Suriye'de korkunç tablo
12 Haziran 2012Suriye’de iç savaş şiddetlendikçe tablo da giderek bulanıklaşıyor. Her iki taraftan yapılan propagandanın şiddeti artıyor, neyin ne olduğunu kestirebilmek giderek güçleşiyor.
Ülkede birinci elden bilgiye ulaşabilen tek kaynak, BM’ye bağlı olarak görev yapan 300 gözlemci. Onlar da ancak çatışma bölgelerine erişebilmeleri durumunda bilgi edinebiliyor. BM gözlemcileri, direnişin kalesi durumundaki Humus kentinde şiddetin endişe verici bir şekilde arttığını haber veriyor.
BM gözlemcileri Humus’ta direnişçilerin askerleri kaçırdığını, kadın ve çocukların esir tutulduğunu, onların Humus’tan çıkarılmasına çalıştıklarını bildiriyor.
"Böylesi görülmedi"
Bu koşullar altında BM’nin yayınladığı bir rapor tüyler ürpertici saptamalar içeriyor. Raporda çocukların hem Esad rejimine bağlı askerler hem de asiler tarafından silah altına alındığı, canlı kalkan olarak kullanıldığı, esir alınarak tecavüz, cinsel taciz ve işkenceye maruz bırakıldıkları belirtiliyor. BM'nin çatışma bölgelerindeki çocukların durumuyla ilgili özel temsilcisi Radhika Coomaraswamy, Suriye'deki çalışmalarının ardından hazırladıkları raporun sonuçlarını şöyle özetliyor:
“Çocuklara yönelik bu derece feci bir suç işlendiğini şimdiye kadar hiç görmedim. Tabii ki savaşlarda çatışmalar sırasında çocuklar da ölüyor. Ama işkence, çocukların tankların önünde canlı kalkan olarak kullanılması ya da infazlar… Böyle bir şey yok. Gerçekten korkunç. Direnişçilerin çocukları silah altına aldığını biliyoruz. Komuta kademesi tabii ki bunu yalanlıyor. Muhtemelen stratejileri de bu değil. Ama muharip birliklerde mevcut uygulama bu.”
Raporu hazırlayan Coomaraswamy, dünyadaki pek çok çatışma bölgesinde çocukların çapraz ateş arasında kalarak öldüğünü, ancak Suriye'deki gibi esir tutularak işkence görmelerinin aşırı bir zulüm olduğunu belirtti. 2011 yılı Ocak-Aralık ayları arasını kapsayan rapor, bu yıl yaklaşık 200 çocuğun öldürüldüğü Hula ve Kubeyr'deki katliamları içermiyor. Coomaraswamy, Suriye'de sivillere yönelik şiddetin hesabını tüm dünyanın tuttuğunu belirterek, bu suçların cezasız kalmayacağına inandığını söyledi.
Tablo giderek bulanıklaşıyor
BM raporundaki bilgilerin bir bölümü, BM gözlemcilerinin göreve başlamasından önceki görgü tanıklarının ifadelerine dayanıyor. Kaynakları doğrulamak mümkün değil. Örneğin Hula'daki katliamı Şam yönetiminin üzerine atmak için asilerin işlemiş olabileceği üzerinde de duruluyor.
Uluslararası basına her gün bilgi geçen Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne yönelik kuşkular da her geçen gün artıyor. Sürgündeki bir muhalifin kurduğu bu örgüt İngiltere’den çalışıyor ve tasdik edilmesi imkansız bilgileri yıldırım hızıyla basına ulaştırıyor. BM’ye bağlı kuruluşların verdikleri bilgiler bile birbiriyle çelişebiliyor. Gerçekler, Suriye'nin bulanık suları arasında kaybolup gitmiş görünüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Ulrich Leidholdt/Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ercan Coşkun