OECD 2006'dan umutlu

Merkezi Paris'te bulunan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, OECD, dünya konjonktüründeki iyileşmenin önümüzdeki dönemde de süreceğini açıkladı. Örgüt uzmanlarından Andreas Wörgetter, özellikle enflasyonun, dünya çapında kontrol altına alınmaya başlandığını söyledi.

Wörgetter, “Ekonomik canlanma giderek daha fazla hacim kazanıyor. Burada asıl sevindirici nokta, enflasyon oranlarında bariz bir yükselişin gözlenmiyor olması. Bir başka olumlu gelişme de ekonomik açıdan güçlü devletler arasındaki farklar da giderek azalıyor“ diye konuştu.

Beklentiler arttı

Rapora göre, dünya ekonomisinin en önemli itici güçlerinden biri olan ABD’de ekonomik büyüme bu yıl yüzde 3,6 olurken, gelecek yıl yüzde 3,5 düzeyinde seyredecek. Japonya ise bu yıl yüzde 2,4’lük bir büyüme kaydederken, bu oran önümüzdeki yıl yüzde iki seviyelerinde olacak.

Raporda, dünya ekonomisinin seyri konusunda en önemli etkenlerden biri olan ham petrol fiyatlarıyla ilgili de iyimser beklentiler yer alıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, ham petrolün varil fiyatının 2007 yılına kadar kademeli olarak 53 dolara kadar ineceğini tahmin ediyor.

Almanya’dan büyüme beklentisi

Ekonomideki bu olumlu havadan Almanya’nın da nasibini alması bekleniyor. Bu yıl yüzde 1,1’lik bir büyümenin gerçekleşeceği Alman ekonomisinde bu oran gelecek yıl için yüzde 1,7 olarak tahmin ediliyor. 2007’de yüzde 1,8 düzeyinde bir büyümenin beklendiği dile getirilen raporda, Merkel hükümetinin katma değer vergisi artışına gitme yönündeki planlarını rafa kaldırması durumda ise bu oranın yarım puanlık bir artışla yüzde 2,3’ü bulabileceği kaydediliyor.

“Maastricht Kriteri“ olarak da bilinen yüzde 3’lük bütçe açığı üst sınırını son yıllarda aşmayı neredeyse adet edinen Almanya’nın, iki yıl içinde yeniden bu oranın altına ineceği de tahmin ediliyor.

Türkiye’de olumlu gelişmeler

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün ekonomik öngörüler raporunda Türkiye ile ilgili de olumlu beklentiler dikkat çekiyor. Raporda, “AB ile tam üyelik müzakerelerinin ardından iç ve uluslararası güvenin de artmasıyla, gayri safi yurtiçi milli hasılanın 2006 ve 2007 yıllarında yüzde 6 oranında artacağı“ ifade ediliyor ve Türkiye'nin sıkı makro ekonomik politikaları devam ettirmesi çağrısında bulunuluyor.

Yurtdışı sermaye girişlerindeki artışın, mevcut kur üzerinde baskı yaptığı ifade edilen raporda, hızlandırılması gereken reformların, ekonominin rekabet ve esnekliğini güçlendirmesi gerektiği vurgulanıyor. İş dünyasında Türk Lirası'nın güçlü olmasının etkilerinden endişe duyulduğu ifade edilen OECD raporunda, özellikle bunun sanayi sektörüne olan etkisine de dikkat çekiliyor.