1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Her uçuşun bir bedeli var

Nadja Baeva12 Temmuz 2007

Almanya’da üç yıldır başarıyla yürütülen Atmosfair gibi projelerle uçakların iklime verdiği zararın önüne geçilmeye çalışıyor. Atmosfair'de hava yoluyla seyahat edenler, iklime verdikleri zararı tazmin ediyor.

https://p.dw.com/p/BFFK
Uçaklar zararlı emisyonların oranında yüzde 10’luk paya sahip.
Uçaklar zararlı emisyonların oranında yüzde 10’luk paya sahip.Fotoğraf: AP

İklim değişikliği hararetli tartışmların odağında olmayı sürdürüyor. Siyasetçilerle ve çevreciler zararlı emisyonların azaltılması için çaba gösteriyor. Burada uçaklar kilit rol oynuyor. Dünya genelinde uçaklar insanların sebebiyet verdiği zararlı emisyonların oranında yüzde 10’luk bir paya sahip. Buna karşın bugüne kadar bunun azaltılmasına dönük ciddi önlemler alınmış değil. Çevre koruma örgütleri her uçak biletinde iklimin korunması için belirli bir fark ödenmesini öneriyor.

Ancak bunun yakın bir zamanda uygulanması ise zor. Bu nedenle siyasi bir çözüm bulunana kadar insanlar, ’Adil Atmosfer’ diye Türkçeleştirilebilecek ’Atmosfair’ projesinde olduğu gibi gönüllülük esasına göre bu yolu tercih edebilir.

Bu proje 2004 yılında Almanya Çevre Bakanlığı’nın desteğiyle uygulamaya sokuldu. İnisyatifin desteğiyle çevre konusunda bilinçli insanlar uçuşlarla verilen zararın farkını ödeyebiliyorlar. Hibe edilen paralar gelişmekte olan ülkelerde yürütülen iklim koruma projelerinde kullanılıyor.

2004’te hayata geçirildi

Atmosfair projesi öncesinde ülke genelinde verilen zararın bedelinin ödenmesi olanağı yoktu. Bu inisiyatif 2004 yılında bir araştırma projesi olarak çevre örgütlerinden Germanwatch ve Alternatif Seyahat Organizatörleri Birliği tarafında başlatıldı.

Germanwatch’tan iklim ve gelişme uzmanı Sven Harmeling fikrin nasıl doğduğunu anlatıyor: “Uçak endüstrisi en çok gelişenlerin ve gün geçtikçe daha çok zararlı gaz salımına neden olanlarak çevreye zarar verenlerin başında geliyor. Ve tatile gitmek isteyen ya da iş adamı olan bir tüketici olarak hemen hemen hiç alternafimiz yok. İşte inisyatifimizin oluşumunun arkasında bu nedenler yatıyor.”

Sven Harmeling, Atmosfair’in internet sitesindeki programın planlanan bir uçuşun iklime verdiği zararı nasıl hesapladığını tarif ediyor:“Mesela Frankfurt’tan Los Angeles’a uçacaksınız. Gidiş ve dönüşte yaklaşık 6,7 ton karbondioksit salınımı söz konusu. Bir Alman vatandaşının ortalaması 10 ton. Yani bu seyahatle 10 tonun üçte ikisi dolmuş oluyor. Bu 6,7 ton için ödenmesi yani hibe edilmesi gereken miktar yaklaşık 11 euro.“

Zararın maddi karşılığı

Bu tabii ki sadece verilen zararın bedeli. Çünkü iklime verilen zararın geri dönüşü yok. Ancak verilen zararın bedelinin ödenmesi yoluyla başka alanlara destek veriliyor. Atmosfair projesiyle toplanan paralar, gelişmekte olan ülkelerde ekolojik enerji tasarruf projelerinde yatırım aracı olarak harcanıyor. Çünkü oralarda gaz emisyonundan kaçınılması daha kolay.

Sven Harmeling “Örnek olarak Hindistan’da güneş enerjisiyle çalışan mutfak projesini verebilirim. Orda kerosinle çalışan ocak değiştirildi ve yerine güneş enerjisiyle çalışan bir mekanizma yerleştirildi. Bu sayede çok büyük oranlarda karbondiyoksit salınımı engelleniyor. Bu yolla aynı zamanda modern teknolojinin gelişmesi destekleniyor“ diyor.

Atmosfair projesi Almanya’da büyük ilgi gördü. Uygulandığı ilk yılda uçakla seyahat eden 3 bin kişi projeye katıldı ve bu oran gün geçtikçe artıyor. Bunun nedeni nedeni de ucuz uçak biletleri ve mevcut iklim değişikliği tartışmaları.

Benzer başka projler de var

Bu arada Almanya’da benzer başka projeler de hayata geçirildi. Ancak Atmosfair’in önemli bir farkı var. Germanwatch’tan Harmeling toplanan paranın sadece Birleşmiş Milletler sertifikalı projelere tahsis edildiğini vurguluyor: “Bu projelerin Birleşmiş Milletler standartlarında olup olmadıklarının denetlendiği anlamına geliyor. Böylelikle emisyonların azaltıldığı garanti ediliyor. Bu, Kyoto Protokolü’yle oluşturulan ve dünya genelinde aynı standartlara sahip olan bir sistem. Bu nedenle daha güçlü bir siyasi güvene sahip.“

Proje üç yıldır başarıyla uygulanıyor. İklim değişiminin bu projeyle engellenmesi söz konusu olmasa da önemli bir çaba olduğu kesin. Ayrıca iklimin korunmasına katkıda bulunmak isteyen bilinçli insanlar için somut bir katkı yolu sağlıyor.