Altılı Masa, Saraçhane'de kendisi ve demokrasi umudu adına ne başardı?
Bu konuda bir değerlendirme yapabilmek için herhalde önce başarı kriterlerini belirlemek gerekir.
Bunun için de muhalefetin şu anda bulunduğu yeri ve hedeflerini. Bu konuda muhalefet içinde iki görüş var.
Partiler ve toplum içinde cari birinci görüşe göre:
Altılı Masa iyi gidiyor. Ama öncelikle iktidar başarısız olduğu, başta ekonomi sürekli yanlış yaptığı için, muhalefet mutlaka kazanacak ve iktidara gelecek.
İkinci görüşe göre ise:
İktidarın yanlışları muhalefetin şu ana kadarki adımları kazanması için yeterli değil. Ayrıca muhalefetin iktidardan daha fazla oy alması da otoriter iktidarın gitmesi için yeterli değil. Çünkü iktidarda kalmak için her türlü anti-demokratik yöntemi kullanmaya hazır otoriter bir iktidar var. Muhalefetin açık farkla kazanması elzem. Ayrıca başarılı sayılmak için muhalefetin sadece iş başına gelmesi yetmez. Hem cumhurbaşkanlığını hem de meclisi güçlü şekilde kazanmalı.
Ama daha da önemlisi, iktidara geldikten sonra bir iki sene ülkeyi bir arada ve başarılı yönetebilmeli. Aksi takdirde ülke daha da geriye gider ve otoriter Cumhur İttidakı bu sefer daha da güçlü şekilde geri gelebilir.
Bu ikinci görüşe göre muhalefet çok şey başardı ama henüz başaramadığı önemli şeyler var:
- Toplumda hâlâ çok güçlü bir heyecan ve desteğinde büyük bir fark yaratamamış durumda.
- İktidarın bölme ve sindirme taktiklerine (Sn. İmamoğlu ve başka mahkumiyetler gibi) karşı yeterince birlik, karşı hamleleri hazır ve güçlü bir görüntü çizmiyor.
- İktidara eleşirilerinde haklı ama kendisi ne yapacağı konusunda topluma çok net bir alternatif mesaj verebilmiş değil. Ekonomi vb konularda yeterince ortak bir program ve söylem sergilemiyor.
- Kazanacak ve Altılı Masa ve toplum içinde içinde güçlü desteğe sahip Cumhurbaşkanı adayı sorusunu yanıtlamış değil.
- Seçilecek Cumhurbaşkanı ve Altılı Masa arasındaki ilişki nasıl düzenlenecek? Cumhurbaşkanı nasıl karar verecek ve yönetecek? Yani yol haritası ve geçiş döneminde yönetim modeli.
- Aday sorusundan ayrı olarak Altılı Masa içinde liderlik ve koordinasyon sorununu yeterince çözmüş değil. Alti lider arasındaki kişisel ilişki ve diyalog, otoriter iktidarla mücadele ve gelecekte ülkeyi yönetirken hızlı karar almak, zinde görüntü çizmek ve ortak program oluşturmak için yetersiz kalıyor.
Ben bu ikinci görüşe yakınım. Çünkü 28 Şubat 2022'de çok önemli ve tarihi bir sıçrama gerçekleştiren Altılı Masa sonrasında yukarıdaki konularda yeterince hızlı ilerlemedi ve zorlanıyor.
Saraçhane neden büyük fırsattı?
Şimdi Saraçhane Altılı Masa içinneden büyük bir fırsattı ona gelelim.
İBB Başkanı İmamoğlu'na verilen ve siyasal yasaklamaya yönelik olduğu açıkça belli ceza sonucu, kamuoyunun büyük bir bölümünün dikkati ve sempatisi muhalefete yönelmişti. Üstelik bu siyasal davada verilen hüküm, iktidarın başta İmamoğlu olmak üzere muhalefetten çekindiği ve savunmada olduğu anlamına da geliyordu. Kararın açıkladığı gün süreç hızlı ve etkili yönetildi. Sayın İmamoğlu ve Akşener'in ortak mitingi başarılıydı ve toplumda bir beklenti yarattı. İnsanlar bir sonraki günkü ortak mitingi bekler oldu. Sayın Kılıçdaroğlu'nun Berlin'den aynı gün geri dönmesi başarılıydı (ama kararda beraat beklediğini açıklaması ve böyle kritik bir günde yurtdışında olması haber kaynakları ve kadrosu konusunda soru işaretleri yarattı).
Bu muhalefete büyük bir fırsat sundu:
- Otoriter Cumhur İttifakı iktidarının karşısına net bir demokratik alternatif çıkarması için.
- İktidarın sunduğu çerçevenin dışına çıkan, söylemlerinden açıkça ayrışan yeni bir şeyler söylemek için.
- İktidarda kalmak için her türlü anti-demokratik yöntemi kullanmaya hazır olduğunu gösteren bir iktidara karşı dik durabileceğini ve iktidarı alabilecek kararlılığa, dirliğe ve birliğe sahip olduğunu göstermek için.
- Halk ile daha iyi bir sinerji yaratmak için.
- Cumhurbaşkanı adayı, yönetim modeli ve yol haritası konusundaki belirsizliği bir netliğe kavuşturmak için. Yani adayını ve yol haritasını açıklamak için.
- Yukarıda bahsettiğim aday sorusunda bağımsız Altılı Masa içindeki liderlik ve koordinasyon sorununu çözmek için.
Şimdi önce kazanımları sıralayalım:
Altılı Masa ortak bir miting ve başarılı bir organizasyon düzenledi ve birliğini güçlendirmese de tazeledi. Haksızlığa uğrayan (Sayın İmamoğlu'nun ifadesiyle) "en çalışkan neferinin" en azından söylem olarak arkasında durdu. Halkın katılımı yüksek, heyecanı da bir önceki gün mahkumiyet kararı sonrası kadar olmasa da oldukça canlıydı.
İstibdada karşı hürriyet sloganı tarihsel zemini de olan önemli bir slogan olarak göze çarptı.
Ama dünkü mitingde yukarıdaki kriterler açısından başka bir artı ve kazanımdan bahsetmek ne yazık ki zor.
Büyük bir sıçramadan bahsedilebilir mi?
Otoriter Cumhur İttifakı iktidarının karşısına net bir demokratik alternatif çıkarmak konusunda büyük bir sıçramadan bahsetmek iyimserlik olur.
İktidarın sunduğu çerçevenin ve muhalefetin daha önce de söylediklerinin dışına çıkan yeni bir şeyler söylemek açısından sadece Sayın Babacan'ın konuşmasını olumlu olarak kaydetmek mümkün. Sadece Sayın İmamoğlu değil Kaftancıoğlu ve Demirtaş'a davaları da kınadı. Kürtleri, Alevileri, eşit yurttaşlığı vurguladı. Bunun dışında liderler önceden söylediklerinin dışına çıkmadı.
Ortak miting elbette önemli bir kararlılık göstergesiydi. Ama otoriter bir iktidarla başa çıkabilecek birlik ve dirliğe sahip olduğunu göstermek açısından önemli bir şey yapıldığını söylemek zor. İmamoğlu'na yasak gelirse Altılı Masa ne yapacak? Başka yasaklar gelirse ne olacak? A, B, ve C planları hazır mı? Toplumda fiili OHAL yaratmaya yönelik gelişmeler olursa?
Halk ile var olandan güçlü bir sinerji yaratıldığını söylemek güç. Bu konuda sadece Sayın Akşener ve İmamoğlu arasında bir önceki gün sergilenen doğal ve halka güven veren sinerjiden söz etmek mümkün.
Cumhurbaşkanı adayı, yönetim modeli ve yol haritası açıklanmadı.
Altılı Masa içindeki liderlik ve koordinasyon konusunda bir gelişme olmadı. Tabii kısa zamanda yukarıdaki konularda liderlerin 1-2 gün içinde karar alması ve mitinge hazırlanması zordu. Ama sorun tam da bu değil mi? İktidarı ortak olarak devralabilmek ve sonra ülkeyi başarılı şekilde yönetmek için sürekli buna benzer hızlı kararlar almaları gerekecek.
Sonuç olarak: Saraçhane Mitingi'nden muhalefetin ve demokrasi umudunun bir nebze daha güçlü çıktığını söyleyebiliriz. Ama elindeki fırsatı kullanabildiğini ve büyük bir sıçrama yaptığını söylemek maalesef mümkün değil.