NATO’da Kosova kararlılığı
8 Aralık 2007Kosova’da barış, güvenlik ve istikrarı sağlayan NATO bünyesindeki 16 bin askerden oluşan Kosova Barış Gücü'nün (KFOR) bölgedeki misyonu, olası bir bağımsızlık ilanında bile devam edecek. NATO Genel Sektreteri Jaap De Hoop Scheffer: “NATO’nun bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için sürdürdüğü misyon önemlidir. Şiddete başvuran ve misyonun güttüğü amaca gölge düşüren her türlü girişime karşıyız. Bölgenin nihai statüsünün nasıl sonuçlanacağına bakılmaksızın, Kosova, Arnavutlar, Sırplar ve diğer halkların hiçbir tehdit ve korkuya maruz bırakılmaksızın barış içinde yaşayacağı bir bölge olmalı ve bu özellik korunmalıdır”.
Steinmeier’in değerlendirmesi
Toplantının başlangıcında açıklamalarda bulunan Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier de, Kosova'nın nihai statüsüyle ilgili Arnavutlar ve Sırplar arasında yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamamasının ardından, NATO’nun taraflara net bir sinyal vermesi gerektiğini söyledi.
Steinmeier, “NATO olarak bölgeyle ilgili acele kararlar vermediğimizi ve birliklerimizin Kosova’da kalacağını net bir şekilde ortaya koymalıyız” diye konuştu. NATO ve AB Dışişleri Bakanlarının katıldığı ortak akşam yemeğinin ardından basına açıklama yapan Belçika Dışişleri Bakanı Karel De Gucht da, Kosova’da görev yapan NATO gücünün sayısında bir değişikliğe gidilmesinin şimdilik düşünülmediğini ancak İtalyan ve Fransız ihtiyat taburlarının bölgeye 14 gün içinde gönderilmesinin mümkün olduğunu belirtti.
Rusya kaygısı
NATO'yu şu sıralar özellikle meşgul eden başka bir konuysa Rusya. NATO, Rusya'nın Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşmasından çekilmesi halinde ortaya çıkabilecek tablodan endişeli. Zira Rusya Devlet başkanı Valadimir Putin geçtiğimiz yaz ayında, Avrupa'nın en önemli askeri anlaşmalarından Avrupa Konvansiyonel Silahlar Anlaşması’ndan çekileceği tehdidinde bulundu. Kremlin’in tepkisi, ABD'nin eski Varşova Paktı ülkelerine konuşlandırmayı planladığı füze savar sistemine karşı verildi.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier, Brüksel’de gazetecilere yaptığı açıklamada, tüm çabalara rağmen Rusya’nın bu konudaki tavrından geri adım atmaya niyetli görünmediğini söyledi: “Bugün Rus yetkililerle yapacağımız görüşmelerin başlıca unsurunu Kremlin’in Konvansiyonel Silahlar Anlaşması’ndan çekilmesi durumunda bile ortak görüşmelerin sürdürülmesi oluşturmalı. Umarım bu yaklaşım Rus yetkililer tarafından da sergilenir”.