Suriye için yeni umut
9 Mayıs 2013Suriye'de iki yıldır süren çatışmaların bilançosu 70 bini aşkın ölü ve bir milyonu aşkın mülteci. Batılı ülkelerle Rusya ve Çin arasındaki görüş farklılıkları nedeniyle diplomatik çabalar şimdiye kadar sonuç vermedi. BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye rejimine karşı üç karar tasarısı Çin ve Rusya'nın veto engeline takıldı. Krizin tüm bölgeye yayılması ve mezhep savaşına dönüşmesi tehlikesi acil çözüm baskısını artırıyor. Böyle bir ortamda Rusya ile ABD'nin ortak girişimi yeni umutlar doğurdu. Hem Suriye rejimi hem de muhaliflerin katılacağı konferansın bu ay içinde yapılması planlanıyor.
Almanya'nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Berlin merkezli Bilim ve Politika Vakfı'nın Başkanı Volker Perthes, bunun doğru bir adım olduğu görüşünde:
“Amerikalılar ve Rusların birlikte ortak bir adım atma yönünde çaba göstermesi doğru olandır. Çünkü Suriye'yi Katar, İran, Suudi Arabistan ve diğerleri arasındaki güç savaşının ortasında bırakmanın yararı olamaz.”
Bölgede mezhepsel kutuplaşma
Suriye'deki iç savaş, giderek bölgesel güçlerin temsilî mezhep savaşına dönüşüyor. Şii İran Şii Suriye yönetimini desteklerken, Katar ve Suudi Arabistan Sünni muhaliflere yardım ediyor. Planlanan konferansı umut verici bir işaret olarak nitelendiren Almanya Başbakanı Angela Merkel, çözümün siyasî olması gerektiğini hep vurguladıklarını ve bu yeni süreci destekleyeceklerini açıkladı:
“Biz Devlet Başkanı Beşar Esad'ın meşruiyetini yitirdiği görüşündeyiz. Ancak bütün olarak çözüme ulaşılabilmesi için siyasî bir süreç organize etmek zorunda olduğumuzu da biliyoruz. Bu nedenle Almanya Federal Cumhuriyeti olarak tüm gücümüzle bu tür bir konferans yönündeki tüm adımları destekleyeceğiz.”
Stratejik hesaplar
Rusya ve ABD'nin ortak girişiminin arkasında stratejik hesaplar da yatıyor. İsrail hava kuvvetlerinin başkent Şam yakınlarındaki hedeflere düzenlediği saldırılar ve Suriye'nin misilleme tehdidi, durumu daha da hassaslaştırdı. Suriye'nin bir misillemede bulunması durumunda İsrail'in en yakın müttefiki ABD'nin devreye girmesi gerekecek. Ancak Obama yönetimi bunu istemiyor. Washington merkezli Ortadoğu Politikaları Enstitüsü'nün Başkanı Michael Singh, Obama yönetiminin muhalifleri silahlandırma, uçuşa yasak bölge oluşturma gibi konular üzerinde düşündüğünü ancak işin, içinden çıkılamayacak boyutlara ulaşması endişesi nedeniyle askerî operasyon konusunda son derece büyük çekinceler bulunduğunu belirtiyor:
“Suriye'de ne olacağı konusunda ne ABD'nin ne de Avrupalı müttefiklerimizin bir fikri var. Suriye'de durumu kontrol altında tutmak ABD'nin çıkarları açısından son derece önemli. Şiddetin sınırları aşıp Ürdün ya da Lübnan gibi ülkelere, Golan Tepeleri'ne sıçramaması için.”
El Kaide korkusu
Yeni Suriye stratejisinin arkasındaki başka bir faktör, Esad rejiminin devrilmesi durumunda ortaya bir güç boşluğunun çıkacağı endişesi. Almanya'dan Mainz Üniversitesi Arap Dünyası Araştırmalar Merkezi Başkanı Günter Meyer, Obama yönetiminin Rusya ile ortak çözüm arayışının arkasında bunun yattığı görüşünde. Meyer, bu güç boşluğunun El Kaide'ye yakınlığıyla bilinen ve Suriye'de oldukça etkili olan Nusra Cephesi tarafından doldurulması halinde, El Kaide'nin şimdiye kadar hiç sahip olmadığı bir operasyon üssüne kavuşacağı uyarısında bulunuyor.
Düzenlenecek konferans, geçen yıl 30 Haziran'da Cenevre'de BM Güvenlik Konseyi üyeleri, Türkiye ve Arap ülkelerinin vardığı anlaşma üzerine kurulu olacak. Bu anlaşma, ülkede şiddeti sona erdirmek için bir yol haritası oluşturulmasını, bir geçiş hükümeti kurulması için hükümet ve muhalefetin birlikte müzakereler yürütmesini ve Beşar Esad ülkede kalsa bile yürütme görevinin geçiş hükümetine devredilmesini öngörüyordu.
© Deutsche Welle Türkçe
Diana Hodali / Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ercan Coşkun