1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'ta terör tehdidi sürüyor

6 Eylül 2012

Amerikan askerlerinin Irak'tan çekilmesinin üzerinden yaklaşık 9 ay geçti. Ancak Iraklı güvenlik güçleri ülkede henüz güvenlik ve istikrarı sağlayabilmiş değil.

https://p.dw.com/p/1646n
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Irak'ın en büyük sorunu terör. Ekonomik ve sosyal altyapıdaki eksikliklerse teröristlerin ekmeğine adeta yağ sürüyor. Her gün milyonlarca varil petrol ihraç eden ülkede halk varlık içinde yokluk çekiyor.

Irak Ağustos ayında günde 2,5 milyon varilden fazla petrol ihraç etti. Ancak 30 yıldan beri ulaşılan bu en yüksek rakamın bile ülke ekonomisinin toparlanmasına pek de fazla etki ettiğini söyleyebilmek mümkün değil. Her ne kadar ülke gelirinin yaklaşık yüzde 90'ı petrole bağlı olsa da, Irak nüfusunun ancak yüzde biri petrol sektöründe iş bulabiliyor. Buna karşılık Iraklıların beşte birinin ekmek kapısı olan tarım ve hayvancılık gayrısafî yurtiçi hâsılanın ancak yüzde dördünü oluşturuyor.

Büyük umutlar bağlanan özel sektör de beklenen gelişmeyi hayata geçiremedi. İşsizlik oranı yüzde 18 olan ülkede halk adeta yoksulluktan kırılıyor. Okuma yazma bilmeyenlerin sayısı giderek artıyor, yolsuzluksa içinden çıkılamayan bir başka büyük problem halini almış durumda.

'Saddam'ın mirası sürüyor'

Başını El Kaide'nin çektiği aşırı dinci gruplar ülke genelinde saldırılar düzenlemeye devam ediyor. Irak polisiyse halkın güvenliğini sağlamaktan henüz çok uzak…

Yaklaşık 30 yıl boyunca Saddam Hüseyin’in demir yumrukla yönettiği Irak'ta halen hukuk devletinin esamesi okunmuyor. Londra merkezli İslamcı terör karşıtı Quilliam Vakfı'ndan Usame Hasan, Saddam Hüseyin'in halkı korkutmak üzerine kurduğu yönetimin mirasının hâlâ devam ettiğini kaydediyor:

"Birçok Arap ülkesinde olduğu gibi söz konusu düzenin temelinde büyük bir şiddet yatıyordu. Ezici ve zalimane bir sistemdi. Tutuklamalar, cinayetler ve işkence üzerinde yükselen bir polis devletiydi. Her şey halk üzerinde korku salma amaçlıydı."

Usame Hasan'a göre demokrasinin, idari ve sivil altyapının gelişebilmesi için Irak'ın daha uzun yıllara ihtiyacı var.

Ülkedeki terörist aktivitelerin ne şekilde gelişeceğini tahmin etmekse oldukça güç. Usame Hasan, Beşar Esad’ın iktidarda kalması için verdiği destekle uluslararası tepkileri üzerine çeken İran’ın, Irak konusunda bundan böyle daha çekimser davranacağı görüşünde. Hasan, İran'ın artık “istikrarlı bir Irak” istediğine işaret ediyor.

'Terörizme mesafeli duruyor'

İslam Bilimci Thomas Pierret ise İran'ın büyük rakibi Suudi Arabistan'ın bir süreden beri terörizme mesafeli yaklaştığını kaydediyor. Pierret "Suudi Arabistan İslamcı terörü desteklemiyor. Bunu yapan körfez bölgesinde bulunan Suudi Arabistan ve diğer ülkelerdeki özel sponsorlar" açıklamasını yapıyor.

Pierret bu sponsorların Çeçenistan ve Afganistan gibi diğer ülkelerdeki aşırı sağcı gruplara da destek sağladığını belirtiyor. Ancak sponsorlar desteklemek için mümkün olduğunca kendilerine Selefi gruplar arıyor.

Öte yandan Quilliam Vakfi'ndan Usame Hasan Iraklıların Selefi yapılanmaya oldukça uzak olduğunu kaydediyor. Hasan bu nedenle El Kaide'nin son yılarda ülkede oldukça olumsuz bir bilanço çıkardığını söylüyor. Hasan "El Kaide Iraklıların desteğini kaybetti. Başlangıçta Amerikalı güvenlik güçleriyle çarpışan birçok milliyetçi Iraklı bir süre sonra El Kaide'yle mücadele etmek için Amerikalılara destek verdi. Iraklılar El Kaide'nin Irak'ta uygulamaya çalıştığı katı İslamcı kuralları istemiyor" şeklinde konuşuyor.

El Kaide her ne kadar Irak'taki gücünü oldukça kaybetmiş olsa da bu Irak’ın terör sorununun çözülmüş olduğu anlamına gelmiyor. Iraklılar terör saldırıları ile çözüm bekleyen sosyal ve ekonomik problemler arasında tabiri caizse “yaşamaya” çalışıyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp / Çeviri: Banu Wöltje

Editör: Nihat Halıcı