller'in konusuna göre farklı partilerden alacağı destekle koalisyon hükümetini sürdürebileceğini belirtti.
CDU'nun eyalet başbakan adayı Mike Mohring de "Öncelikle eyaletimiz için önemli olan ne ve demokrasimizi nasıl istikrara kavuşturabiliriz, sorularına zekice kafa yormamız gerek” şeklinde konuştu. Mohring, Sol Parti ile koalisyona gidilmesinin söz konusu olmayacağını savunuyordu.
AfD’nin ikinci parti olması endişeyle karşılandı
Thüringen’deki eyalet seçimlerinde sağ popülist AfD’nin, CDU’yu geride bırakarak oyların yüzde 23,4’ünü alması ve böylelikle sandıktan ikinci parti olarak çıkması Almanya Türk Toplumu ve Yahudiler Merkez Konseyi tarafından endişe ile karşılandı.
Almanya Türk Toplumu Başkanı Gökay Sofuoğlu, Thüringen’deki seçim sonucunun Almanya’nın doğu eyaletlerinde ırkçılığın çoğunluğun onayını aldığını gösterdiğini belirtti. Sofuoğlu, “Göç ile oluşan çoğulcu ve açık toplumun bir yük olmadığını” ülkedeki bütün demokratların açıkça ortaya koyması gerektiğini söyledi.
Almanya Yahudiler Merkez Konseyi Başkanı Josef Schuster de, Thüringen’de neredeyse her dört kişiden birinin “radikal sağcı bir partiyi” tercih ettiğini belirterek, “Kim AfD’yi seçiyorsa, demokrasi karşıtı Almanya’ya giden yolu seçtiğini” vurguladı. Thüringen eyaletinde AfD’nin aşırı sağcı bir çizgi izlediği konusunda hiç kuşku bulunmadığına işaret eden Schuster, diğer partileri “protesto” için AfD’ye oy verildiği bahanesinin geçerli olmayacağının da altını çizdi.
AfD’nin Thüringen teşkilat başkanı ve seçimlerde liste başı adayı Björn Höcke, partinin aşırı sağcı kanadının önde gelen isimleri arasında bulunuyor. Almanya’da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı parti içinde bu yapılanmayı aşırı sağcılık konusunda şüpheli vaka olarak nitelendirmişti.
dpa/AÜ,HS
© Deutsche Welle Türkçe