Pakistan Taliban'ı desteklemekle suçlanıyor
31 Temmuz 2010Kısa adı ISI olan Pakistan İstihbarat Örgütü faaliyetlerini, garnizon kenti Rawalpindi'de, Pakistan Silahlı Kuvvetleri'nin emrinde yürütüyor. ISI, Pakistan’ın bağımsızlığını kazanmasından bir yıl sonra,1948 yılında askeri istihbarat servisi olarak kuruldu. Kurulmasından kısa bir süre sonra, servise yeni görevler verildi. ISI, Muhammed Eyüb Han’ın iktidarın başında olduğu 50’li ve 60’lı yıllarda, ülkedeki demokratik muhalefeti gözetim altında tutmak ve yine askeri iktidarı korumakla yükümlüydü. ISI kısa bir zamanda devletin içindeki devlet haline geldi. Büyük bir gücü elinde bulunduran istihbarat örgütü, inatla kendi çıkarları doğrultusunda hareket etti. ISI’ye yönelik birbiri ardına gelen yolsuzluk iddialarına rağmen, görevi kötüye kullanma suçlamaları karşısında ciddi bir girişimde de bulunulmadı. Son olarak 2008 yılında ISI’nın demokratik yollarla seçilmiş olan Pakistan hükümetinin kontrolüne alınması girişimi de sonuç vermedi.
Öncelik Hindistan
ISI’nın en önemli görev sahasını, Hindistan oluşturuyor. İngilizlerin egemenliğinin sona ermesiyle ayrılan iki ülke, tarihlerinde üç kez savaşa tutuştu, defalarca savaşın eşiğine geldi. Pakistan, dev komşusu Hindistan'ı her zaman kendine ciddi bir tehdit olarak gördü. Özellikle, İslamabad ve ISI'nin merkezinin bulunduğu Rawalpindi'nin coğrafi olarak dar bir kara şeridinde yer alması, olası bir Hint saldırısı karşısında önemli bir stratejik sorun teşkil edecekti. Pakistan’ın askeri ve siyasi açıdan yumuşak karnı olan bu iki kent, askeri bir saldırı karşısında yara alabilecekti.
Bu nedenle Pakistan silahlı kuvvetleri, ordunun geri çekilme alanı olarak batı yönünde stratejik bir derinlik yaratma arayışına girdi. Ordu buradan, Afganistan’ın doğusundan toplanarak karşı saldırıya geçebilecekti.
Taliban'la ilişki
Ancak bu konseptin hayata geçirilebilmesi için Afganistan'ın doğusundaki iktidar sahipleriyle işbirliği gerekiyordu. İşte Taliban ile ilişkilerin geliştirilmesi Hindistan'a karşı geliştirilen bu stratejinin sonucuydu. Bu ittifak, aynı zamanda Hindistan’ın Afganistan’daki nüfuzunu eriterek Pakistan’ı çevrelemesini önlemek için de gerekliydi. Pakistan’ın Taliban’a verdiği destek yıllardır çeşitli platformlarda Batılı yetkililerce de dile getiriliyor, ABD ve Afganistan hükümetleri özellikle de son yıllarda Pakistan istihbaratını Taliban savaşçılarını eğitmek ve finanse etmekle suçluyordu. 2008 yılında Hindistan’ın Kâbil’deki büyükelçiliğine düzenlenen saldırı ve Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’ye suikast girişiminin de arkasında ISI’nin bulunduğu iddiaları ortaya atılmıştı.
Pakistan yönetimi ise bu tür iddiaları her fırsatta yalanlıyor, Pakistan ordusunun aylardır Taliban’la Afganistan sınırında çatıştığına dikkat çekiyor. Ancak Pakistan istihbaratı kendi toprakları içindeki Taliban savaşçılarını zaten bir tehdit olarak görüyor ve Pakistan Talibanına karşı savaşta ABD’den siyasi ve mali destek alıyor.
Gerginliğin odağındaki Keşmir
ISI’nın Hindistan’ın nüfuzunu azaltmak için faaliyetlerine odak aldığı bir diğer bölge de Keşmir. Bölge uğruna iki savaş yaşayan Hindistan ve Pakistan hâlâ soruna çözüm bulabilmiş değil. Keşmir bölgesi iki ülkeye dağılmasına rağmen ikisi de tüm Keşmir’de hak iddia ediyor. Keşmir’in Pakistan yönetimindeki bölgesinde ISI’nin kamplar kurarak radikal dinci milisleri eğittiği, bu milislerin Keşmir’in Hindistan’a bağlı tarafına geçerek terör saldırıları düzenlediği de suçlamalar arasında. Keza 2008 yılında Mumbai’de düzenlenen saldırının arkasında da ISI tarafından Keşmir’de eğitilen teröristlerin bulunduğu savunuluyor. ISI bu iddiaları geri çevirse de, yakalanan zanlılar arasında şüpheleri doğrulayan itiraflarda bulunanlar oldu. Mumbai’deki terör saldırısının ardından, Hindistan ve Pakistan arasında tansiyonu düşürmeye yönelik diplomatik çabalar da ISI’nin faaliyetleri ile ilgili iddiaların gölgesinde kaldı.
© Deutsche Welle Türkçe
Lucas Grahame / Çeviren: Gezal Acer
Editör: Beklan Kulaksızoğlu