Notlar da notçulara güven de eriyor
30 Kasım 2011Euro krizi ve Goldman Sachs skandalı sonrası temerrüte düşme riskindeki ülke ve bankalara verdiği AAA notlarıyla güvenilirlikleri sarsılan kredi derecelendirme kuruluşları ve kararları sorgulanmaya devam ediyor. Geçen hafta Türkiye’ye yatırım yapılabilir seviyeye en yakın kredi notunu veren kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, bir süre önce kredi notu görünümünü ekonomi üzerinde kısa vadeli risklerin güçlenmesini gerekçe göstererek pozitiften durağana revize etti. Türkiye’nin BB olan yerel ve yabancı para cinsinden uzun vadeli notunu ise teyit etti. Revizyon kararı, Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviye kredi notuna yükselme beklentilerine darbe vurdu.
Fitch tarafından yapılan açıklamada görünümdeki değişimin sebepleri olarak yüksek cari açık (78 milyar dolar ile ABD’den sonraki dünyanın en büyük cari açığı olduğu özellikle vurgulanıyor) nedeniyle makroekonomik istikrar konusunda artan olumsuz riskler ve hedeflenenin üzerine çıkan enflasyon gösterildi.
Siyasi kriterler de var
Temmuz ayında Türkiye’nin kredi notunu artıran Fitch’den yatırım yapılabilir notu beklenirken bu karar piyasalar ve ekonomi çevrelerinde şaşkınlık yarattı. Karar sonrası borç sorunu ve bankacılık sektöründeki risklerle gündemden düşmeyen Euro Bölgesi ülkeleri notları ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin hak ettiği notun verilmediği yönündeki sesler daha çok duyulmaya başladı. Peki kararın satır aralarında neler var?
Not indirimine gerekçe teşkil eden iki etmenden enflasyon ve cari açığa bakıldığında, Türkiye’nin benzer ülkelerle karşılaştırıldığında durumu kötü. Olumlu gösterge ise borçluluk oranının düşük olması. Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert, Türkiye’nin notunun aynı kategoride olduğu başka ülkelerden kötü olmadığını belirterek, “Ama Avrupa’da bu kadar sorun varken ve bunların kredi notunun değiştirilmesi konusunda çok geride kalınmışken gelecek sene ortaya çıkması muhtemel problemler için şimdiden görünüm değiştirmeleri, soru işareti yaratıyor. Rakamsal bazda ise çok büyük bir sıkıntı görmüyoruz” diyor.
Not kriterlerinde hatırlatılan bir nokta da ülke notlarında sadece ekonomik verilerin değerlendirilmediği. Notların bazı şirketlere göre yüzde 50’si bazılarına göre ise üçte ikisi ekonomik verilerden yola çıkarak, geri kalan bölüm ise siyasi istikrar ölçümleri baz alınarak hesaplandığına işaret ediliyor.
Ajansların miyopluğu
Ne ABD’deki subprime riskini, ne Avrupa’daki borç krizi ve bankacılık sektörü risklerini öngörebilen, bankalara uygulanan stres testlerinin sonuçlarını sorgulamayan notçular, piyasada işlem yapanlar açısından Eurobond tahvil faizleri, CDS’ler gibi diğer faktörler kadar belirleyici değil. Ancak Türkiye’nin yatırım yapılabilir notunun verilmesiyle bu sınırlamaya dahil olan fonların gelecek olması önemli görülüyor.
Diğer iki büyük kredi derecelendirme kuruluşundan S&P, Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyesinin iki kademe altı olan BB, Moody’s ise Ba2 seviyesinde tutuyor. Kredi notu görünümü iki kuruluşta da pozitif. Yatırım yapılabilir seviyesine en yakın notu veren Fitch’in bu kararı, diğer iki kurumun not artırımı olasılığını da erteleyebilir. Nitekim BCG Partners Başekonomisti Özgür Altuğ, olası not artırımının 15-18 ay ertelendiğini ifade ediyor.
Ata Yatırım Başekonomisti Nurhan Toğuç da kararı sadece makroekonolik dinamiklerle açıklamanın mümkün olmadığını, siyasi nedenlerin rol oynadığını ifade ediyor. “Riskin asıl büyük kısmı Avrupa’da iken, Türkiye gibi gelişmekte olan ve büyüme dinamizmi taşıyan bir ülkenin neden notu indiriliyor?” diyen Toğuç, özellikle Avrupa bankalarındaki özel müşterilerin hesap kapatma sürecinde olduğu bu dönemde alınan kararı, “paranızı Türkiye’ye yatırmayın” mesajı verilmesi olarak değerlendiriyor.
'Krizi derinleştiriyorlar'
Bir süre önce de Fransa’nın notunu düşüren, daha sonra bunun teknik bir aksaklıktan kaynaklandığını açıklayan S&P tepki çekmişti. Fransa S&P hakkında soruşturma başlatırken, AB liderleri kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarının küresel krizle birlikte kırılgan olan mali piyasaları daha fazla zor duruma soktuğu ve bu durumun sadece spekülatörlere yaradığı yönünde açıklamalarda bulunuyor. AB Komisyonu’nun İç Pazardan Sorumlu Komiseri Michel Barnier, kredi derecelendirme kuruluşlarının finans piyasalarına ve ekonomiye doğrudan etkisi olduğunu, bu nedenle Avrupa vatandaşlarının refahını da yakından ilgilendirdiğini söyledi. Barnier, bu kuruluşların geçmişte büyük hatalar yaptığını ve onlara bağımlılığın azaltılması gerektiğini vurgulamıştı.
Rating kuruluşlarına soruşturma açan yalnızca Fransa değil. 24 Ekim’de batan MF Global isimli aracı kurumun iflastan korunma başvurusu yapmadan ancak birkaç gün önce Fitch’in şirketin notunu düşürmesi dikkati çekmişti. Müşterilerinin 1.2 milyar dolarını da beraberinde batıran şirketin notunu, batana dek indirmemiş, ancak battıktan sonra çöp seviyesine indirdikleri ortaya çıkan rating kuruluşlarının üçüyle ilgili ABD Kongresi komisyon kurarak soruşturma başlattı.
Bağımsızlıkları sorgulanan ABD’li rating kuruluşları bağımsız veya mali bir yapısı olmayan şirketlerin yükümlülükleri altında bulunuyor. Bununla birlikte bu yapının içerisindeki bir diğer aktör de rating kuruluşlarının şirketlere verdikleri notları denetleyen ve görüş bildiren analistler. Mali kuruluşlar tarafından görevlendirilen analistler, bir anlamda rating kuruluşlarının güvenilirliklerini “dışarıdan” denetlemekte.
Rekor kâr rating ajansına
Bununla birlikte kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkelerin ya da şirketlerin borç yükümlülüklerini yerine getirme performanslarını denetlemek üzere yılda milyonlarca dolar kazanması, birçok çevreye göre bağımsızlıklarına gölge düşürüyor. İncelemenin odağında bulunan CDO adlı yatırım araçları, mortgage tahvilleri ve tahvillerin performanslarına dayalı karmaşık türev ürünleri de içeren varlıkların birlikte paket olarak sunulmasıyla oluşuyor.
CDO sözleşmelerinin, yılda 50 bin dolara kadar varan bir ödeme karşılığında yapılması, durumun aracı ajanslar lehine ne kadar karlı olduğunu gösteriyor. Öte yandan tahvil ihraç etmek isteyen her şirket ya da kuruluş, rating kuruluşlarından not almak durumunda. Notu veren şirketler, tahvil ihracından da komisyon geliri elde ediyor. Bir tahvil ne kadar çok talep görürse, derecelendirme kuruluşunun komisyonu da o kadar yüksek oluyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Kıvanç Gülaslan
Editör: Beklan Kulaksızoğlu