Sinan Ateş cinayeti davasının ilk duruşmasında neler oldu?
Yayın tarihi 1 Temmuz 2024Son güncelleme 1 Temmuz 2024Öne çıkan gelişmeler
Eski Ülkü Ocakları'nın Genel Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Sinan Ateş'in 30 Aralık 2022'de Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin dava, tartışmalı geçen soruşturma sürecinin ardından Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. 5 Temmuz Cuma gününe kadar devam edecek duruşmalar, yoğun güvenlik önlemleri altında Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde yapılıyor.
- Ayşe Ateş duruşmaya çelik yelekle geldi, çok sayıda siyasetçi de duruşmayı izliyor
- Mahkeme MHP'nin katılma talebini reddetti
- Tetikçi Erdal Özyağcı, Sinan Ateş'i ayaklarından vurduğunu, öldürmediğini iddia etti
- Tetikçiyi kaçıran sanık Vedat Balkaya'nın savunması dinlendi
- Ayşe Ateş "Cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde" dedi
- Keşif yapan Suat Kurt "Cinayet suçlamasını" kabul etmedi
- Doğukan Çep itiraf ederek, "ben azmettirdim" dedi
- Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Demirbaş suçlamaları reddetti
- Avukatların Olcay Kılavuz ile ilgili soru sormasına izin verilmedi
Mahkeme, avukatların Olcay Kılavuz ile ilgili soru sormasına izin vermedi
Tolgahan Demirbaş, Sinan Ateş'e yönelik silahlı saldırıdan önce eski MHP Milletvekili Olcay Kılavuz ile görüştüğünü hatırlamadığını belirtti. Mahkeme Başkanı, Olcay Kılavuz ile ilgili avukatların benzer sorularına, "Biz o kişileri yargılamıyoruz. İddianamedeki sanıkları yargılamakla yetkiliyiz. Sizin merakınızı tatmin etmek gibi bir yetkimiz yok. Biz basına yansımış iddiaları araştırmıyoruz. Biz burada soruşturma yapmıyoruz, yargılama yapıyoruz" diyerek izin vermedi. Müşteki avukatları ise buna tepki gösterdi.
Tolgahan Demirbaş suçlamaları reddetti
Duruşmada sanık Tolgahan Demirbaş'ın savunması dinleniyor. Eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş, hakkındaki suçlamaları reddettiğini söyledi. "Benim maktul ile herhangi bir husumetim yoktur. Kendisiyle hiçbir arkadaşlığım da yoktur. Olayı gerçekleştiren sanıklar ile hayatımda hiçbir şekilde yan yana gelmedim. Bağlantım, iletişimim yoktur" diyen Demirbaş, böyle bir olayın olacağından haberinin olmadığını savundu. Demirbaş, "Kimseyi hiçbir suça azmettirmedim. Dosyada gizlilik kararı olmasına karşın bilgiler cımbızla çekilmiş sistemli şekilde sızdırılmış, FETÖ iltisaklı basına servis edilmiştir. Benim karşınızda olmanızın nedeni bir suça azmettirmem değildir. Bir camiayı zan altında bırakmak için yapılan algı operasyonları sonucunda tutuklandım" iddialarını dile getirdi.
Demirbaş, mahkeme başkanının "Nerede yakalandın?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Bu konuya da açıklık getirmek istiyorum. Oğlum yılbaşını benimle geçirmek istediğini söylediği için aldım. İki ablam Bağlıca'da oturur. Çocuğum ile birlikte Bağlıca'daki ablamın evine gittim. Evde eksik olan bir gıdayı almak için markete çıktım. Bağlacı'da yolun kenarında dururken bir anda yolun kenarında yakalandım. Emniyet müdürü Kerem Okay elimden telefonu aldı. Beni gözaltına almaya gelenlerden biri de burada tutuklu olan Mustafa Ensar Okay'dır."
Doğukan Çep: Ben azmettirdim, ölmesini istemezdim
Tetikçinin organize edilmesinde rol alan Doğukan Çep'in savunmasına geçildi.
Doğukan Çep mahkemede yaptığı savunmada "Sinan Ateş'i ben azmettirdim" dedi. Hasan Ferit Gedik'i öldürdüğü için ceza aldığını ve arandığını anlatan Çep, Aziz Mahmut Hüdayi Camisinde Sinan Ateş ile karşılaştığını ve ondan Yargıtay'daki dosyası konusunda yardımcı olmasını istediğini aktardı. Sinan Ateş'in kendisinden 1 milyon TL istediğini ve bu parayı verdiğini iddia eden Çep, bir süre sonra Sinan Ateş'in telefonlarına çıkmadığını öne sürdü.
Çep, Sinan Ateş'i öldürmek istemediğini savundu: "Eray'a 'bunu ayaklarından vuracağım' dedim. Eray 'ben hallederim' dedi. Ben ayağından gerçekten iki üç kez vurmaya gönderdim. Ölmesini istemezdim. Öldürmeye gönderseydim delikanlı gibi söylerdim. Öldüğünü duyunca başımdan kaynak sular döküldü."
"Ben cezama razıydım ama ben ayaklarından vurdurmaya gönderdim. Yaralanacak peşine düşülmeyecek dedik" diyen Çep, "Acıları var, saygı duyuyorum ancak kimseyi öldürmeye göndermedim. Büyük şaibe var. Bu kimin mermisi? Araştırılmasını istiyorum. Karnından giren mermi Selman'ın mermisiydi" iddiasını dile getirdi.
Doğukan Çep, müşteki avukatının "Yargıtay tarafından onanmış bir davada Sinan Ateş'ten nasıl bir yardım istediniz" sorusuna yanıt veremedi.
Doğukan Çep müşteki avukatının "Sinan Ateş'in Mersin-İzmir Limanı kokain ticaretini belgelerle kamuoyuna açıklayacağı şeklinde kulağınıza gelen bir şey var mı?" sorusuna "Benim haberim yoktu" şeklinde yanıt verdi.
Doğukan Çep, avukatın "Olaydan sonra sanık (MHP'li avukat) Serdar Öktem ile aranızda 14 tane arama kaydı var" şeklindeki ifadesine ise "Ben böyle bir arama yapmadım" sözleri ile karşılık verdi.
Duruşmaya saat 14.15'e kadar ara verildi.
Keşif yapan sanık: Cinayet suçlamasını kabul etmiyorum
Sinan Ateş cinayeti davasının duruşmasına verilen aranın ardından heyet salona geri döndü. Olay yerinde keşif yapan tutuklu sanık Suat Kurt'un savunmasına geçildi.
Olay yerinde keşif yaparak Doğukan Çep'e bildiren Suat Kurt, "Müşterek fail suçlamasını kabul etmiyorum. Cinayet suçlamasını kabul etmiyorum" dedi.
Doğukan Çep'in kendisine bir alacak meselesiyle ilgili olarak Ankara'ya gider misin diye sorduğunu belirten Kurt, "Doğukan Çep, bana 'Ankara'ya gider misin, bu şahıs kaçta giriyor, kaçta çıkıyor' şeklinde bilgi istedi" dedi. Ankara'daki otelde kendi kimlik bilgileriyle kaldığını söyleyen Kurt, Eray Özyağcı'yı ve Vedat Balkaya'yı tanımadığını ifade etti.
Kurt şöyle konuştu:
"Doğukan Çep tarafından 'dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak' dendi. Olay günü Eray'ın Vedat'ın orada olduğundan haberim yok. Cuma günü böyle bir olay olacağını kestiremedim. Eray'ı karşılayan, Sinan'ın adres bilgilerini atan benim. Evi ayarlayan benim. Ben cezaevinden izindeyim. Doğukan'ın hatırı var. Eray'ın vuracağını Eray evde telefonla konuşurken duydum. Sinan Ateş'in girişini çıkışının hepsini Doğukan'a tarif ettim. 28'inde bir gün cezaevine girdim çıktım. Çıktıktan sonra yeniden Çukurambar'a gittim. Cinayet ile ilgim olsa, kendi kimlik bilgilerimle otelde mi kalırım, otobüsle mi geri dönerim?"
Doğukan Çep'in, Suat Kurt'un savunması alınırken gazetecilerin bulunduğu bölüme dönerek tehdit eder gibi başını salladığı görüldü.
Ayşe Ateş: Cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde
Duruşma devam ederken Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, cinayetin köklerinin düşündüklerinden daha derin olduğunu söyledi.
"Günlerdir MHP MYK üyeleri, Ülkü Ocakları yöneticileri, kiralık kalemler ve trol hesaplar tarafından ortaya sürülen ve dosyadaki delillerle uyuşmayan iddialar ve bugün de duruşma salonunda tutuklular tarafından bu iddialarla bire bir örtüşen ifadelerle topyekûn sergilenen kumpas tiyatrosu" ifadelerine yer veren Ayşe Ateş, "Anlaşılan o ki bu siyasi cinayetin kökleri düşündüğümüzden daha derinde" dedi. "Ne gizlemeye çalıştıklarını, kimi, kimleri korumak için çabaladıklarını" henüz tam olarak bilmediklerini belirten Ayşe Ateş, dosyası ayrılan 17 kişi hakkında yürütülen soruşturmanın bir an önce tamamlanmasını istedi.
Tetikçiyi kaçıran sanık: Sinan Ateş'in vurulacağını bilmiyordum
Tetikçiyi olay yerinden motosiklet ile kaçıran sanık Vedat Balkaya, savunmasında ifadelerini değiştirerek "Beni kandırarak Ankara'ya getirdiler. Ben Sinan Ateş'in vurulacağını bilmiyordum. Doğukan bana, 'Ankara'da bir alacak meselem var. Ati olarak bildiğim Eray tahsil edecek, gidişini ayarladık, dönüşünde sen getirir misin' dedi. Bana cezaevinden çıktıktan sonra motor aldığı için ben de iyiliğine karşılık kabul ettim" dedi.
Balkaya, savcılık ifadesinde ise Eray Özyağcı'nın kendisine "bir husumetlim var" dediğini iddia etmişti.
Mahkeme, duruşmaya saat 11.20'ye kadar ara verdi.
Tetikçi Erdal Özyağcı: Ayaklarından vurdum, ben öldürmedim
Duruşmada ilk olarak tetikçi Eray Özyağcı'nın savunması alınmaya başlandı.
Tekikçi Eray Özyağcı savunmasında azmettirenin Doğukan Çep olduğunu anlattı. Özyağcı şunları söyledi:
"Bir gün Doğukan Çep ile oturuyorduk. 'Bir dosya için bana söz vermişti. Sözünü tutmadı. Benden para istedi. Ankara'ya gideceğim' diyerek benden yardım istedi. 'Ayaklarından vuracağım' dedi. Ben de 'yardım ederim' dedim. Daha sonra Suat Kurt'u aradım, 'birini ayaklarından vuracağız' dedim."
Doğukan Çep'in her şeyi ayarladığını anlatan Özyağcı, Çep'in kendisine "sadece Ankara'ya gitmen kaldı" dediğini aktardı. Tanıdığı polis Aşkın Mert Gelenbay ile kiralık araçla Ankara'ya doğru yola çıktıklarını ve Doğukan Çep'in verdiği konumu açtıklarını belirten Özyağcı, cinayet anına ilişkin şunları anlattı:
"Zekeriya Asarkaya'nın evine bıraktı. 27 Aralık'ta ilk gittim evde kaldım. Ertesi günü ilk kez Vedat (Balkaya) ile olay yerine gittik. Kafeye oturduk. Bir şey olmayınca abim 'dön' deyince, döndük. Doğukan Abim ne dediyse yaptım. Kendi kafama göre yapmadım. 29'unda da gittik ancak gelmeyince döndük. 30 Aralık'ta Doğukan Çep beni aradı. 'Vedat seni olay yerine bırakacak. Kafede otur. Kafana göre iş yapma, ben sana haber vereceğim' dedi. Sabah saatlerinde gittim. Vedat, 'Doğukan Abi'nin alacak meselesi nedeniyle gideceğiz, bir sıkıntı çıkarsa, silah sesi duyarsan korkma' dedi. Kafede beklerken abim bana mesaj attı. 'Yanında iki kişi var. Sinan Ateş'in ayaklarından vur, uzaklaş, diğerleriyle uğraşma' dedi. Kaldırımın orada bekledim. Bir süre sonra yukarıdan aşağıya geliyorlardı. Ben Sinan Ateş'in sağlı sollu ayaklarına ateş ettim. Selman, bana doğru hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Diğer kişi de ateş etmeye başladı. Ben de hedef gözeterek ateş ettim. Bu sırada bir ses geldi. 'Reisi vurduk, reisi vurduk' diye duydum."
Doğukan Çep'in kaçacakları konumu attığını ifade eden Özyağcı, Vedat Balkaya'nın kendisini Gölbaşı'nda bir benzinliğe bıraktığını söyledi. Bir arkadaşının aracına bindikten sonra Çep'i aradığını anlatan Özyağcı şu iddiaları dile getirdi: "Ben sadece ayaklarından vurdum ama kaçarken 'reisi vurduk, reisi vurduk' dendi, başka bir iş olmasın içinde dedim. Doğukan Abi 'Sinan Ateş öldü, ben sana ayaklarından vur demedim mi' dedi. Ben de 'vallahi billahi ayaklarından vurdum, ben öldürmedim' dedim. Kızdı, bağırdı, çağırdı bana. Daha sonra Doğukan Abim aradı, 'Vedat yakalanmış, sakın İstanbul’a gitme' dedi. Gölbaşı'ndaki evde 4 güne yakın kaldım. Daha önce İstanbul'a gittik şeklinde yalan ifade verdim."
MHP'nin katılma talebi reddedildi
Duruşmada MHP'nin avukatları İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak söz alarak katılma talebi olduğunu bildirdi.
Mahkeme Başkanı, önce dilekçeyi inceleyeceklerini ardından karar vereceklerini belirterek "taraf olmayının söz hakkı yok" dedi. Mahkeme Başkanının sorusu üzerine sanıklar, MHP'nin katılma talebinin kabul edilmesini istedi.
Cumhuriyet Savcısı, suçtan doğrudan zarar görme ihtimalinin olmadığını belirterek MHP'nin katılma talebinin reddini istedi.
Mahkeme, suçtan zarar gören durumu olmadığı gerekçesiyle MHP'nin katılma talebinin reddine oybirliğiyle karar verdi. Mahkeme başkanı, MHP'nin avukatlarının izleyici bölümüne oturmasını istedi. Bu sırada salondakiler alkışladı. Mahkeme Başkanı alkışlayanları uyardı.
Tutuklu sanıklar duruşma salonuna geldi
Salona getirilen tutuklu sanık Doğukan Çep, yan tarafta oturan siyasilere laf atması üzerine jandarmalar tarafından salondan çıkarıldı. Çep'in Kemal Kılıçdaroğlu'na "Bay Kemal nerede?" dediği iddia edildi. Bunun üzerine Jandarmalar, Çep'i salondan çıkardı. Bu sırada izleyiciler, Çep'e "terbiyesiz" dedi.
Duruşma salonuna Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel, MHP'li Avukat Serdar Öktem, eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal, özel harekat polisleri Aşkın Mert Gelenbey ile Muratcan Çolak'ın arasında bulunduğu tutuklu sanıklar getirildi.
Mahkeme heyeti, saat 09.22'de duruşma salonuna geldi.
Duruşmayı açarken tüm katılanlara uyarıda bulunan mahkeme başkanı, "Herhangi bir laf atma söz atma olmasın. Böyle şeyler olabilir. Olmasın. Bırakın işimizi yapalım. Tahrik etmek isteyenler olacaktır. Meseleyi şahsileştirmeyelim. Bırakın işimizi yapalım. Aşağıda bir sanık var. Laf atmış. Olabilir. Tahrik edecektir. Tahriklere kapılmayalım" dedi.
Ayşe Ateş duruşmaya çelik yelekle katılıyor
Duruşma nedeniyle Sincan Cezaevi'ne giden yollarda, cezaevi çevresi ve içerisinde yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti. Cezaevine giden araçlar polisler tarafından kimlik kontrolüne tutuldu, arama yapıldı. Duruşmaya Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş çelik yelekle katıldı. Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Sinan Oğan da duruşmayı izlemek üzere salonda yerini aldı.
Davanın 22 tutuklu sanığından 12'si duruşma salonunda jandarma eşliğinde elleri kelepçeli olarak getirildi.