İsviçre’de minare rüzgarı dinmiyor
6 Aralık 2009İsviçre’de referandum sonucunu sert bir şekilde eleştiren sol partiler şoku hâlâ üzerinden atamadı. Sağ partiler ise referandum zaferinin sarhoşluğu içinde. Yeni minare inşaatına yasak getirilmesi amacıyla referandum yapılmasına öncülük eden İsviçre Halk Partisi’nden Walter Wobmann şunları söyledi:
“Tepkiler çok olumluydu. Yurtdışında da çok yankı buldu. Bizi kutladılar ve ‘süper, bunu biz de yapacağız' dediler. Diğer yandan medya tabii ki referandum sonucunu bir felaketmiş gibi yansıttı. Görünen o ki, bizim demokratik yollarla aldığımız kararları artık kabul edemiyorlar.”
Wobmann’a göre referandum sonucu, İsviçre’de İslamlaşma’nın artık açıkça tartışılabilmesine giden yolu açacak. İsviçre Halk Partisi, ayrıca yabancılar ve serbest dolaşımın 2011 seçim kampanyalarında gündeme getirileceğini açıkladı.
Muhafazakarlar yabancı iş gücüne de karşı
İsviçre’nin sınırları 2007 yılından bu yana AB’den çalışmak için gelenlere açık. İsviçre Halk Partisi ise özellikle de kriz döneminde AB’den yeni iş gücünün İsviçre’ye yük getirdiğini savunuyor.
İsviçre’de sağcıların referandum zaferinin ardından esen rüzgardan yararlanmak isteyenler de harekete geçmiş durumda. Muhafazakarlar, hükümetin geçtiğimiz Mayıs ayında aldığı, AB’den gelen iş gücünü sınırlandırmama kararını eleştiriyor.
Muhafazakar politikacı Christoph Darbellay ise bir adım daha ileri giderek burka giyilmesine yasak getirilmesini, üstüne üstlük Müslüman ve Yahudi mezarlıklarının yasaklanmasını talep etti. Ancak gelen tepkiler üzerine geri adım atmak zorunda kaldı.
Müslümanlar AİHM'ye gidecek
İsviçre’deki Müslümanlar ise tüm bu olup bitenlere karşı itidali elden bırakmıyor. İsviçre İslami Organizasyonlar Federasyonu Başkanı Hisham Maizar, referandum sonucunun günlük yaşama nasıl yansıyacağını görmek için beklemeyi tercih ettiklerini belirtti.
İsviçre’nin Bern kantonundaki Langenthal’deki Müslümanlar ise camilerine minare inşa etme planında kararlı ve gerekirse konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götüreceklerini açıkladılar. Özellikle de İsviçre’deki genç Müslümanlar, birarada yaşadıkları İsviçreliler'in böyle bir karar almasından büyük hayalkırıklığı içinde.
Kiliseler de şaşkın
İsviçre’de kiliseler de şaşkın. Piskoposlar Konferansı referandum sonrasında yaptığı açıklamada kararın, diyalog ve karşılıklı saygı çerçevesinde entegrasyona giden yolda bir engel ve büyük bir zorluk oluşturduğunu belirtti. Cenevre Piskoposluk Dairesi Sözcüsü Nicolas Betticher, tartışmaların en kısa zamanda yine nesnel bir zemine oturmasını umduğunu belirterek şunları söyledi:
“Yeniden ortama sükunet gelmesini ümit ediyorum. Çok sayıda tartışmaya katıldım ve bu tartışmalarda bir nevi ırkçılığın yeniden hortlamaya başladığını hissediyorsunuz. Bu bana, biz Katolikler’in de ayrımcılığa maruz kaldığı eski yüzyılları hatırlattı. Umuyorum ki bugün önce toplumsal, sonra dini olmak üzere açık bir tartışma yürütebilecek duruma geliriz.”
Ekonomi de etkilendi
İsviçre’de iş dünyası da referandum sonucu nedeniyle endişeli. İslam dünyasından banka müşterilerinin milyarlarca doları İsviçre’den çekmesinden endişe ediliyor. Müslüman ülkelerle ticaret, özellikle makine ve elektronik sanayisi için büyük önem taşıyor.
Pazarlama uzmanı Sven Reinicke, ‘İsviçre Malı’ etiketinin şimdiye kadar sadece kaliteyi değil, aynı zamanda barışseverlik ve tarafsızlığı çağrıştırdığını belirterek “Dünyaya açıklık, barışseverlik, tarafsızlık… Mevcut tartışmaların daha uzun sürmesi durumunda bu kavramlar uzun vadede büyük hasar görme tehlikesiyle karşı karşıya” dedi.
İsviçre turizminin minare yasağı kararından ne ölçüde etkileneceği ise yaz aylarında belli olacak. Temmuz ve Ağustos ayları, özellikle Araplar’ın Cenevre Gölü kıyısındaki 5 yıldızlı otellerde konaklamayı sevdiği bir dönem. Arap turistlerin boykotu durumunda İsviçreli otelciler de büyük zarar görecek.
Pascal Lechler / Cenevre, Çeviri Beklan Kulaksızoğlu
Editör: Hülya Köylü