Sınırların kalkması gecikmiş bir adım
22 Aralık 2007İsviçre sınırından geçmek isteyen biri, üniformalı, sert bakan gümrük görevlileri karşısında heyecanlanacağını düşünebilirdi. Ancak, artık İsviçreli sınır görevlilileri de, hiç kimseyi durdurmadan, elleriyle „geç“ işareti veriyorlar. Belki, önümüzdeki yıl, onlar da sınırdaki kontrol kulübelerinin kapısına kilit vuracaklar. İsviçre bile kontrolleri gevşetmişken, 2004 yılından bu yana Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler arasında, sınır denetimlerinin kaldırılması doğal görülebilir.
Aslında önemli olan, sadece tatile çıktığınızda sınır kapılarında beklememek değil, kafalardaki bariyerlerin aşılmasıdır. Avrupa Birliği içindeki birliktelik, sadece ikinci sınıf Avrupalı olma hissi ortadan kalktığında sağlanabilir. Batıda serbest dolaşıma karşılık, Doğu’da sınırlar arasında duvarların olması; eskiden Demir Perde arkasında kalan ülkelere, siz kendinizi Avrupalı saymak için yeterince hazır değilsiniz mesajını vererek, güvensizlik yaratıyor. Böyle olunca da, endişe ve korkular artıyor. Komşu ülkeden gelecek ve düşük ücrete çalışacak kişilerin yaratacağı rekabet, işlenen suçların artması, göç, kaygıların başlıca sebebi.
Tarihi adım gelecekte anlaşılacak
Ama gerçekçi olursak, örneğin, hizmet sektöründe uzun zamandır rekabet yaşanıyor. İş adamlarının, rizikosu ve fırsatlarıyla birlikte, gelişmenin ne yönde olduğunu yıllar önce görmesi gerekiyordu.
Avrupa Birliği, kendini siyasi baskı altında hissedebilir. Elbette, organize suçlarla mücadele edilmesi veya etkin bir göç politikasının geliştirilmesi gerekiyor. Bu nedenle de, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin birbirine siyasi açıdan uyum sağlaması şart, ancak, sınır kontrollerinin kaldırılması veya euronun kullanılması, hala tarihi olarak nitelenmelidir. Zira, bir çok kişi, bunu son derece doğal gördüğü için, önemini kavrayamıyor.