Miloseviç kendini savundu
31 Ağustos 2004Eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç, savunmasına eski Yugoslavya’da yaşananları ”en ağır uluslararası suç” olarak nitelendirerek başladı. Bu kavramda anlaşmak mümkündü, ama Miloşeviç bambaşka bir şeyden söz ediyordu. Ona göre suçlu olan, karşılarında hesap vermek zorunda olduğu, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesini oluşturan ülkelerdi. İkinci Dünya Savaşı öncesinde başlayan düşmanlığı, Naziler döneminde yoğunlaştırmışlar ve savaştan sonra da kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Miloşeviç’e göre Almanya ve Vatikan, Yugoslavya’ya karşı uluslararası komplonun başını çekmişti.
Özellikle de Almanya’nın eski dışişleri bakanlarından Hans Dietrich Genscher ve Papa. 1991 yılı sonunda Vatikan’ı ziyaret eden Genscher, Hırvatlar ve Slovenlerin ayrılıkçı kampanyasına desteği arttırmıştı. O zamanki Almanya Başbakanı Helmut Kohl, 1996 yılında bir makalesinde Yugoslavya’nın parçalanması gerektiğini yazmıştı. Alman istihbarat örgütü şefliğini de yapan Genscher’in halefi Klaus Kinkel de bilinçli olarak Yugoslavya’nın parçalanması için çalışmıştı. Yaşananlar büyük bir komplonun sonucu idi.
Miloseviç’in talebi reddedildi
Miloseviç, savunma sürecini, ikibuçuk yıllık suskunluğunun sonunda büyük bir politikacı gibi hazırladı. İddia makamı, Yugoslavya’da yaşanan trajedinin farklı kademelerini ortaya koyması için iki yıl çalıştı. Hırvatistan, Bosna, Kosovo. Bu arada dava Miloşeviç’in hastalığı yüzünden kesildi. Savunmaya geçilmesi de bu yüzden gecikti.
Şimdi Miloseviç savcılar kadar süre istiyor, en az onların anlattıkları kadar anlatmak niyetinde. Miloşeviç bu isteğini mahkemeye şu sözlerle ifade etti: ”Bay Robinson, savunmaya giriş için yarına da ihtiyacım var. Karşı tarafa üç gün süre verildiğini hatırlatırım. Bu yüzden bana yarın için de izin vermenizi bekliyorum.”
Uluslararası mahkemenin baş yargıcı Patrick Robinson ise Miloşeviç’in tavrından etkilenmedi ve, ”Bay Miloşeviç, size üç kez konuşma süresi verdik. Kosova ile ilgili iddianamenin okunmasından sonra sekiz saat konuştunuz, bu iki gün eder. Bosna ve Hırvatistan davasının açılışında da üçbuçuk saat konuştunuz. Şimdi üçüncü kez konuşuyorsunuz. Lütfen devam edin.”
Taşlaşmış ifadeler
Yargıçlar ve savcının yüzlerinden, Miloşeviç’in konuşmasından nasıl etkilendiklerini anlamak mümkün değil. Adeta taşlaşmış ifadelerle yerlerinde oturuyorlar. Miloşeviç’in mahkemeyi ve davayı meşru bulmadığını bir kez daha söyleyeceğini biliyorlar. Ama aynı zamanda Yugoslavya’nın düşmanı olarak kabul ettiği ülkeler ve kişilerle hesaplaşmaya hazırlandığını da. Sanık da bu beklentileri boşa çıkarmıyor.
Tüm dünyadan aralarında ünlü politikacıların da bulunduğu binden fazla tanığın dinlenmesini istiyor, ama savunma için 150 gün süresi var. Bu da neredeyse iki yıla denk düşüyor. Miloşeviç davası, bu tip davalar arasında en uzunu olmaya aday görünüyor.