İfadelere göre İliç'teki toprak kaymasında üç ihmal
19 Şubat 2024Erzincan'ın İliç ilçesindeki Anagold Madencilik şirketine ait Çöpler Altın Madeni'ndeki yığın liç alanının çökmesine ilişkin soruşturma kapsamında verilen ifadeler, 9 kişinin toprak altında kaldığı faciadaki ihmalleri gözler önüne serdi.
İfadelere göre, liç alanındaki çatlaklar 6 saat öncesinden tespit edilmesine karşın alana solüsyon akışı kesilmedi. Yine alana çok yakın yerdeki bir maden ocağının faaliyetleri durdurulmadı. Tutuklanan şüpheli Murat B. ise ifadesinde çökmeden yaklaşık 2,5 saat önce bölgede patlatma yapıldığını öne sürdü.
DW Türkçe, aralarında Anagold Madencilik Genel Müdür Yardımcısı Jain Ronald G.'nin bulunduğu 6 şüphelinin tutuklandığı soruşturmada verilen ifadelerin ayrıntılarına ulaştı.
Altı saatte yönetilemeyen kriz
İfadeler, olayın yaşandığı 13 Şubat Salı günü sabah saat 08.30 yığın liçi alanında çatlakların tespit edilmesinden, toprak kaymasının yaşandığı saat 14.28'e kadar yaşanan paniği ve bu 6 saatlik zaman diliminde yaşanan ihmalleri ortaya koydu. Buna ilişkin en önemli ifade; Anagold şirketinde kıdemli iş güvenliği uzmanı olarak çalışan Gizem G.'ye ait.
Saat 08.53 sıralarında, kendisi de toprak altında kalan yığın süpervizörü Kenan Ö.'nün çatlakları haber vermesiyle durumu öğrendiğini söyleyen G., şunları anlattı:
"Çevre mühendisi Recep Ç. ile birlikte alana gittik. O ara Kenan Ö. beni telefonla arayarak nerede olduğumuzu sordu. 'Biz de alana doğru geliyoruz' dedim. O esnada alana yakın noktada Ramazan Ç. ve Kenan Ö. ile araba ile karşılaştık. Kenan Ö. arabadan inip yanıma gelerek bana alan ile ilgili resimleri WhatsApp üzerinden gönderdi. Daha sonra araçla yanımızda ayrıldılar. Biz de kendi aracımızı park edip yolda oluşan çatlakları kontrol edip resimlerini çektik. Resimleri, Recep Ç. ve Burak A.ya ilettim. O sırada büyük çatlakların olduğu alanın girişini iş makinalarının kapattığını gördük. Biz de tam geri döneceğimiz esnada Kaan Murat A. beni, 09.18'de aradı ve bana proje departmanın çalıştığı alanda Murat B. ile birlikte olduklarını, bizim de oraya gelebileceğimizi, oradan alanın daha net göründüğünü söyledi. Bahsedilen yere gittik. Orada Kaan Murat A. ve Murat B. ile alandaki çatlakların nerden başlayıp nerden bittiğini, ne zaman fark edildiğini, radar raporunda herhangi bir bilgi olup olmadığını, onlara bu haberin iletilip iletilmediğini sorguladık."
Murat B.'nin bu çatlakların, gece vardiyasında kimse olmadığı için gündüz vardiyasının ilk kontrollerinde fark edildiğini söylediğini aktaran G., B.'nin bir gün önceki radar raporunda herhangi bir uygunsuzluğun gözükmediğini bildirdiğini belirtti. G., "Bunun üzerine biz de çatlaklardan dolayı projeye bağla çalışanların alandan çıkarılması gerektiğini, net bilgi gelene kadar çalışmaların durdurulması gerektiğini konuştuk. Bu esnada Kaan Murat A., proje mühendisi İshak A. ile alanı boşaltması için görüştü. Akabinde alanda çalışan personeller çalışmayı bırakıp toparlanmaya başladı. Murat B.'ye yolda gördüğümüz çatlaklardan bahsettik ve alanın daha geriden kapatılması gerektiğini söyledik. Kendisi de bana alana erişimin iki taraflı kapatılacağını söyledi" dedi.
Çatlaklar varken solüsyon kesilmemiş
Murat B.'nin kendisine bu sırada alana solüsyon verilmediğini, vanayı kapattıklarını söylediğini anlatan G., "Ben de kendisine, alana giden solüsyon hatlarının daha aşağıdan kapatılmasının daha uygun olabileceğini, herhangi bir kayma olursa, boru hatlarında solüsyon kaçağının sızabileceğini söyledim" dedi.
Saat 10.00'da müdürler toplantısından sonra Jain Ronald G., Can Serdar H. ve Murat B. öncülüğünde yeniden alana gittiklerini kaydeden Gizem G., şu çarpıcı ifadeyi verdi:
"Olay yerine vardığımızda araçları park edip yürüdüğümüz esnada, borulama süpervizörü Soysal D.'nin geçişleri önlemek için orada beklediğini gördük. Hatta iş makinaları çatlakların olduğu alana ait yolu kapatmıştı. Yaya olarak çatlakların olduğu alana yürüdüğümüz esnada Burak A.'ya alana girmemizin güvenli olup olmadığını sordum. Kendisi de Murat B.'ye soracağını söyledi. B.'ye sorduğunda herhangi bir sorunun olmadığını söyledi. Bu esnada alana solüsyon verilmeye devam edildiğini gördüm ve B.'ye 'alana solüsyon kesildiğini söylemiştiniz ama hâlâ solüsyon veriliyor' diye söyledim. O da bana solüsyonu kapatamayacaklarını, kapatırlarsa havuzların taşacağını söyledi. Ben bu esnada, borulama süpervizörü Soysal D.'ye çatlakların normal olup olmadığını sordum. Kendisi de bana bunların normal olmadığını, şimdiye kadar bu tarz çatlakların olmadığını söyledi. Kendisi bana bu alana girmemizin güvenliği olmadığını söyledi. Akabinde hep beraber alandan çıktık."
"Bunlar bu durumu yönetemeyecek"
Kaan Murat A.'ya sorduğunda ise solüsyonu ancak Genel Müdür Yardımcısı G.'nin onay vermesi halinde kapatacağını söylediğini aktaran G., G.'nin de kapatması gerektiğini kendisine söylediğini savundu.
Murat B.'nin öğle yemeğinden sonraki bir görüşmede, çatlaklara ilişkin "Maden operasyonlarında benzer hareketlilik olur. Bunlar kayma değil, oturmadır" dediğini öne süren G., Burak A.'nın da kendisine "Bir maden mühendisinden daha iyi bilecek değiliz onların hep yaşadığı durumlarmış, o yüzden panik yapmamıza gerek yok" dediğini aktardı. Bu süreçte çelişkili bilgiler gelmesi üzerine Burak A.'nın kendisine "Bunlar bu durumu yönetemeyecek, ben Abdulkadir C. ile görüşüp liderliğinde olayın netleşmesi için konuşacağım" dediğini aktaran G., bunun üzerine 15.15'te bir toplantı yapılmasının kararlaştırıldığını ancak 14.28'de olayın yaşandığını kaydetti.
Kaymadan bir saat önce solüsyon kapatılmış
Liç bölgesinde borulamadan sorumlu olan Soysal D. ise solüsyonun kapatılması talimatını saat 13.30 civarında talimatı aldıklarını, bunun üzerine vanayı kapattıklarını kaydetti. D. ifadesinde ayrıca, iki işçinin toprak altında kaldığı konteynerin güvenli bölgede olduğunun söylendiği, bu nedenle dubaların buradan itibaren konulduğunu ancak toprağın bunları da içine aldığını savundu.
Çatlaklara rağmen bir madendeki faaliyet devam etmiş
Öte yandan ifade veren şirket yöneticileri, çatlakların tespit edilmesi üzerine alanın boşaltıldığını ve çalışmanın durdurulduğunu iddia etmişti. Ancak ifadeler, madendeki faaliyetlerin tam olarak durdurulmadığını ortaya koyuyor. Toprak kaymasına ilişkin bir kamyonun kamerasına yansıyan görüntüler de madende faaliyetin devam ettiğini, yol boyunca kamyonların gidip geldiğini doğruluyor. O kamyonların ise Anagold'ın alt yüklenicisi Çiftay A.Ş. adına Manganez ocağından maden üretimi sağlamak için o yolu kullanan araçlar olduğu öğrenildi. Toprak kayması sırasında bir kamyon da yığın liçi altında kaldı. Maden mühendisi Mehmet T., ifadesinde bu durumu şöyle açıkladı:
"Çiftay A.Ş. firması açık ocaklardan yüklenici olarak maden üretimi yapmaktadır. Hangi açık ocaktan yapıldığını bilmediğim, maden üretimi esnasında Manganez ocağı üzerinde bulunan nakliye yolunu kullanırken kamyonlardan biri heyelan altına kalmıştır. Çiftay şirketi, yapmakta olduğu maden üretimini sağlamak amacıyla Manganez ocağından geçen nakliye yolunu kullanmakta. Manganez ocağı ile heyelanın olduğu yığın liçi arasında bildiğim kadarıyla 100 metre mesafe vardır. Söz konusu kamyon, bu nakliye yolunu kullanırken yığın liçinde meydana gelen heyelan malzemesinin yola ve Manganez ocağına kadar ilerlemesi sonucunda kamyonun heyelan malzemesinin altında kaldığını heyelan sonrasında araziye çıktığımızda öğrenmiş oldum. Çiftay A.Ş. firmasının kullandığı yolun ve Manganez ocağının riskli bölgede olmadığı değerlendirilmiş olmalı ki faaliyet devam etmekteymiş."
Olay günü patlatma işlemi yapıldı iddiası
Tutuklanan şüphelilerden oksit bölümü başmühendisi Murat B., Çiftay firmasının kamyonla malzeme taşınması, delme ve patlatma işlerini yaptığını belirterek, olay günü de saat 12.00 gibi patlatma yapıldığını kaydetti. B., "Bu alanın yıkılmasına sebep olarak ilk aklıma gelen sebep dizaynında bir sorun olmuş olabilir. Ben projelendirmede sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca patlatmanın da bu olayı tetiklemiş olabileceğini düşünüyorum. Çünkü liç alanının genişletilmesi için de arka tarafında patlatmalar yapılıyordu. Bunun da olaya sebep olabileceğini düşünüyorum" iddiasında bulundu.
Olayda ihmali bulunmakla suçlanan alan sorumlusu Murat B.'nin toprak kaymasından sonra fenalaşarak revire kaldırıldığı öğrenildi.