1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 3108 Weizen Spekulanten

3 Eylül 2010

Rekor kıran tahıl fiyatları, kaygı verici senaryoları da beraberinde getiriyor. Yoksul ülkeler için açlık ve toplumsal kargaşa uyarısı yapılıyor. Piyasalarda şeffaflığı sağlayacak yeni kurallar için çağrıda bulunuluyor.

https://p.dw.com/p/P3MO
Fotoğraf: AP
Steigende Preise für Weizen, Pakistan
Fotoğraf: AP

Buğday fiyatları arttıkça artıyor, her gün fiyatlarda yeni rekorlar kırılıyor. Dünya genelinde durum kritik bir aşamaya geldi. Dünya piyasaları için kilit öneme sahip buğday üreticisi ülkelerde yaşanan doğal afetlerin yanı sıra borsalardaki spekülatörler de buğday fiyatlarını etkiliyor… Tüm bu gelişmeler özellikle Pakistan’daki sel felaketinin yaralarını sarmaya çalışan yardım kuruluşlarının çabalarını zora sokuyor…

Pakistan’daki sel felaketi mağdurları yardıma muhtaç. Sel, Pakistan'da Büyük Britanya büyüklüğündeki bir alanı etkilemiş durumda. Üstüne üstelik buğday fiyatlarında büyük bir artış var. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Örgütü’nden Ralf Südhoff, bu artışın yardım çabalarına etkilerini şu sözlerle aktarıyor:

"Gıda yardımlarımızın üçte birini buğday oluşturuyor. Çünkü insanların buna ihtiyacı var. Fiyatlar, geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi yüzde 50 hatta 60 oranında artınca biz de çok daha az kişiye yardım yapabiliyoruz.”

Spekülasyonlar kimin işine yarıyor?

Tahıl fiyatlarındaki artış sonucunda iki yıl önce nüfusun yarısının yoksulluk sınırında yaşadığı Mısır’da ekmek alamayacak noktaya gelen halk isyan etmiş, sokaklara dökülmüştü. Mısır gibi ülkeler, kendi buğday ihtiyaçlarını karşılayamadığı için buğday ithal ediyor ve artan fiyatlar nedeniyle, kendi tarımsal arazilerinin modernizasyonuna para ayıramıyor. İşte bu, yoksulluğu artıran bir kısır döngü.

Oysa ki dünyada yeterli miktarda buğday var. Örneğin dünyanın en büyük buğday ihracatçısı ABD'den çiftçi Paul Penner, bu yılki hasattan memnun ve geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 15 oranında daha fazla para kazacağını söylüyor. Spekülasyonlar da işine yarayacak tabii ki:

"Anlaşılan o ki çiftçiler tahıllarını piyasaya sunmuyor, fiyatların artmasından faydalanmak için bekliyorlar. Bu iş böyle işte, ya kazanırsınız ya kaybedersiniz. Kurallar böyle.”

Otuz yıldır buğday ticareti yapan Amerikalı Charles Sernatinger tarım piyasasında büyük değişim yaşandığını, tarım piyasasının spekülatörlerin cirit attığı bir pazara dönüştüğünü söylüyor:

"Buğday fiyatlarının ikiye katlanmasında spekülatörlerin oynadığı rol konusunda şüphe yok. Daha fazla para kazanmak isteyen gerçek satıcılar değil. Bu, spekülatörlerin işi…”

Spekülatörler bunu yoksulların yaşam koşullarının daha da kötüye gitmesine ve açlıkla karşı karşıya kalan kişi sayısındaki büyük artışa rağmen, daha çok para kazanmak adına yapıyor.

“Spekülasyonların ciddi sonuçları olacak”

Alman hükümetine de danışmanlık yapan Tarım İktisatçısı Matin Qaim, spekülasyonların çok ciddi sonuçları olduğuna vurgu yapıyor:

"Fiyatlardaki ani artışlar dünya genelinde milyonlarca çiftçinin yatırım planlarında tutuk davranmasına yol açıyor. Oysa ki gelecekte açlık, yoksulluk ve iklim değişimi gibi güçlükleri aşabilmemiz için bu yatırımlar gerekli. Ayrıca Asya ve Afrika’da bir çok hane toplam gelirinin yüzde 70 ila 80’ini gıda ürünlerine harcıyor. Fiyatlarda ciddi artışlar sürerse insanlar harcamalarını kısmak zorunda kalacaktır. Ve bu açlık oranını artıracaktır. Son dört yılda açlık çekenlerde 150 milyon kişilik bir artış oldu. Bu bugüne kadar görülmemiş bir durum ve çok trajik.”

Peki spekülasyonların önüne geçebilmenin bir yolu var mı? Tarım piyasalarında düzenlemeye gidilebilir mi? Tarım iktisatçısı Qaim bu soruları şöyle yanıtlıyor:

"Tarım piyasalarında küresel düzeyde bir düzenleme mümkün değil, iyi de olmaz. Ancak oyun kurallarına ihtiyacımız var. Daha iyi uluslararası koordinasyona, daha çok uluslararası güvene ve daha fazla şeffaflığa ihtiyacımız var. Böylelikle aşırı spekülasyon ve manipülasyonlar önlenebilir.

Weizen Getreide
Fotoğraf: picture alliance/dpa




© Deutsche Welle Türkçe

Martin Giesler / Değer Akal

Editör: Beklan Kulaksızoğlu