Kıbrıs çözümünde umut dörtlü görüşmelerde
24 Mart 2004BM Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto'nun başlatacağı dörtlü görüşmelerin belgelerin dolaştığı mekik diplomasisi şeklinde yürütülmesi bekleniyor. Görüşmelerde, tarafların hafta sonuna kadar anlaşabilmesi anlaşması bekleniyor.
Her iki tarafın anlaştığı noktaların ise Annan Planı’na eklenerek, gelecek hafta başında BM Genel Sekreter Kofi Annan'ın da katılmasıyla dördüncü Annan paketi şeklinde taraflara ve referanduma sunulması bekleniyor. Öte yandan, planın AB hukukuna dahil edilerek anayasal garantiye kavuşmasını ‘önşart’ koşan Ankara'yı tatmin etme yolu arayan AB hukuk uzmanları, yeni bir öneri hazırladılar.
Mekik diplomasisi
BM 10 günlük zamanı iyi kullanarak, Türk ve Rum tarafını ikna edici bir yöntemle değil, iki tarafı dengede tutmak koşulu ile nihai bir plan yaratmak için gayret gösterecek. BM, tarafları sürekli birarada tutmak yerine, taraflarla ayrı ayrı görüşerek, mekik diplomasisi yöntemini deneyecek. Görüşmeler bu haliyle New York'daki gibi yürütülecek.
Ayrıca, Türk-Yunan Dışişleri Heyeti ile Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Rum heyetleri de ikili toplantılarla biraraya getirilerek uzlaşma sağlanmaya çalışılacak. BM'nin de Kıbrıs'ta tarafları tüm yolları deneyerek anlaşmaya zorlaması bekleniyor.
Dördüncü Annan Planı
1 Nisan'da ortaya çıkacak ve nihai olarak değerlendirilecek Annan Planı’nın son şeklinin içeriğine ilişkin önemli noktalar ise başta Rum basını olmak üzere uluslararası çevrelerde telaffuz edilmeye başlandı. Buna göre, 4. Annan Planı’nın, ortak devletin işleyişinin, toprak, güvenlik ve ekonomik konularda Kıbrıs Rumları’nı tatmin edeceği vurgulanıyor.
Örneğin, Rumlar’ın isteği olan, yeni devletin kuruluşunun ardından 40 gün içinde, federal parlamentoların oluşturulması için seçim yapılmasının kabul edileceği söyleniyor. BM, çözümün maliyeti konusunda Rum tarafının endişelerini dikkate alıyor. Güvenlik konusunda, Türk ve Yunan tarafları geçtiğimiz hafta biraraya gelmişti. Ada’daki asker sayısı "ikinci" konu olarak görülüyor.
Türk tarafı ise, "iki bölgelilik" talebinde kazanacak. Türk tarafının, ortak devlette, "siyasi eşitlik" talebi tatmin edilmesi karşılığında toprak tavizi vermesi öngörülüyor. Her iki tarafın birbirini veto etmeden, AB'nin önünü tıkamaması da benimseniyor.
AB’nin önerisi
Türkiye, Annan Planı’nın AB hukukuna dahil edilmesini "önşart" olduğu konusunda diretirken, Ankara'yı tatmin etmek için çıkış yolu arayan AB’nin hukuk uzmanları yeni bir öneri hazırladılar. Bu öneride, Türkiye'nin, varılacak anlaşmanın işlerlik kazanabilmesi için, tüm AB ülkelerinin parlamentolarından geçirilmesi ısrarı kabul edilmiyor. Bununla birlikte, Kıbrıs'ın AB'ye katılım anlaşmasına ek 10’uncu protokolün 4’üncü maddesinde yer alan ifadelerin güçlendirilmesi öngörülüyor.
Bu maddede, "Uzlaşma sağlanması halinde, anlaşmanın kabulünden sonra, AB Komisyonu'nun önerisiyle, AB Konseyi sorumlu tutulacaktır" ifadeleri yer alıyor. AB uzmanları, bu ifadelerin Brüksel'i daha bağlayıcı kılması için, kelimeleri değiştirmeye karar verdiler. Ancak bu, Annan planını AB'nin Anayasal güvence altına alınması için "birincil hukuk" yapmaya yeterli olmayacak. Bu nedenle, Ankara'nın, Brüksel'in bu yeni çalışmasını kabul etmesi de beklenmiyor.