Ortak operasyonlar başlıyor
11 Ağustos 2015Ankara ile Türkiye’deki üslerin kullanımı konusunda anlaştıktan sonra Suriye’deki IŞİD hedeflerini vurmaya başlayan Washington yönetimi, Türkiye’yle ortak operasyonlar için de son hazırlıklarını yapıyor. IŞİD’le mücadelede kapsamlı savaşın başladığını belirten Türkiye Dışişleri Bakanlığı, savaşın ne zaman biteceğini bilemediklerini, ancak ortak operasyonlar için tarafların hazır oldukları mesajını verdi.
Ankara'nın hedefi, Suriye sınırında IŞİD’den arındırılmış bir bölgenin kış gelmeden oluşturulması. Ankara, IŞİD’den arındırılmış bölgenin oluşturulmasının savaşı hızlandıracağı ve güçlendireceği görüşünde.
ABD Savunma Bakanlığı da İncirlik’te görev yapacak askeri personeli ve IŞİD’le savaşa katılacak tüm unsurları Türkiye’ye göndermeyi sürdürüyor. İncirlik’teki askeri hareketliliğin önümüzdeki dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı unsurların desteğiyle de yapılacak ortak operasyonlarla daha da yoğunlaşması bekleniyor.
Türk Dışişleri Bakanlığı, her şeyin ABD ile varılan mutabakat çerçevesinde gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Adana, Batman, Diyarbakır ve Malatya’daki üsler de ortak operasyonlar için hazır tutuluyor.
Ankara'nın planlarında sığınmacılar da var. Operasyonların hiçbir şekilde sığınmacıları rahatsız etmemesi için tüm koalisyon güçlerinin ortak çaba gösterdiğini kaydeden yetkililer, Türkiye’nin en çok sığınmacılar konusunda büyük sıkıntı yaşadığını vurguladı.
“Sonu bilinmeyen savaş”
IŞİD’e karşı Türkiye’nin de ortak olacağı uluslararası koalisyon operasyonları ne tür riskler taşıyor? Ankara’nın nasıl hareket etmesi gerekiyor?
DW Türkçe'ye değerlendirmede bulunan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen, Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmayı ‘bir dönüm noktası’ olarak nitelendirdi. Ülgen, “Taraflar arasında 9 ay süren müzakereler sonrasında Amerika’nın Türkiye’den istediklerini almayı başardığını, Türkiye’nin ise elde ettiklerinin sınırlı olduğunu görüyoruz” dedi.
Müzakerelerde Ankara ne kadar “uçuşa yasak bölge ya da güvenli bölge” konusunda ısrarcı olsa da Washington'ı bu konuda ikna edemedi. Ülgen’e göre, Türkiye’nin ‘çekingen tutumu’ yüzünden IŞİD’le savaşta geç kalındı ve IŞİD’in Türkiye içinde de yapılanmasına engel olunamadı. “Önümüzdeki dönemde IŞİD’le savaşın yoğunlaşması çok normal. Sonu bilinmeyen, uzun süreli bir mücadele başladı” diyen Ülgen; sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu savaş herkesin yaşamını etkileyecek. Geçmişte Batı başkentlerinde görülen terör algısı Türkiye’deki şehirlere yansımış durumda. IŞİD’in bir şehir terörü yarattığı ortada. IŞİD’e yönelik operasyonlar hız kazandıkça IŞİD’in Türkiye’de eylem yapma olasılığı da artacak. Türkiye ne yazık ki terörün bambaşka kötü bir yüzüyle tanışıyor.”
PKK’yla mücadele ile IŞİD’le mücadelenin de karıştırılmamasını isteyen Ülgen, “Barış sürecinin şartları zorlanabilir ve son dönemde yaşanan karmaşa yeniden çatışmasızlığa dönüştürülebilir. IŞİD’le mücadele ise daha uzun süreli olacak” diyor. Türkiye’nin polisiye tedbirlerden çok IŞİD bağlantılarına dönük insani istihbaratını artırması gerektiğinin altını çizen Ülgen, “Ülkenin bu konuda acil bir stratejiyi devreye sokması hayati önem arzediyor” değerlendirmesini yaptı. .
“Türkiye'nin stratejisi”
IŞİD’e karşı kapsamlı operasyonlar başlarken, terör tehdidinin de tüm ülkeye yayıldığı bir dönemde Türkiye-ABD ortaklığı nasıl ilerleyecek?
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Mehmet Akif Okur, DW Türkçe'ye “Türkiye; cephede aktif rol üstleniyor. Bu yeni dönem; riskler ve gereklilikler getiriyor” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin ABD ile ortaklığının uzun vadeye uzanacak temelden yoksun olma ihtimalinin bile ülkeyi çıkmaza sürükleyebileceğine dikkat çeken Okur, “Umuyoruz ki; İncirlik konusunda ya da diğer üsler konusunda kısa süreli bir anlaşma değil de, uzun süreli, stratejik temeli olan anlaşma yapılmıştır. Aksi durumda Türkiye kendini gereksiz çatışmaların içinde bulur” dedi. Türkiye’nin özellikle PYD’yi sıkı takip etmesi gerektiğini savunan Okur, “PYD’nin de fırsat kolladığı, kendine yer açmaya çalıştığı unutulmamalı. Türkiye; sadece operasyonlara değil stratejik hamlelere de odaklanabilmeli” yorumunu yaptı.
Türkiye için yeni güvenlik önlemleri gerektiğine de dikkat çeken Okur da, Sinan Ülgen gibi “istihbarat kuvvetlendirmesi” yapılmasının önemini vurguladı.
“IŞİD’le mücadele PKK’yla mücadeleye benzemez. Çok daha teknik detay çalışmayı gerektirir” diyen Okur, “Böyle bir çalışma yoksa Türkiye gerçekten bir çıkmaza girmiştir demektir. IŞİD tehdidinin kalıcı olarak son bulması için hazırlanan makro strateji de Türkiye’nin de yeri vardır diye umuyoruz. IŞİD’le mücadele, bölgenin yeniden yapılanmasında Türkiye’ye ne kadar rol verildiğini ya da verilmediğini de ortaya koyacak. Bu yüzden Türkiye’nin günlük politikalardan kurtulmuş olarak ilerlemesi gerekiyor” şeklinde sözlerini sürdürdü.
© Deutsche Welle Türkçe
Hilal Köylü / Ankara