1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Irkçılık yerleşiyor'

19 Mayıs 2015

Almanya'nın Hannover kentinde sığınmacılara yönelik polis şiddeti iddiası yoğun tepkilere yol açtı. Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Mazyek, DW Türkçe'ye verdiği demeçte önemli uyarılarda bulundu.

https://p.dw.com/p/1FSgT
Fotoğraf: picture-alliance/Ralph Goldmann

Almanya’da sığınmacılara yönelik polis şiddeti iddiası yoğun tepkilere yol açtı. Hannover kentinde 39 yaşındaki bir polis memuruna karşı kasten yaralama suçlamasıyla soruşturma açıldı. Der Spiegel’in haberine göre söz konusu memur en az iki vakada Afgan ve Faslı sığınmacılara insanlık dışı muamelede bulunarak, bu eylemlerini birlikte görev yaptığı polis memuru arkadaşlarıyla kısa mesaj servisi WhatsApp üzerinden paylaştı.

Polis memurunun mesajlarında ırkçı ifadeler kullanarak yaptıklarıyla övündüğü de açıkça belli oluyor. Spiegel’in söz konusu mesajlardan aktardığına göre bir Faslı sığınmacıya yerde duran bozulmuş domuz etinin yedirilmesi, bir Afgan’ın ayaklarından bağlı şekilde yerde sürüklenmesi, polis memurlarının övündüğü eylemler arasında yer alıyor.

Federal Polis Teşkilatı Başkanı Dieter Romann iddiaların kanıtlanması durumunda gereken her şeyin yapılacağını, olayın üzerine sertlikle gidileceğini açıkladı. Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt de bunların münferit vakalar olduğunu, poliste yapısal bir soruna işaret etmediğini savundu.

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek.
Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek.Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Kumm

"Ar duygusu köreliyor"

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek ise yaşananların münferit vaka olarak sınıflandırılıp kolayca geçiştirilemeyeceği görüşünde. Mazyek DW Türkçe'ye verdiği demeçte şunları söyledi:

"Asıl olgu, son on yılda İslam ve radikal İslam arasında gerekli ayrımın yapılmaması. Şimdi bunun sonuçlarını görüyoruz. Şu an pek çok insanın bu ayrımı artık hiç yapmadığını ve ar duygusunun köreldiğini görüyoruz. Müslümanlarla ilişkilerde insan onurunu hiçe sayan, aynı zamanda anayasal değerlerimize de aykırı olan aşağılayıcı davranışlar artıyor. Müslümanlarla ilgili 'u insanlara istediğimizi yapabiliriz hissi' uyanıyor. Hannover’de de bunu bir kez daha açıkça görüyoruz. Bunların ille aşırı sağcı kişiler olması gerekmiyor. Buna dur denilmesi gerek.”

Hannover Tren Garı'ndaki Federal Polis Karakolu.
Hannover Tren Garı'ndaki Federal Polis Karakolu.Fotoğraf: Getty Images/AFP/R. Hartmann

"Resmi kurumlar dikkatli olmalı"

Son yıllarda Almanya’da ırkçılığın arttığına, bu durumun resmi dairelerde, idarelerde ve diğer yapılanmalarda da fark edildiğine dikkat çeken Mazyek, bu nedenle özellikle de resmi kurumların çok dikkatli olması gerektiğini kaydetti.

Almanya’da sekizi Türk on kişinin ölümünden sorumlu tutulan ırkçı NSU terör örgütünün ortaya çıkarılması sonrasında ırkçılıkla mücadele sorumlusu atanması, yıllık ırkçılıkla mücadele raporu hazırlanması gibi taleplerde bulunduklarını hatırlatan Mazyek, kurum içi önlemlerin de büyük önem taşıdığını kaydetti ve ekledi:

"Başta birebir insanlarla muhatap olan polis olmak üzere, resmi kurumların kendi içlerinde farkındalığı artırıcı, aydınlatıcı önlemler almaları iyi olur. Bu bir yanda ırkçılıkla mücadelede sosyal donanımı güçlendirirken, diğer yanda genelde hiç de yalnız olmayan bu münferit kişilerin ortaya çıkarılmasına da yardımcı olacaktır. Kurumlar bunu yapmaz ve 'bu münferit konu' derse korkarım ki gelecekte bu tür başka korkunç olayları, ırkçı, insanlık onurunu hiçe sayan olayları yorumlamaya devam ediyor olacağız."

"Kafalar değişmeli"

Federal ve eyaletler düzleminde resmi makamların, gönüllüler ve sivil toplum örgütlerinin yürüttüğü aydınlatma kampanyalarının, ırkçılıkla mücadele projelerinin önemini vurgulayan Mazyek, "Bunlar olmasaydı çok daha korkunç bir tabloyla karşı karşıya olurduk. Ama tek başına bu tür önlemlerle de sorunu çözemeyiz" dedi. Aiman Mazyek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Toplum ve siyasette kafa yapısının değişmesi gerekiyor. Önyargılarda birikmenin hafife alınmasının sonuçta ırkçı yapıları beraberinde getirdiğini NSU sonrasında gördük. Örneğin yıllardır internet üzerinden, forumlar üzerinden anonim şekilde dile getirilen düşüncelerde sınırları aşan, hatta çok açık suç teşkil eden içerikler olduğunu dile getirdik. Buna rağmen 'Bu geçici bir olgu' diye geçiştirildi. Bu geçmiyor, geçmeyecek. Toplumun dikkatle o noktaya bakması gerekiyor. Irkçılık sadece aşırı sağda yerleşmiş bir sorun değil. Maalesef sürekli toplumun ortasına sızmaya çalışan bir olgu."

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek, İslam düşmanlığı kaynaklı suçların kriminal istatistiklerde ayrı kaydedilmesini, yabancı düşmanlığı altında sınıflandırılmamasını yıllardır talep ettiklerine de dikkat çekiyor ve bu şekilde İslam düşmanlığına karşı mücadelede daha net sonuçlar alınabileceğini vurguluyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Beklan Kulaksızoğlu