‘Ne AB’den vazgeçerim, ne vetomdan’
12 Aralık 2011AB ile İngiltere arasında ipler geriliyor. İngiltere Başbakanı David Cameron geçtiğimiz hafta yapılan AB liderler zirvesinde, borç krizi karşısında ülke bütçelerinin daha sıkı denetlenmesi için AB antlaşmalarının değiştirilmesi kararına veto koyarak şimşekleri üzerine çekmişti.
İngiltere Başbakanı, ülke içinde de tartışmaların alevlenmesi üzerine, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası’nda, liderler zirvesindeki veto kararının gerekçelerini anlattı ve şunları söyledi:
“İngiltere, gerekli güvenceler olmadan antlaşmalarda değişikliğe gidilmesini kabul etmiş olsaydı, tartışma olmayacaktı. İngiltere’nin elinde güvenceler olmayacaktı… Fransa ve Almanya geçtiğimiz hafta Euro Bölgesi’nin, malî düzenlemeler ve rekabet gibi ortak pazar konularında çalışması gerektiğini beyan etti. Bizim güvenceler talep etmemizin nedeni buydu ve bundan dolayı özür dilemeyeceğim.”
İngiltere’nin vetosu nedeniyle Euro Bölgesi’ne üye 17 ülke antlaşma üzerinde çalışmaları, Euro kullanmayan dokuz AB üyesinin desteğiyle yürütecek. Euro Bölgesi üyesi olmayan İngiltere dışarıda kalacak. Cameron Avam Kamarası’nda milletvekillerine konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bu güvencelerin kabul edilmesini isterdim ama Avam Kamarası huzurunda dürüstçe şunu söylemem gerek: Gerekli güvencelerden yoksun bir antlaşma ya da hiçbir antlaşma olmaması arasında bir seçimdi. Ve doğru yanıt, hiçbir antlaşma olmaması. Bu kolay bir şey değil. Ama doğru olanı bu.”
İngiltere, AB’den ayrılabilir mi?
AB liderler zirvesinin ardından İngiltere Birlik’ten daha da uzaklaşıyor mu sorusu gündeme geldi. İngiltere Başbakanı, Avam Kamarası’nda yaptığı konuşmada AB ile yolları ayırdıkları yönündeki endişeleri gidermeye çalıştı:
“AB üyeliğimiz ulusal çıkarlarımız açısından hayatî önemdedir. Biz ticaret ülkesiyiz ve ticaret, yatırım ve istihdam için ortak pazara ihtiyacımız var. AB, İngiltere’yi yatırımcılar için dünyanın en büyük ortak pazarına açılan kapı haline getirmiştir. İhracatımızın yarısını ve milyonlarca kişilik istihdamı güvenceye almaktadır.”
Brüksel'in öfkesi dinmiyor
Ancak Brüksel’deki öfke kolay kolay dineceğe benzemiyor. Avrupa Komisyonu'nun para İşlerinden sorumlu üyesi Olli Rehn, alışıldığın dışında sert bir açıklama yaparak, Cameron’u dolaylı olarak bankaların çıkarlarına hizmet etmekle suçladı. Rehn, “Eğer bu manevra Londra’daki bankacılar ve malî kuruluşları malî düzenlemelerden koruma amacına hizmet ediyorsa, bu olmayacak” diye konuştu. Güçlü ve yapıcı bir İngiltere istediklerini, İngiltere’nin Avrupa’nın kıyısında değil merkezinde yer almasını arzu ettiklerini belirten Rehn, Euro kullanmasa da İngiltere’nin bütçe açığının diğer ülkelerinki gibi gözetim altında olacağını vurguladı.
Peki başından beri AB’ye şüpheci bakan İngiltere’nin Birlik’ten ayrılması gündeme gelebilir mi? İngiliz siyaset bilimci Antony Glees, bunun olası bir senaryo olduğu görüşünde:
“Sanırım evet. 50 yılın ardından Avrupa ile işbirliğine hâlâ şüpheci yaklaşıyorsanız, ki Cameron ve Hazine Bakanı George Osborne bunu kendileri de itiraf ediyor, o zaman bu kişileri AB için kazanmanız mümkün değildir. Bir evlilikte olduğu gibi. İki tarafın da mutlu olması gerekir. Bir taraf artık istemiyorsa evlilik de biter. Bence İngiltere’yi AB’den çıkarmak için ilk adımlar atıldı.”
İngiliz siyaset bilimci Antony Glees, partisi içinde ve AB’ye zaten şüpheci yaklaşan İngilizler arasında Cameron’un vetosunun destek bulduğunu, ancak işsizlik artıp Sterlin düşüşe geçerse bu görüşün değişebileceğini belirtiyor.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu (Reuters,dpa, Ajanslar)
Editör: Ahmet Günaltay