Rusya’nın Avrupa Konseyi’nde kalmasının önü açıldı
17 Mayıs 2019Avrupa Konseyi, 1996’dan bu yana üyesi olan Rusya’nın teşkilatı terk etmesini engellemek amacıyla yeni bir formül geliştirdi. Bu formül sayesinde, Rus parlamenterlerin 25 Haziran 2019 tarihinde Strasbourg’da yapılacak Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ve AİHM yargıçları seçimlerine katılımlarının önü açıldı. Avrupa Konseyi dönem başkanlığının Finlandiya'dan Fransa'ya geçiş töreni için Helsinki’de bir araya gelen 47 Avrupa ülkesinin dışişleri bakan veya temsilcileri, toplantı sonunda yayımladıkları bir bildiriyle üye ülkelere “hak ve yükümlülük” hatırlatmasında bulundu.
Avrupa’da demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerinin yaratıcısı ve bekçisi olan Avrupa Konseyi’den gelen bu mesaj doğrudan Rusya'ya yönelik. Rusya ile Avrupa Konseyi arasındaki krizin temelinde Ukrayna’da 2014’te yaşanan olaylar yatıyor. Rusya’nın bu olayların ardından Kırım’ı ilhak etmesi üzerine, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) üyesi Rus parlamenterlerin oy hakları ellerinden alındı. AKPM’de oy hakkına sahip olmayan bir ulusal delegasyon, pratikte AKPM'den dışlanmış oluyor.
Moskova’nın borcu 100 milyon Euro
Moskova bu karara misilleme olarak 2016’dan itibaren AKPM genel kurul ve komisyon toplantılarına katılmama, 2017 yılından itibaren de Avrupa Konseyi bütçesine yıllık 33 milyon euroluk katkı payını ödememeye başladı. Rusya; Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve İtalya ile birlikte Avrupa Konseyi bütçesine en fazla katkı sağlayan beş ülkeden biri olma özelliğine sahip. Rusya’nın bütçeye katkısını kesmesi Avrupa Konseyi’nin kasasında şu ana kadar gecikme faiziyle birlikte yaklaşık 100 milyon euroluk bir açık oluşturmuş durumda. Bu açık nedeniyle Avrupa Konseyi’nin önceden programlanmış birçok etkinliği düzenlenemiyor. Sorun bu yıl da çözümlenemezse yılın ikinci yarısından itibaren Avrupa Konseyi’nin 70 yıllık tarihinde ilk defa zoraki işten çıkarmalar başlayacak. Rusya son aylarda ve açık biçimde AKPM’deki üyelerinin oy kullanma hakkının geri verilmemesi halinde üyelikten çıkabileceği mesajları da vermeye başladı. Rusya AKPM'de 18 parlamenterle temsil ediliyor.
Son iki yılda oluşan bu tablo Avrupa Konseyi’nin önde gelen ülkelerini Rusya’nın teşkilatta kalmasını sağlayacak bir formül üretmeye itti. Helsinki'de bugün kabul edilen bildiriyle, isim verilmeden Rusya ima edilerek, "tüm üye devletlerin Avrupa Konseyi’nin iki ana organı olan Bakanlar Komitesi ve AKPM toplantılarına eşit temelde katılmaları gerektiği,” “her üye devletin Avrupa Konseyi bütçesine olan katkısını ödeme yükümlülüğü olduğu” ve “AKPM’de temsil edilen tüm ulusal delegasyonların Haziran’daki genel kurul toplantılarında yer alarak Genel Sekreter ve AİHM yargıç seçimlerine katılmalarının önemi” not edildi.
Avrupa Konseyi ülkeleri, Rusya’yla yaşanan türden krizlerin çözümü için Avrupa Konseyi içinde AKPM, Bakanlar Komitesi ve Genel Sekreter’den oluşan üçlü bir mekanizma üzerinde çalışma kararı da aldı.
Avrupa ülkeleri böyle davranarak bir yandan Rusya’yı “Avrupa Kulübü”nde tutmak ve bu kulübün yükümlülükleri aracılığıyla liberalleşmesini sağlamak, diğer yandan da Rus vatandaşlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru imkanını muhafaza etmeyi hedefliyorlar. Krizin çözümlenmesi halinde Avrupa Konseyi de hem saygınlığı açısından hem de finansal planda büyük ölçüde rahatlamış olacak.
Top Moskova'da
Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin Dışişleri bakan veya temsilcileri tarafından alınan karar sonrası gözler şimdi Rusya’ya çevrilmiş durumda. Son haftalara kadar Avrupa Konseyi’nde çıkma tehdidinde bulunan Rusya, Helsinki toplantısına da katılan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov aracılığıyla ılımlı mesajlar göndermeye başladı. Lavrov, Helsinki öncesi yaptığı yazılı bir açıklamada, “Rusya, Avrupa kıtasındaki en saygın uluslararası teşkilatlardan biri olan Avrupa Konseyi’nin korunması ve kuvvetlendirilmesi istemektedir” ifadelerini kullandı. Helsinki toplantısı sonrası açıklamada bulunan Rus Senatosu Dışişleri Komisyonu Başkanı Konstantin Kosaçev ise alınan kararı “İyi yönde atılmış bir adım” olarak değerlendirdi. Bu açıklamalara rağmen Rusya henüz 24 Haziran’da Strasbourg’a heyet gönderip göndermeyeceğini bildirmiş değil.
Ukrayna tepkili
Bildiri Rusya ile sorunları olan Ukrayna, Gürcistan ve Baltık devletleri tarafından onaylanmadı. Bildirinin içeriğini “Rusya’ya boyun eğme” olarak yorumlayan Ukrayna, son anda Helsinki’ye Dışişleri bakanını göndermedi ve misilleme tehdidinde bulunuyor.
Buna karşılık, başta dönem başkanlığını bugün devralan Fransa olmak üzere, Almanya, İtalya, İspanya ve Türkiye gibi ülkelerin diplomasileri Rusya’nın Avrupa Konseyi üyesi olarak kalabilmesi için son haftalarda yoğun çaba harcadı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 6 Mayıs’ta Elysée Sarayı’nda Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, "Rusya’nın Avrupa Konseyi üyesi kalmasını istediklerini” söyledi.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Mass da “Rusya ile Avrupalıların anlaşmasını istediklerini” belirterek, Berlin’in “krizin çözümüne katkı sağlayacağını” ifade etmişti.
Çavuşoğlu da Helsinki’de
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Helsinki’deki toplantıda yaptığı konuşmada, mevcut krizin aşılmasında “üye devletlerin eşit hak ve özgürlüklere sahip oldukları yaklaşımının benimsenmiş olmasının” önemine değindi. “Bölünme ve dışlamanın Avrupa Konseyi’nin 70 yıllık kazanımlarını baltalayacağını” belirten Çavuşoğlu, “Diyalog kanallarını açık tutmalı ve teşkilatımızın bütünlüğünü muhafaza etmeliyiz” şeklinde konuştu. Yaklaşık 10 yıl boyunca AKPM üyeliği yapan Çavuşoğlu, 2010-2012 yılları arasında da AKPM başkanlığı görevini yürüttü.
Ünal Çeviköz’den değerlendirme
Rusya-Avrupa Konseyi krizini DW Türkçe’ye değerlendiren AKPM Türkiye heyetinin CHP’li üyelerinden emekli büyükelçi Ünal Çeviköz, AKPM’nin bu krizi “olabildiğince dengeli ve diplomatik bir şekilde yönetmeye çalıştığını” söyledi. “Sorunun aşılması için gerek Rusya ile ilişkilerin düzelmesine karşı olan ülkelerin heyetlerine, gerek Rusya’ya yaklaşımda bu denge gözetiliyor” şeklinde konuşan Çeviköz, Ukrayna ve Kırım krizleri nedeniyle Rusya’nın “cezalandırıldığı” tezi hakkında ise, “Avrupa Konseyi’nin bu gibi konularda özel bir cezalandırma mekanizması olduğunu düşünmüyorum. Konu demokrasi, insan hakları ihlalleri ve Avrupa Konseyi’nin yetki ve sorumluluk alanı ile ilgili boyutlarıyla ele alındığında, zaten Rusya ile olan ilişkilerin bu şekilde olumsuz bir sürece girmesi, AKPM Rusya heyetinin oy hakkının iptal edilmesi, önemli bir cezalandırma olarak görülebilir” dedi.
Kayhan Karaca / Strasbourg
© Deutsche Welle Türkçe