Lufthansa'da grev sancısı
23 Nisan 2013Almanya’nın en büyük havayolları şirketi Lufthansa’da grevlerin sonu gelmiyor. Verdi sendikasının pazartesi günkü uyarı grevi nedeniyle planlanan bin 800 uçuştan sadece 42’si gerçekleştirilebildi. Bir günlük grevin Lufthansa’ya maliyetinin on milyonlarca euroyu bulduğu tahmin ediliyor. Lufthansa yönetimi, geçtiğimiz yıl şubat ayından bu yana art arda gelen grevlerden sendikal çoğulculuğu sorumlu tutuyor ve ‘bir işletme, tek sendika’ formülünü savunuyor. Ancak bu, hukukî açıdan oldukça pürüzlü bir alan.
Almanya’nın hizmet sektöründeki en büyük sendikası Verdi, Lufthansa’da çalışan yaklaşık 33 bin personel için ücret zammı ve iş garantisi talep ediyor. Havayolları devi, “müzakereye değecek bir teklif sunmadığı” suçlamasını reddediyor. Lufthansa Yönetim Kurulu Başkanı Stefan Lauer, Alman Birinci Televizyonu ARD’ye verdiği mülakatta sendika yönetimini suçladı ve “Bu grevin tek bir hedefi var: Verdi, Lufthansa içindeki diğer sendikalara karşı konumunu güçlendirmek istiyor” dedi.
"Üç ayda bir grev var"
Lauer'e göre Lufthansa'da toplu sözleşme görüşmelerindeki mevcut sorunların ve sonu gelmeyen grevlerin temel nedeni sendikal çoğulculuk. Şirket, her alanda farklı bir sendikayla muhatap olmak yerine tüm çalışanları temsil eden tek bir sendika olmasından yana. Lauer şunları söylüyor:
“Bir hava trafik kontrol çalışanları greve gidiyor, bir yer hizmetleri, şimdi de Hamburg’da olduğu gibi güvenlik personeli. Bu ülkenin en büyük havayolları şirketi olarak grevlerden en çok Lufthansa etkileniyor. Üç ayda bir grev var.”
Lufthansa ile sendikalar arasındaki savaş 15 aydır sürüyor. 2012 yılının Şubat ayında uçuş kontrol çalışanlarının grevi bin 700 uçuşun iptal edilmesine yol açtı. Bir sonraki ay itfaiyeciler, bagaj hizmetleri ve yer trafiği grevdeydi. Eylül ayında Ufo sendikasının grevi nedeniyle tek bir günde 100 bin yolcu uçamadı. Ocak ve şubat aylarında güvenlik personeli, martta da özel güvenlik personeli greve gitti.
"Bu böyle gitmez"
Yönetim Kurulu Başkanı Stefan Lauer, Lufthansa’nın küresel faaliyet gösteren ve her yerde dikkatle izlenen bir şirket olduğunu belirterek, “Bu böyle gitmez” diyor. Lauer, son iki yıldır art arda gelen grevlerin sadece Lufthansa’nın değil, Almanya’nın da itibarını zedelediği görüşünde. Lauer’in çözüm önerisi ise sendika sayısının kısıtlanması ve “Bir işletme, tek sendika “ formülünün hayata geçirilmesi.
Ancak bu formülün önünde önemli yasal pürüzler var. Almanya’nın Bochum kentindeki Ruhr Üniversitesi’nden iş hukuku uzmanı Jacob Joussen işverenlerin bu yöndeki taleplerinin meşru olduğunu, ancak bir iş yerinde farklı sendikaların mücadele verebilmesinin Alman hukukunda kökleştiğini belirtiyor:
“İki üç yıldır yürürlükteki yeni yasal durum, bir işletmede çok sayıda sendikanın mücadele verebilmesini mümkün kılıyor. Bununla sendikalar arasında rekabet hedefleniyor. Sendikal çoğulculuk anayasaldır ve amaç da budur.”
"Yasal değişiklik zor"
Lufthansa ise bu durumun değişmesi için siyasî partilerle görüşmelerde bulunuyor. Yönetim Kurulu Başkanı Lauer, özellikle de eylül ayındaki genel seçimler nedeniyle bu konuda hızlı bir gelişme beklemiyor. Hukukçu Joussen ise bu tür bir yasal değişikliğin sonraki yasama dönemlerinde de gündeme gelmeyeceği, siyasilerin bu konunun dışında kalmaya çalışacağı görüşünde:
“Bu son derece hassas bir alan. Almanya tarihinde çıkarlar arasında bu kadar büyük tezat olduğu konularda yasa koyucuların asla harekete geçmek istemediğini hep gördük. Bu konuda da önemli bir değişiklik beklemiyorum.”
© Deutsche Welle Türkçe
Dirk Kaufmann / Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Ayhan Şimşek