Nobelli Çinli muhalif için "özgürlük" çağrısı
10 Ekim 2010Nobel Barış Ödülü’nü veren Pekin'deki Norveç'in büyükelçisinin, hafta sonu Çin Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı açıklanırken, yazarın eşi Liu Şia da Pekin’in 500 kilometre uzağındaki Jinzhou kentinde tutuklu bulunan eşi ile polis eşliğinde görüşebildi.
Nobel Barış Ödülü’ne layık bulanan Çinli yazar ve insan hakları savunucusu Liu Şiaobo’nun eşi Liu Şia’nın cuma akşamı evinden alınarak, polis eşliğinde cezaevinin bulunduğu Jinzhou kentine getirildiği açıklandı. Hong Kong Demokrasi ve İnsan Hakları Enformasyon Merkezi’nin aile yakınlarına dayanarak verdiği habere göre, polis Şia’yı pazar günü eşi ile görüştürdü. 54 yaşındaki Liu Şiaobo'nun kazandığı Nobel Barış Ödülü hakkında eşi tarafından bilgilendirildiği belirtildi.
Çin'in tepkisi sürüyor
Liu Şia, “Verilen bu ödül, umarım kocamın bana daha erken dönmesine önayak olur” diye konuştu. Ancak tüm dünyanın, Almanya’nın, ABD Başkanı Barack Obama’nın serbest bırakılması yönündeki çağrılarına rağmen, yazar Liu Şiaobo’nun zamanından önce tahliye edilmesi beklenmiyor.
Çin yönetimi, Nobel Barış Ödülü’nün Liu Şiaobo’yo verilmesine sert tepki göstermeye hafta sonu da devam etti. Barış ödülü Norveç Nobel Barış Komitesi adına verildiği için Pekin'deki Norveç Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı ve Norveç’teki Çinli diplomatlar da bu ülkeye yaptırım tehdidinde bulundular.
Ödülün açıklanacağı gün Çin'deki arama motoru "Baidu" üzerinden "Nobel Barış Ödülü" ve "Liu Şiaobo" sözcüklerinin aranmasında artış olmasıyla birlikte sansür sistemi de devreye girdi. Çin'de tüm internet iletişiminin kesintiye uğradığı, Çince kısa telefon mesajlarının ve elektronik postaların sansürlenmeye, internet üzerinden tartışma platformu yaratılmasının engellenmeye çalışıldığı belirtiliyor.
Çin kamuoyu ne düşünüyor?
Singapur’da Çince çıkan "Zaobao" adlı gazetede ise Pekin’deki üniversite profesörlerine dayanarak yayımlanan bir haberde, uzmanların böyle bir ödülün Çin kamuoyuna fazla bir etkisi olmayacağını, zira Çinlilerin şu sıralarda siyasi konularla değil, refah ve para kazanma gibi konularla ilgilendikleri değerlendirmesi yer aldı.
Tutuklu bulunan Hu Jia adlı başka bir barış aktivistinin eşi olan Zen Jinyan ise şunları söyledi: “Nobel Ödülü büyük bir onur kaynağı. Ama kişisel olarak bizim ya da Çin toplumunun kaderini değiştirmesi mümkün değil. Ben, Çin'deki sosyal durum konusunda oldukça kötümserim. Liu Şiaobo bu ödüle layık görüldü; ama ben bundan dolayı Liu’nun serbest bırakılacağına inanmıyorum” dedi.
Uluslararası toplumdan çağrı
Çin resmi makamlarından sert tepkiler gelmesine rağmen Batılı ülkeler yazar Liu Şiaobo’nun serbest bırakılması için çağrılarını sürdürüyor. Alman hükümetinin insan hakları sorumlusu Hür Demokrat Parti’den Markus Löning, bu kararın aynı zamanda Çin’deki tüm diğer insan hakları savunucularının çabalarının takdir görmesi anlamına geldiğini belirtti. Löning, Çin’in ödül vesilesiyle Şiaobo’yu serbest bırakmasını ve aralık ayında düzenlenecek ödül töreninde bizzat hazır bulunmasına izin vermesini de talep etti.
Rejim karşıtı ve sanatçı Ai Weiwei, Alman “Focus” dergisine verdiği bir demeçte, Nobel Barış Ödülü’nün Şiaobo’ya verilmesinin, insan hakları mücadelesinde kişisel riskler üstlenenleri daha da ceseretlendirdiğini söyledi. Çinli yazar Luo Lingyuan ise “Deutschlandradio”ya yaptığı bir açıklamada, Çin’in aslında özgürlük ve demokrasi yolunda adım atma çabası içinde olduğunu belirterek, rejim içindeki bazı çelişkilere rağmen Başbakan Wen Jiabao’nun farklı tonda konuşmaya başladığını belirtti.
Liu, Çin'de geniş kapsamlı siyasi reformları, çok partili demokratik sistem ile birlikte ifade özgürlüğünü savunduğu ve bu yöndeki çağrıları içeren bir manifesto hazırladığı için geçen aralık ayında yargılandığı dava sonunda 11 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/epd, AF/ÇA/HK