NSU’da yeni belgeler
20 Haziran 20132000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren Neonazi terör hücresi NSU üyelerinin ve destekçilerinin yargılanmasına Münih'te devam ediliyor.
Sanık Carsten S.'nin itirafları ile dava süreci yeni bir aşamaya gelirken, Saksonya eyaletinde ortaya çıkan yeni belgeler, NSU hücresinin geçmişine ilişkin yeni bilgilerin ortaya çıkabileceği beklentilerini artırdı.
Saksonya eyaletinde iç istihbarattan sorumlu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Gordian Meyewr-Plath, henüz arşiv kaydı altına alınmamış, NSU ile ilişkili yeni belgeler bulunduğunu doğruladı. Belgelerden birinin geçmişte yapılan ancak başarısız olan gizli dinleme operasyonuna ait olduğu, diğer iki belgenin de gruba destek vermiş olabilecek isimler hakkında olduğu kaydedildi. Belgeler hakkında, Federal Meclis ve eyalet meclisindeki soruşturma komitelerinin de bilgilendirildiği ifade edildi.
'13 yıl önce biliniyordu'
Alman birinci kanalı ARD geçen ay yayınladığı özel haberde, Saksonya eyaletinin Anayasayı Koruma Teşkilatı'na ait bulunan yeni bir belgede, istihbarat birimlerinin bundan 13 yıl önce, Neonazi grubun faaliyetlerinin bir "terör grubunu" andırdığını ve çok ciddi suç eylemlerine girişebileceğini tespit ettiğini öne sürmüştü.
8 Nisan 2000 tarihli çok gizli belgede, 3 kişilik NSU grubunun ve destekçilerinin isimleri sıralanırken, ARD'nin haberinde eyaletin o dönemdeki İçişleri Bakanı Klaus Hardraht ve diğer yetkililerden, şüpheliler hakkında gizli telefon dinlemesi ve izleme yapılmasının talep edildiği kaydediliyor.
Daha önce NSU ile ilgili bazı bilgileri sakladığı iddiaları ile gündeme gelen Saksonya eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın bir önceki Başkanı Reinhard Boos, geçen yıl Temmuz ayında istifa etmişti.
Karanlık noktalar
Türk göçmenleri hedef alan ve yıllarca failleri bulunamayan cinayetlerin arkasında Neonazilerin olduğu, 2011 yılı Kasım ayında ortaya çıkmıştı. Kamuoyu, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresinin adını da ilk kez 2011 yılında öğrendi.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhardt ile Uwe Mundlos’un bir banka soygununu sonrasında, polis tarafından yakalanmak üzereyken kiraladıkları karavanda intihar etmeleri ve NSU hücresinin diğer üyesi Beate Zschäpe’nin kaldıkları evi ateşe vermesinin ardından olaylar aydınlatılabilmişti. Cinayetlerde kullanılan Ceska marka silah, bu evin enkazında bulunmuştu.
Halen tutuklu yargılanmakta olan 1 numaralı sanık Beate Zschäpe “susma hakkını” kullandığı için cinayetlere ve grubun karanlık bağlantılarına ilişkin birçok soru işareti yanıt bekliyor.
NSU'nun bilinmeyen eylemleri
Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde devam eden NSU yargılamasında halen 2'si tutuklu, 5 sanık yargılanıyor. İtiraflarda bulunan ve avukatların sorularını yanıtlamayı kabul eden tek sanık olan Carsten S.'nin ifadeleri, NSU'nun bilinenden çok daha fazla eylemin arkasında olduğu şüphelerini güçlendirdi.
Carsten S.'nin, geçen haftaki duruşmalar sırasında, NSU üyelerinin 2000 yılı başlarında bir kişiyi vurduklarını sanık Ralf Wohlleben'den duyduğunu mahkemede itiraf etmesi üzerine Başsavcılık harekete geçti. Federal Emniyet Teşkilatı'na yazı yazan Başsavcılık bu dönemde NSU'nun aktif olduğu bölgelerde, bu grupla bağlantılı olabilecek faili meçhul cinayet ya da yaralama olayı olup olmadığı konusunda bilgi talep etti.
33 yaşındaki Carsten S.'nin geçen hafta yine mahkeme önünde yaptığı itiraf, NSU'nun bugüne kadar bilinmeyen bir saldırısını ortaya çıkarmıştı. İtiraf, Neonazi grubun ilk bombalama girişimini 1999 yılında, Nürnberg'de bir Türk tarafından işletilen barda gerçekleştirdiği kuşkusunu güçlendirdi.
Carsten S.’nin bahsettiği 14 yıl önceki olayda, bir Türk göçmen tarafından işletilen lokalde boru tipi bomba patlamış, bir Türk yaralanmıştı. Polis o dönem saldırının yabancı düşmanı bir eylem olarak görülmediğini söylemiş, uyuşturucu çeteleri üzerine yoğunlaşmıştı. Sanık Carsten S.'nin ifadesinin ardından, soruşturma dosyası yeniden açılmış, arşivde bulunan bomba parçaları üzerinde DNA incelemesi başlatılmıştı.
Sorumluluğunu kabul etti
1990'ların sonunda NSU terör hücresi üyeleriyle birlikte hareket eden, cinayetlerde kullanılan silahı temin eden Carsten S., çarşamba günü yapılan 12'nci duruşmada, kurban yakınlarına yaşananlardan büyük üzüntü duyduğunu anlatmıştı.
''Kendimi bu olayda sorumlu hissediyorum. İki kişiye silah verdiğim için ve sonrasında bunları güvenlik güçlerine haber vermediğim için sorumluyum'' diyen Carsten S., kurban ailelerinden özür dilemek istediğini, ancak sadece özür dilemenin yetmeyeceğini ifade etmiş, acıları paylaştığını ifade etmişti.
33 yaşındaki Carsten S., Başsavcılık'ta ve ardından mahkemede verdiği ifadede, 2000'li yılların başında Neonazi çevrelerden ayrıldığını, cinayetlerden haberdar olmadığını, son dönemlerde de NSU üyeleriyle herhangi bir ilişkisi olmadığını savunuyor.
Savunma avukatları ise, Carsten S.'nin anlattığından çok daha fazlasını bildiğini ancak önemli konularda “bilmiyorum” ya da “hatırlamıyorum” yanıtlarıyla kendisini korumaya çalıştığını öne sürüyorlar.
Carsten S., itirafları boyunca, gruba dışarıdan destek veren 2 numaralı sanık Ralf Wohlleben'e ağır suçlamalar yöneltmiş, NSU'nun hayattaki tek üyesi olan Beate Zschäpe'yi zora sokacak herhangi bir ifadede ise bulunmamıştı.
Başsavcılık, bu suçlamalara rağmen şu anda elde bulunan kanıtlar doğrultusunda NSU hücresinin 3 kişiden oluştuğunu, Ralf Wohlleben'in hücrenin bir üyesi olmadığını düşünüyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Ayhan Şimşek
Editör: Beklan Kulaksızoğlu
DW Türkçe'yi Facebook (https://www.facebook.com/dwturkce), Twitter (https://twitter.com/dw_turkce) ve Youtube (http://www.youtube.com/deutschewelleturkish) üzerinden de takip edin!
DW Türkçe'yi Facebook (https://www.facebook.com/dwturkce), Twitter (https://twitter.com/dw_turkce) ve Youtube (http://www.youtube.com/deutschewelleturkish) üzerinden de takip edin!