210909 Tumorbank Köln
22 Eylül 2009Almanya’nın başkenti Berlin bugünlerde, kanser tedavisi konusunda Avrupa’nın en büyük konferansına ev sahipliği yapıyor. Toplantının amacı, kanserle mücadelede uluslararası işbirliği ve deneyimlerin paylaşımını güçlendirmek.
İşte böyle bir işbirliğine örnek sayılabilecek bir proje, Köln Üniversitesi’nde başarıyla sürdürülüyor. Üniversitenin Çocuk Onkolojisi bölümünde oluşturulan “tümör bankası”, bilgi birikimini ve deneyimlerini tüm dünya ile paylaşıyor. Deutsche Welle'den Christine Strotmann’ın haberi:
Köln Üniversitesi Kliniği Çocuk Onkolojisi bölümünde bulunan soğutucularda saklanan binin üzerindeki doku örneğini Profesör Frank Berthold "araştırma bölümünün kalbi" olarak değerlendiriyor. Merkezde dokuz yıldan bu yana Almanya, Hollanda ve İsviçre'den nöroblastom örnekleri toplanıyor. Nöroblastom, neredeyse sadece bebeklerde ve çocuklarda rastlanan bir tümör türü. Ve çocuklarda en yoğun rastlanan ikinci kanser hastalığı olma özelliğini taşıyor. Her yıl 15 yaşın altındaki yüz bin çocuktan birinde nöroblastoma rastlanıyor. Nöroblastom, beyin dışındaki tüm yumuşak dokularda ortaya çıkabiliyor. Profesör Frank Berthold araştırmalarının özellikle tümörün türünü belirlemek üzerine yoğunlaştığını anlatıyor:
"Teşhis sırasında, nöroblastoma sahip çocukların birçoğunda metastazlara da rastlanıyor. Yani kanser çoktan vücudun diğer bölgelerine de yayılmış oluyor. Genellikle bu çocuklarda çok daha ağır bir tedavi sürecine ihtiyaç duyuluyor. Diğerlerindeyse kemoterapi ve radyoterapiye ihtiyaç duyulmadan tümörde küçülme sağlanabiliyor. Bu çocukların yüzde 95'i tümörün tamamının çıkarılmasına ihtiyaç duyulmadan hayatta kalmayı başarıyor."
Moleküler biyolojik araştırma
Ancak tümörün iyi huylu mu yoksa habis mi olduğunun mikroskop altında patolojik incelemeyle anlaşılması mümkün değil. Bu nedenle tümörlü dokunun dondurularak Köln'deki Çocuk Onkolojisi servisine gönderilmesi gerekiyor.
Çocuk Onkolojisi servisi ekibinden Dr. Sandra Nowacki merkezde nöroblastomun öncelikle moleküler biyolojik araştırmaya tabi tutulduğunu belirtiyor:
"Hücre kültüründeki genleri tek tek araştırıyoruz. Hücre formlarını inceleyerek, nasıl bir değişim içinde olduklarını ve nasıl çoğaldıklarını ya da hareketlerindeki değişimleri tespit ediyoruz. Ayrıca gen ekspresyonu analizine de ihtiyaç duyuluyor."
Gen ekspresyonu analizinde genler tek tek incelenerek hücreye etkileri araştırılıyor. Ancak biyokimyasal parametreleri belirlemek için mümkün olduğunca çok tümör örneğine ihtiyaç duyuluyor. Doku örneklerinin toplanmasındaki amaç işte bunu sağlamak. Bu araştırma için sadece yeni dondurulmuş doku örnekleri kullanılabiliyor.
Uluslararası işbirliği arayışı
Profesör Frank Berthold, uyguladıkları gen ekspresyon yönteminin tümörün tipini belirlemede çok önemli olduğunu ve bu sayede uygun tedavi yönteminin seçilerek hastalıkla mücadelede daha yüksek bir başarı oranı sağlanabildiğini vurguluyor.
Kötü huylu nöroblastoma sahip çocukların yüzde 60 ila 70'i hayatını kaybediyor. Almanya'da her yıl 130 çocukta nöroblastom teşhis edildiğine dikkat çeken Berthold, ancak uluslararası işbirliğiyle bu çocuklara gereken tıbbi desteğin verilebileceğinin altını çiziyor.
"Her çocuk normal mikroskobik incelemenin dışında, dondurulmuş tümör dokularıyla yapılan böylesi bir incelemeyi hak ediyor. Ancak bu sadece bazı gelişmiş ülkelerde mümkün, o da her merkezde değil. Bu nedenle Asya'dan, Japonya'dan, Güney Amerika'dan ve Afrika'dan meslektaşlarla işbirliği içinde olarak, oralarda da tümör bankaları kurmaya ve araştırmalarımızı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.”
Christine Strotmann / Çeviri: Banu Ertek
Editör: Ayhan Şimşek