Katliama tepkiler artıyor
29 Mayıs 2012Hula katliamına uluslararası toplumdan gelen tepkilerin dozu giderek artıyor. Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD de Şam üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla Suriye Maslahatgüzarını sınırdışı etme kararı aldı. Batılı ülkeler aynı zamanda Şam yönetimine karşı yeni yaptırım kararları almaya hazırlanıyor. Ancak Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, bu yaptırımların tek başına yeterli olmadığı kanısında. Avrupa Birliği olarak ellerinden geleni yaptıklarını belirten Ashton, BM Güvenlik Konseyi düzeyinde de önlem alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Ancak Rusya ve Çin'in muhalefeti Şam yönetimine karşı bağlayıcı bir karar alınmasını engelliyor. Libya'da olduğu gibi askerî müdahaleye yol açacak bir karar alınmasını istemeyen Rusya, Şam'daki iktidar değişikliğine Suriyelilerin karar vermesi gerektiğini savunuyor. Suriyeli muhalefet de askeri müdahale konusunda ikiye bölünmüş durumda.
'Askerî operasyona karşıyız'
Almanya'da yaşayan Suriyeli muhalif Ferhad Ahma uluslararası toplumun sorumluluk alması gerektiğini söylemekle birlikte askerî seçeneğe karşı olanlardan. Ahma şunları belirtiyor: “Bizler Suriye muhalefeti olarak askerî operasyon istemediğimizi hep söylüyoruz. Biz, Suriyelilerin kaderini kendilerinin tayin etmesini arzuluyoruz. Ancak uluslararası toplumdan da güçlü diplomatik destek bekliyoruz. Ancak şu ana kadar bu desteği göremedik. Rusya BM Güvenlik Konseyi'nin her türlü bağlayıcı kararını bloke ediyor, Çin hiçbir şeye karışmıyor, Avrupa Birliği ve ABD de şimdiye kadar gerçek anlamda açık bir ifade kullanmadı. Eğer bağlayıcı bir karar alınırsa ve yaptırımlar hayata geçirilirse o zaman askerî bir müdahale olmadan da Suriyelilerin demokratik dönüşümü sağlayabilecek durumda olduklarından eminim.”
Suriyeli muhaliflerin tümü böyle düşünmüyor. Şam yönetimine karşı askerî seçeneğin meşrulaştırılmasını isteyen Suriye Ulusal Konseyi, BM Sözleşmesi'nin 7'inci maddesi gereği, Libya'da olduğu gibi, sivillerin soykırım ve şiddetten korunması amacıyla şiddete başvurulması çağrısında bulundu. Peki böyle bir adım atılması mümkün mü?
'Esad kendi isteğiyle ayrılmalı'
Alman Parlamentosu'nun Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Evet, silahlı çatışmaların Libya'daki gibi askerî bir müdahale ile sona erdirilmesinin mümkün olup olmadığı konusunda düşünülüyor. Ancak Rusya ve Çin'in tutumu nedeniyle BM Güvenlik Konseyi böyle bir yetkiyi vermeyecek. Verse bile hiçbir ülkenin, Libya'dakinden farklı olarak Şam'ın kasabalarının, köylerinin varoşlarının orta yerinde hep birlikte böyle bir yetkiyi hayata geçirmeye hazır olduğunu sanmıyorum. Çünkü orada hava operasyonları tek başına yeterli olmaz, kara birliklerinin de devreye girmesi gerekir.”
İran ve Rusya'nın Suriye'ye silah sevkiyatı yapan, Esad'ın güçlü müttefikleri olduğuna dikkat çeken Polenz, Esad'ın yönetimden kendi isteğiyle ayrılması ve Suriye'yi terk etmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Esad'ın iktidardan vazgeçmesinin mümkün olup olmadığı sorusuna ise Polenz'in yanıtı şöyle: "Esad iktidarda daha uzun süre kalamayacak. Hafta sonu yaşananlar, bana göre kesinlikle bir savaş suçu. Ağır silahlarla bir köyde ateş ediliyor ve siviller hedef alınıyorsa, bunun sorumlusunun, ki sorumlusu Esad'dır, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edilmesi sorusu gündeme geliyor. Şu an hakkında uluslararası bir tutuklama emri yok. Kaddafi'nin iş o raddeye geldiğinde Lahey'e teslim olmak, savaşmaya devam etmek ve savaşta hayatını kaybetmek arasında bir seçim yapması gerekiyordu. Esad'ın ise hâlâ gitmek gibi bir seçeneği var ve umarım bu gerçekleşir."
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Hülya Köylü (Ajanslar, DW)
Editör: Beklan Kulaksızoğlu