'NATO hazırlıklı değil'
9 Mayıs 2014Soğuk Savaş’ın ardından Batı ve Rusya ilk kez yeni bir savaşın eşiğinde. NATO içinde doğudaki ittifak üyelerine kalıcı askeri birlikler konuşlandırılması tartışılıyor. İttifakın şimdiye kadar Rusya ile cepheleşmeden kaçınarak doğru bir politika izlediğini belirten Avrupa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Elmar Brok, ancak koşulların değişmeye başladığını dile getirdi.
Brok, “Rusya’nın agresif politikasının Baltık ülkelerinde ya da Polonya’da büyük korku yarattığını kavramamız gerekiyor, Almanya’da 1989 yılına kadar olduğu gibi. Bu nedenle eğer Putin’in agresif politikaları devam ederse, bölgeye askeri birlikler konuşlandırılmasının gerekli olup olmadığını gözden geçirmek gerekir” diye konuştu.
'NATO gözden geçirilmeli'
Brok, Ukrayna’nın büyük bir bölümünün Rusya’ya bağlanacağı ve ardından da sıranın Moldova’ya geleceği senaryolarına dikkat çekiyor. Bunun gerçekleşmesi halinde ise NATO ve Avrupa Birliği’nin sınırları Rusya ile çevrelenmiş olacak. Kırım’ın ilhak edilmesinde kullanılan gerekçenin Baltık ülkeleri için de geçerli olabileceğini söyleyen Brok, ”Rusya, örneğin Estonya’ya müdahale ederse NATO bunu engelleyebilecek durumda mı?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Bugün böyle bir durumda değil. Bu nedenle neler yapılabileceğinin düşünülmesi gerekli. NATO’nun bu noktada açık bir yükümlülüğü var ve Rusya’nın riske girmesi halinde bu yükümlülüğe açıklık getirilmesi gerekiyor. Caydırıcılık, Soğuk Savaş’ta barışı güvence altına almıştı. Bu nedenle yeni fikirler ortaya koymalıyız. Önümüzdeki günlerde diplomatik araçların devreye girmesini ve Rusya’nın agresif politikalarından vazgeçmesini umuyorum.”
Avrupalılar Putin'e güvenemiyor
Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in tutumu gelecekle ilgili Avrupalı politikacılara güven vermiyor. Moskova’nın propaganda makinesinin çalıştığını ifade eden Alman Federal Meclisi’nin Avrupa Komisyonu Başkanı Gunther Krichbaum, Putin’in referandumu ertelenmesi çağrısının da bu propagandanın bir parçası olabileceği tahmininde bulunuyor ve ayrılıkçıları referandumdan vazgeçirmenin mümkün olmadığını belirtiyor:
Krichbaum, “Esas itibariyle bu referandumun demokratik bir meşruiyeti bulunmuyor. Referandumu durdurabilmek için egemen gücün kararına ihtiyaç var. Ancak özgür seçim ortamında insanlar oy kullanabilir. Burada ise diğerleri iktidarı ele geçirdi... Seçimler ve oylamaların demokratik standartlara uygun olması gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Ancak ne Ukrayna'daki ayrılıkçılar ne de Moskova Batı’dan gelen uyarıları dikkate alıyor. Kiev'deki geçici yönetim de elinde kalan son şansı değerlendirmeye çalışıyor. Ülkedeki tüm siyasi tarafları müzakere masasına davet eden Devlet Başkanı ve Başbakan, silahlı Rusya yanlısı gruplarla ise diyaloğun mümkün olmadığını vurguladılar.
© Deutsche Welle Türkçe
DW/CH/KH/HS/BÖ