“İpotek krizi henüz sona ermedi“
19 Eylül 2007Amerikan emlak piyasalarında yaşanan ve tüm dünyayı sarsan krizin yaraları sarılabilecek mi? İşte bu soruya yanıt arayan dünyanın önemli finans piyasalarının aktörleri, Salı günü gözlerini Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) yapacağı açıklamaya çevirmişti. Zira piyasaların rahatlaması için ana faiz oranlarının düşürülmesi yönünde güçlü bir beklenti oluşmuştu.
Amerikan Merkez Bankası, bu beklentileri boşa çıkarmadı ve 2003 yılından bu yana ilk kez ana faiz oranlarını aşağı çekti. Beklentilerin de üzerine çıkarak yüzde 4,75’le yarım puanlık bir indirime gidildiğinin açıklanması, dünya piyasalarına müthiş bir doping etkisi yaptı.
FED, ana faiz oranlarını yüzde 4,75’e çekme gerekçesi olarak Amerikan ekonomisindeki hızlı büyüme gösterdi. Açıklamada, emlak piyasalarında yaşanan ipotek krizinin bu büyümeyi frenleme ihtimalinin de gözönünde bulundurulduğuna dikkat çekildi.
Yeni kriz korskusu iddiası
New York Times’ın ekonomi editörlerinden Gretchen Morgenson, her ne kadar resmi açıklamada çok fazla ön planda tutulmasa da yarım puanlık faiz indirimi kararında en büyük etkenin, yeni bir kriz çıkabileceği korkusu olduğunu savunuyor: “Merkez Bankası direktörleri bir resesyondan endişe ediyorlar. Ayrıca ipotek krizi de onları korkutuyor. Nitekim tüm bu faktörler, verilen karara da aynen yansımış oldu.“
Amerikan Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada ayrıca olumlu gelişmelere rağmen ABD’de bir enflasyon riskinin de mevcut olduğunun altı çizilerek, piyasalardaki seyrin son derece dikkatli bir şekilde takip edileceği belirtildi. FED direktörleri ayrıca piyasalardaki düzensiz hareketlerin genel bir tedirginlik havasının oluşmasına yolaçtığına da dikkat çekti.
Uzmanlar, ana faiz hadlerinin düşürülmesinin ABD’deki ipotek krizinin bir anda sona ereceği anlamına gelmediği görüşünde birleşiyor. Resesyon yani ekonomik durgunluk ihtimali zayıflasa da bunun yeni krizlerin doğmasına engel olmadığını belirten derecelendirme kuruluşu Mody’s uzmanlarından Mark Zandi, piyasalarda mucize beklenmemesi tavsiyesinde bulunuyor.
Zandi’ye göre “Emlak piyasalarında durumun düzelmesi biraz daha zaman alacaktır. Faizlerin düşmesiyle sorunların biteceği düşünülmemeli. En azından hızlı bir etki yapmayacağı kesin“.
Ekonomi editörü Gretchen Morgenson da bu görüşü destekliyor ve faizlerin daha da aşağı çekilebileğini düşünüyor: “Böyle bir ihtimal mevcut. Şu anda yüzde 0,5 puanlık bir indirime gidildi. Ancak yılsonuna kadar bunun 0,75 olması da mümkün. Yani bu adımın devamının gelmesi ve Merkez Bankası’nın faiz oranlarını daha da aşağı çekmesi bekelenebilir.“
Piyasalar rahatladı
Uzmanlar temkinli olmayı tercih etse de uluslararası piyasalarda faiz indirimi kararı adeta doping etkisi yaptı. New York’taki Dow Jones endeksi kararın hemen akabinde yüzde 2,5 artarak 13 bin 700 puan sınırını aşarken, Frankfurt Borsası’nda da yüzde 2’ye yakın bir artış kaydedildi. Alman Birleşik Borsa Endeksi DAX 7 bin 700 sınırı aşarak yatırımcıların yüzünü güldürdü.
Londra, Paris ve Madrid gibi Avrupa’nın diğer önde gelen piyasalarının yanısıra Uzakdoğu borsalarındaki endeksler de tırmanışa geçti.
Faiz indirimi kararı, euro-dolar paritesinde de kendini hissettirdi. Dolar, euro karşısında hızla değer kaybetti. Parite 1 euro eşittir 1,3988 dolar olarak gerçekleşirken, gözlemciler 1 dolar 40 cent barajının aşılmasının an meselesi olduğunu düşünüyor.
Buna paralel olarak petrol fiyatları da tırmanışını sürdürdü. Faiz kararının açıklanmasıyla birlikte bir varil petrolün fiyatı 82 dolar 38’le tüm zamanların en yüksek değerine ulaştı. Piyasa analistleri burada da 85 dolar duvarının kısa sürede aşılmasının sürpriz sayılmaması gerektiğini belirtiyorlar.