İkinci 'tıraş' yakın
3 Nisan 2012Yunanistan Mart ayı başında özel alacaklıları ile kısmi borç affı üzerinde anlaşmıştı. Aylar süren borç pazarlığına katılan Amerikalı kreditör Hans Humes, pazarlık masasını “yemekli aile kavgasına” benzetiyor.
Hans Humes, kalkınma halindeki ülkelerle iş yapan, New York’taki Greylock Capital adlı yatırım bankasının yönetim kurulu başkanı. Portföylerindeki paranın yüzde onunu Yunan devlet tahvillerine yatırdıklarını belirten Humes son 20 yılda Meksika, Arjantin, Ekvador, Yugoslavya, Rusya ve Filipinlerdeki borç erteleme görüşmelerine katılmış. Görüşmelerde ortaya çıkan problemlerin farklı olmadığını söylüyor: “Bir ülke borcunu ödeyemez duruma düştüğü ve başka yerden para bulamadığı zaman, yatırımcı olarak uzlaşma aramaktan başka çareniz kalmıyor. Pazarlığı kesip paranın tamamını istemek bizim açımızdan akıllıca bir davranış olmazdı. Aksi takdirde borçlu ülkenin ekonomisi çöker ve 20 yıl boyunca tek sent dahi ödeyemez.”
Zarar etme sırası devletlerde
Atina’da varılan uzlaşma Greylock Capital’a çok para kaybettirdi. Şirket Yunanistan’a yatırdığı her doların ancak 30 sentini geri alabilecek. Pimco ise tam zamanında Yunan tahvillerini elinden çıkardığı için şanslı sayılır.
Merkezi Kaliforniya’da bulunan sermaye yatırım şirketi Pimco’nun portföy yönetiminden Adndrew Bosomworth tahvil piyasasının en büyük şirketlerinden biri olduklarını ve hisse çoğunluğunun Alman Allianz tröstüne ait olduğu Pimco’nun bin milyar dolar işlettiğini anlatıyor.
Bosomworth, "saç tıraşının" Yunanistan’ın borç krizini gidermeye yetmeyeceğini, Yunanistan’da ikinci bir borç erteletme yapılacağını tahmin ettiklerini ve bu nedenle Yunan devlet tahvillerinin uzağından geçtiklerini, belirtiyor.
Greylock Capital yönetim kurulu başkanı Hans Humes de önümüzdeki üç yıl zarfında Yunanistan’ın borçlarının yeniden yapılandırılacağını tahmin ediyor. Bosomworth, ikinci “saç tıraşının” özel yatırımcıdan çok Yunanistan’a borç veren devletlerin canını yakacağını söylüyor.
Yunanistan’ın borçlarının yaklaşık dörtte üçünde bu ülkeye kredi veren devletlerin imzası olduğunu belirten Humes, bu bakımdan, bir sonraki borç erteletmenin finans piyasasını sanıldığı kadar etkilemeyeceği görüşünde.
İlk "saç tıraşında" bankalar, sigortacılık kuruluşları ve yatırım fonları gibi özel şirketler zarar etmişti. Yeni bir borç erteletme gündeme geldiği takdirde faturayı Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası ve diğer Avrupa ülkeleri, dolayısıyla da vergi mükellefi ödeyecek.
Euro olmasaydı
Borç erteletme, Yunanistan, Portekiz, İtalya ve İspanya gibi kriz ülkelerinde seçim kampanyasının öncelikli konusu oldu. Hans Humes bu bakımdan Euro Bölgesi’nin istikrarsızlığa sürüklenebileceğini söylüyor. Gençler arasındaki işsizlik oranı %15 ya da %25’e çıkarsa, seçmenin alternatif talep edeceğini ve bu durumda akılcı olmayan siyasi kararlar alınabileceğini sözlerine ekliyor.
Örneğin, Yunanistan’ın ortak para bölgesini terk etmesi, gibi. OECD ülkelerinin ekonomik gelişmesini denetleyen Kanadalı iktisatçı William White, yanlış bile olsa, Avrupa'da ortak para biriminin gözden düşebileceği görüşünde. William White: “Euro olmasa bunlar başımıza gelmezdi, diyenlerin artması beni endişelendiriyor. Aslında, söyledikleri doğru. Ama Euro Bölgesi’nin terk etmenin sorunları çözeceğini sanmak, yanlış olur.”
© Deutsche Welle Türkçe
Andreas Becker/Ahmet Günaltay
Editör: Ercan Coşkun