Türkiye'den Suriye atağı
8 Ağustos 2011Tanklar sivil halkın üzerine yürümeye devam ediyor. Suriye’de şiddet hafta sonunda da kesilmedi. Arap Birliği, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Papa – hepsi Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kendi halkına yönelik şiddete son vermesi için çağrıda bulundu. Ancak diplomatik çabalardan bugüne kadar sonuç alınamadı.
Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün Şam'da Suriye yönetimi ile temaslarda bulunuyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan cumartesi günü yaptığı açıklamada, bugüne kadar çok sabrettiklerini belirtmiş ve ''Ama artık burada da sabrın son anlarına geldik.“ ifadesini kullanmıştı. Suriyeli insan hakları savunucusu Musab Azzavi ise atılan adımların bugüne kadar bir işe yaramadığını, ancak desteğin yine de önemli olduğunu söylüyor. "Suriye'de şu anda özgürlük ve onurları için mücadele veren insanlara yönelik her türlü siyasi destek memnuniyet verici. En azından bu insanlara güç veriyor" diyen Azzavi, ama sonuçta muhaliflerin kendi çizdikleri yolda kendi başlarına ilerlemeye ve direnmeye kararlı olduklarını belirtiyor.
Muhalifler üzerindeki baskı sürüyor
Suriye'de protestocuların kaleleri tanklar eşliğinde ordu birliklerinin hücumuna uğradı. Ülkenin merkezindeki Hama kenti 10 gündür ordunun kanlı eylemlerine sahne oluyor. Görgü tanıkları Humus, Dera ve hatta başkent Şam’ın dış mahallelerinde de protesto gösterilerinin olduğunu ve gösterilerin kanlı bir şekilde bastırıldığını bildiriyor. Ancak ülkeye yabancı gazetecilerin girmesine izin verilmediği için, bu verilerin ne kadar doğru olduğu bilinmiyor.
Suriye’nin doğusundaki en büyük kent olan Deyr Ez Zor kentinde de 250 tank ve çok sayıda asker, Esad karşıtı hareketi bastırmak için operasyon düzenliyor, bu operasyonda 40 dolayında sivilin öldürüldüğü belirtiliyor. İnsan hakları savunucusu Musab Azzavi, Suriye halkı ile telefonla irtibat kurabildiğini anlatıyor. Yönetimin şehirlerin kontrolünü kaybetmekten korktuğunu belirten Azzavi, "Oralarda büyük bir direniş var. Rejim, direniş hareketine destek veren bazı aşiret reislerini tutuklamaya kalkıştı, bu ise halk arasında yoğun öfkeye yol açtı” diyor.
Suriye yönetimi günlerdir, şehirlerde terör havası estiren silahlı çetelerin olduğunu bildiriyor ve halkın serinkanlı davranması çağrısında bulunarak, ordunun düzeni tekrar sağlayacağını vurguluyor. Ayrıca televizyonda, resmi makamların açıklamalarına göre şehit düşen Suriyeli askerlerin cenaze görüntüleri gösteriliyor. Ancak bu verilerin doğruluğunun sınanması mümkün değil.
Esad'ın özgür seçim vaadi tatmin etmedi
Hükümet yıl sonunda "özgür ve şeffaf" seçim yapılması vaadinde bulunmuş, ancak seçim vaadi, muhalifleri tatmin etmemişti. Suriye’deki anayasa, seçimlerin sonucu ne olursa olsun iktidardaki Baas Partisi’nin mutlak çoğunluğu elde etmesini garantiliyor. Hükümetteki ve devlet mekanizmalarındaki tüm önemli görevler de parti üyelerine veriliyor.
"Hükümet meşruiyetini kaybetti"
Suriye çıkmazda. Ülkenin iç savaşa sürüklenmesinden çekiniliyor. Muhalif isimlerden Emad Addin Raşid, Suriye’de Esad rejimi ile devam edilemeyeceği kanısında. "Hükümet meşruiyetini kaybetti" diyen Raşid, şöyle devam ediyor: "Göstericiler arasındaki çocuklar ve gençler bile öldürülüyor. Elimizdeki veriler, sistemin adam öldürmelerde emir vererek, ya da görmezden gelerek doğrudan payı olduğunu gösteriyor. Ve bu sistem güvenlik güçlerinin eline silahları veren sistem. Bu yüzden sistemin meşruiyeti kalmamıştır.”
"Almanya Rusya'ya baskı yapsın"
Bu arada BM Güvenlik Konseyi’nde Çin ve Rusya, Şam yönetimi aleyhine bağlayıcı bir karar çıkmasını engelliyor. Bu bağlamda Rusya ile sıkı ilişkiler içinde olan Almanya’nın Moskova’ya baskı uygulaması da dile getirilen önerilerden.
Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Hrıstiyan Demokrat Birlik üyesi Ruprecht Polenz, bu önerilere şu cevabı veriyor: ”Rusya’ya baskı uygulamak pek kolay değil. Kararın önünde sadece Rusya ve Çin’in veto engeli yok, Güvenlik Konseyi’nde çoğunluğu sağlamak bile zordu. Mesela Hindistan çok çekimser bir tutum benimsedi, zira muhtemelen ülkesindeki çok sayıda Müslüman ile sorun yaşamak istemiyor ve Müslüman bir ülkeye yönelik yaptırımlara pek sıcak bakmıyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
Jens Wiening (Amman) / Çeviren: Aydın Üstünel
Editör: Başak Özay