Rusya seçime gidiyor
3 Mart 2012110 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede seçime Putin dışında komünist lider Gennadiy Züganov, aşırı milliyetçi Vladimir Jirinovski, Senato eski Başkanı Sergey Mironov ve dolar milyarderi işadamı Sergey Prohorov katılıyor. Özellikle yaşlı seçmenlere bel bağlayan komünistlerin oyu yüzde 15-20 civarında görünüyor. Şimdiye kadar yapılan beş başkanlık seçimine katılan Jirinovski genelde seçmenlerin yüzde 7-10’u tarafından destekleniyor. Yüzde 5-6 civarında oy alması beklenen Prohorov ilginç bir şekilde Moskova ve St. Petersburg gibi orta sınıfın güçlü olduğu büyük kentlerde ikinci sırada görünüyor. Mironov’un ise oyların yüzde 2-5’ini alabileceği düşünülüyor.
Peki ya Putin?
Geçen yılın sonlarında yapılan anketler Putin’in yüzde 50 barajını geçemeyebileceğini gösteriyordu. Yüzde 50 barajı önemli, çünkü seçimi ilk turda kazanabilmek için sandık başına gelen seçmenlerin oylarının en az yarısını almak gerekiyor, bu olmazsa en çok oy toplayan iki aday final turunda karşı karşıya geliyor. Son yapılan anketler Putin’in yüzde 58-65 arasında bir oy alacağını, dolayısıyla seçimi ikinci tura kalmadan kazanacağını gösteriyor.
Putin’in seçimi ilk turda kazanmasının kendisi için büyük önemi var, çünkü eğer yarış ikinci tura kalırsa seçmenleri dâhil Rus ve uluslararası kamuoyunun önünde prestij kaybedeceğini ve “tartışmasız lider” imajının yaralanacağını düşünüyor
'Maço imajı zarar veriyor'
Putin'in kendisi katılmasa da televizyondaki tartışmalarla, adayları destekleyen sanatçıların boy gösterdiği konserli seçim mitingleriyle kampanya belki renkli geçti ama adayların programlarında ve konuşmalarında seçmenleri heyecanlandıracak sözler pek duyulmadı. Rus lider, dış politikada klasikleşmiş bir silaha, Batı karşıtlığına başvurarak ABD’yi insan haklarını başka ülkelerin iç işlerine karışmak için bahane olarak kullanmakla suçladı. Muhalif Nezavisimaya gazetesi bu açıklamaları, “Putin bilinçaltındaki korkuyu hiç bu kadar dışa vurmamıştı” diye yorumladı. Gazeta gazetesi ise genel bir değerlendirmeyle, “Rusya liderinin 'maço' imajının artık kendisine zarar vermeye başladığını” yazdı.
Putin’in içeride çağdaşlaşma, demokratikleşme ve yolsuzluklarla mücadele sloganları özellikle ona muhalif seçmenleri tatmin etmedi. Muhalefet cephesinde yer alan eski Başbakan Mihail Kasyanov Moscow Times gazetesindeki yazısında, “Seçim öncesi edilen bu parlak sözler lafta kalmaya mahkûm, çünkü gerçekte Kremlin'in bir değişim isteği yok” dedi.
Orta sınıfın değişim arzusu
Çağdaşlaşma son yıllarda Rusya’da çok konuşulan, çok tartışılan, ancak uygulanması için adım atılmayan güncel bir kavram. Çağdaşlaşmayla birlikte daha fazla özgürlük ve daha fazla demokrasi belki Rusya’nın tümü için değil ama metropol seçmeninin gündeminde son dönemde giderek daha fazla yer almaya başladı. Putin’in 2000’li yıllarda halkın gözünde sahip olduğu sınırsız ayrıcalığı kısmen kaybetmesinin perde arkasında onun ve köhne devlet mekanizmasının orta sınıftaki değişim arzusunu süzememesi ya da önemsememesi yatıyor.
Zaten, kısa süre öncesine kadar adı bile olmayan Rus muhalefetinin artık sokağa yüz binden fazla kişiyi dökebilmesinin sırrı da burada. Putin’in 2008 yılında, “Benim yerime bir süre başkan ol” dediği Dmitriy Medvedev’den koltuğunu 2012 yılında almak istemesini de bazıları seçmen iradesine “ipotek koyma” ve “hakaret” olarak algıladı.
'III. Putin Dönemi'
Gerçek şu ki, Putin’in Rusya'ya her alanda damgasını vurduğu 2000’li yıllar ve o dönemin koşulları artık geride kaldı. Gelişmeleri yakından izleyen Moskova’daki kaynaklarla yaptığımız görüşmeler kendisine oy vermeyi düşünenler dâhil Putin’in değişmesi yönünde genel bir beklenti bulunduğunu gösteriyor. Ondan istenen Rusya’yı daha çağdaş tarzda yönetmesi, eskimiş devlet yapısını yenilemesi, yakın çevresini değiştirmesi ve kronik hale gelen yolsuzluk sorununu çözmesi. Ancak muhalefet, Rusya liderinin değişeceği konusundaki karamsarlığını, üçüncü başkanlık dönemine atfen, çarları da anımsatır şekilde ondan “III.Putin” diye söz ederek dile getiriyor.
Moskova’daki bazı kaynaklar, asıl önemli gelişmelerin 5 Mart’ta, yani seçimin hemen ertesi günü yaşanmaya başlayabileceğini düşünüyor. 5 Mart Pazartesi günü hem muhalefet hem de iktidar yanlıları büyük gösterilere hazırlanıyor. Muhalefetin seçimlere hile karıştığı gerekçesiyle “Arap Baharı” benzeri bir isyan hazırladığı, hatta Kremlin’i ele geçirmeye çalışacağı Moskova’da uzun süredir konuşulan bir senaryo. Bir isyana hazırlansa da, hazırlanmasa da değişen Rusya koşullarında Putin’in muhalefetle sık sık karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz görünüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber-Analiz: Cenk Başlamış
Editör: Ercan Coşkun