1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

SZ: Türkiye'de kontrolsüz iktidar dönemi

10 Temmuz 2018

Türkiye’de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin tamamlanması ve İngiltere'deki istifalar Alman basınında öne çıkan yprum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/317KH
Ankara Erdogan Zeremonie Vereidigung Präsident
Fotoğraf: Reuters/U. Benktas

10.07.2018 - Alman basınından özetler

Süddeutsche Zeitung (SZ) yeni yönetim sistemin hatalı olduğu görüşünü savunuyor:

"Güçlü liderlere aşırı derecede güvenmek şarka özel bir gelenek değildir. Trump ve Putin Erdoğan ile iyi anlaşıyorlar. Ankara'da ‘Önce Türkiye' formülünün icat edilmesine gerek kalmamıştı. Ama bu prensibin Amerika'da bumeranga dönüştüğünü görüyoruz. Erdoğan'ın damatlarından biri seçim kampanyası sırasında ‘Erdoğan aya dört şeritli otoyol yapacağını söylese iktidar partisinin seçmeni ona inanır', demişti. Erdoğan şimdi mutlak kudretiyle yıldızlara uzanabilir. Ancak otoyolun ne bariyeri ne de emniyet şeridi var. İkinci Türkiye Cumhuriyeti'nde iktidarı kontrol mekanizması olmayacak. Hata sistemde yatıyor. Sistem, Erdoğan'ın sandığı kadar sağlam çıkmayabilir.”

Straubinger Tagblatt Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin geleceğine ışık tutmuş:

"Olağanüstü hal uygulamasının kalkmasının ardından Türkiye'nin durumunun düzeleceğine dair herhangi bir belirti bulunmuyor. Erdoğan ekonomik bakımdan Avrupa'ya muhtaç olduklarını biliyor. Ancak Avrupa Birliği'nin de güvenlik ve iltica konularında ona ihtiyacı var. Ama o dev adımlarla Avrupa değerlerinden uzaklaştı. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği mevcut şartlar altında tasavvur bile edilemez. Lakin bunun da ona ve halkına dürüstçe anlatılması gerekir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) İngiltere'de çorap söküğü gibi giden bakan istifalarını konu alan yorumunda May hükümeti döneminin günlerinin sayılı olabileceğini belirtiyor:

"Önemli olan Başbakan May ve yeni Brexit Bakanı Dominic Raab'ın, Brüksel'de yeni bir Avrupa Birliği'nden çıkış planı üzerinde anlaşıp bunu parlamentodan geçirecek gücü kendilerinde bulup bulamayacaklarıdır. Theresa May yeni istifaları önleyebilir ve hayal kırıklığı içindeki partililerini dizginleyebilirse, belki muhalefetin de desteğini alarak engelleri aşabilir. Ancak son istifalar Muhafazakâr Parti'deki isyanın büyüyeceğine ve genel başkan hakkındaki güven oylamasının kaçınılmazlaşacağına işaret ediyor. Bunun hükümet, Brüksel'deki müzakereler ve bütün Britanya açısından ne gibi sonuçlara yol açacağını tahmine kimse cesaret edemiyor.”

Die Welt gazetesi Avrupa Birliği'nden ‘sert çıkışı' savunan bakanların kabineden ayrılmasına şu satırlarla değiniyor:

"Burada Brüksel ile görüşmelerde izlenecek yolla ilgili anlaşmazlıktan çok daha vahim olan ve 2016 referandumuyla kendini tarihinin çıkmazında bulan ada devletinin varoluş ikilemi söz konusudur. Sadece kabinenin değil, aynı zamanda iki yıl önceki halkoylamasında kıl payı farkla Avrupa Birliği'nden ayrılma kararının çıkmasıyla bütün Birleşik Krallık toplumunun da bölünmüş olduğu unutulmamalı. Başbakan May ‘sert çıkıştan' yana olan bakanların istifasıyla bir nebze rahatlamış olabilir. Şimdi ajandasındaki ‘yumuşak Brexit' stratejisini uygulayabilir. Prensipte bu aklın galebe çalması olarak nitelendirilebilir. Ancak prosedürün nasıl tamamlanacağı şimdiden kestirilemez.”

DW,dpa,afp/AG, BÖ

© Deutsche Welle Türkçe