Plan ağır ilerliyor
9 Şubat 2014Birleşmiş Milletler ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü, Suriye'deki kimyasal silahların imhası için eylül ayında bir takvim hazırladı. Buna göre kimyasal silah yapımında kullanılabilen tüm maddelerin 31 Aralık 2013 tarihinde Suriye'den çıkartılmış olması gerekiyordu. Ancak bu tarihe kadar bir varil bile çıkartılamadı ve yeni bir tarih belirlendi. Bu kez sürenin 5 Şubat 2014 tarihinde dolduğu ilan edildi. Şimdiye kadar sadece iki yükleme yapılabildi. 7 ve 27 Ocak tarihlerinde Lazkiye limanından 18 konteyner, gemilere yüklendi. Bu, 1300 tonluk kimyasal maddeden sadece 50 tonunun tahliye edilebildiği anlamına geliyor. Bu hızla devam ederse kimyasal silah üretiminde kullanılabilen maddelerin taşınması 3 yılı bulacak. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün hazırladığı plana göre ise 30 Haziran'a kadar tüm kimyasal silah unsurlarının imha edilmiş olması gerekiyor.
Suriye hükümeti, misyonun ağır ilerlemesini ülkedeki iç savaş koşullarıyla gerekçelendiriyor. Şam'a göre kötü hava koşulları, lojistik sorunlar, teçhizat eksikliği de rol oynuyor. Esad rejimi, nakliye yollarında patlayıcı olup olmadığını denetlemek için detektör talebinde bulunuyor.
Hangi ülkeler işin içinde?
Uluslararası misyonda çeşitli ülkeler rol oynuyor. Rusya nakliye için Suriye'ye araziye uyumlu kamyon ve zırhlı araç gönderdi. Danimarka ve Norveç de nakliye gemilerini Lazkiye limanına yolladı. Bu gemiler kimyasal maddeleri Akdeniz üzerinden İtalya'ya taşıyacak. Nakliye gemileri yolculuk sırasında Danimarka, Norveç, Rusya, Çin ve İngiltere savaş gemileri tarafından korunacak. Kimyasal maddeler, Gioia Tauro limanında özel Amerikan gemilerine aktarılacak ve bu gemiler üzerindeki hidroliz tesislerinde imha edilecek.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü Basın Sözcüsü Michael Luhan Deutsche Welle'ye şöyle konuştu:
“Örgütümüze üye ülkeler tarafından, kimyasal silahların taşınması ve imha edilmesini içeren bu olağanüstü misyon için yapılan tüm hazırlıklar tamamlandı.”
Ancak hâlihazırda bu gemiler, Akdeniz'de beklemekte. Misyonun gecikmesi maliyeti de artırıyor. Norveç Savunma Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlara göre bir konteyner gemisinin maliyeti daha şimdiden 5 milyon euroyu geçti.
Gecikmenin sorumlusu Esad rejimi mi?
Misyonun koordinatörü Sigrid Kaag gecikmenin Beşar Esad rejimi tarafından bilinçli yapıldığına inanmadığını belirtti. Kaag bu düşüncesini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne perşembe günü kapalı kapılar ardında ifade etmişti. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden Michael Luhan da şunları söyledi:
“30 Haziran tarihinde dolan müddetin daha da uzatılması gerektiği konusunda herhangi bir tartışma ya da öneri bulunmuyor. Bu tarihe yetiştirilebileceğini düşünüyoruz. Ancak kimyasalların ülkeden çıkartılmak üzere Lazkiye'ye nakledilmesi Suriye rejiminin elinde. Bu olmadığı müddetçe misyonun ilerlemesi mümkün olamaz.”
Luhan bu nitelikte bir misyonun tarihte ilk olduğuna dikkat çekiyor. Ancak örgütün sabırlı olunması gerektiği yönündeki vurguları tüm devletler tarafından paylaşılmıyor. ABD Suriye üzerindeki baskıyı artırıyor. ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Samantha Power geçen Perşembe Suriye rejiminin bu silah ve maddeleri taşıma yeterliliğine sahip olduğunu söyledi. Power, Esad rejiminin yükümlülüklerine uyarak gerekli adımları vakit kaybetmeden atması gerektiğini vurguladı.
Siyasi gözlemciler Esad'ın tehlikeli maddeleri elinde bir koz olarak kullanmak istediği yorumunda bulunuyor. Esad'ın kimyasal silahlar elinde olduğu müddetçe müzakere masasındaki yerini koruduğunu, zaman kazanarak iç savaştaki askeri durumunu düzeltmeye çalıştığını belirtiyorlar. Suriye Ordusu'nun kimyasal silahları özel bir hangar ya da yer altı tesislerinde imha edilmesini reddetmesi de aynı şekilde yorumlanıyor.
Kesin olan bir şey varsa o da Suriye Ordusu'nun kimyasal silah üretme kapasitesinin elinden alınmış olduğu. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ekim ayında başlayan misyonda Suriye'deki üretim tesislerinin, dolum tesislerinin ve kimyasal madde cephaneliklerinin tahrip edildiğini açıklamıştı.
©Deutsche Welle Türkçe
Alexander Drechsel / Ercan Coşkun
Editör: Hülya Topçu