Gözaltındaki gazetecilere meslektaşlarından destek
26 Ekim 2022Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında dün evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı ve JiİNNEWS çalışanı 11 gazetecinin Terörle Mücadele Şubesi’ndeki işlemleri devam ediyor. Diyarbakır, Van, Şanlıurfa, Manisa ve İstanbul’dan gözaltına alınan gazeteciler de soruşturmanın yürütüldüğü Ankara'ya götürüldü. Gazeteciler hakkında, "Terör örgütü üyeliği", "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik" iddialarıyla soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Dokuz ilde düzenlenen operasyonda gazetecilerin evleri ile birlikte Mezopotamya Ajansı’nın Ankara Bürosu'nda da arama yapıldı. Arama sırasında gazetecilere ait mikrofonlar, not defterleri, kitap, kamera, fotoğraf makinası ve Özgür Gündem Gazetesi'nin 30 yıllık arşivine de el konuldu.
Soruşturma dosyasına kısıtlama kararı
Gözaltına alınan gazetecilerin 2020-2021 yılları arasında Ankara’da görev yaptıkları ve soruşturmanın da bu tarihleri kapsadığı belirtiliyor. Gözaltına alınanlar arasında Mezopotamya Haber Ajansı’nın Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, Ankara Haber Şefi Deniz Nazlım, muhabirler Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli, JİNNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer ile Ankara bürosunda stajyer muhabirlik yapan Mehmet Günhan var. Gözaltındaki gazetecilerin avukatlarıyla görüşmelerine de 24 saat boyunca kısıtlama getirildi.
Diyarbakır’da protesto
Üyeleri gözaltına alınan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Diyarbakır’da bir basın açıklaması yaparak operasyonu protesto etti. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Eşbaşkan Dicle Müftüoğlu, artık Türkiye'de basının özgür olmadığını sokaktan geçen herhangi bir vatandaşın bile kolaylıkla tahmin ettiğini söyledi. TBMM'den geçen sansür yasasına dikkat çeken Müftüoğlu, operasyonun basını kıskaca almanın bir başka adımı olduğunu belirtti. Sansür yasası ilk tartışıldığı dönemde Diyarbakır’da 16 gazetecinin tutuklandığını hatırlatan Müftüoğlu, "Biz o zaman da sansür yasası geçerse böylesi operasyonlar daha da artacağını söylemiştik. Ne yazık ki söylediğimiz bir kez daha açığa çıktı ve meslektaşlarımız işkence edilerek gözaltına alındı"dedi.
"45 günlük bebeği beş saat sonra emzirebildi"
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nin Twitter hesabından gözaltına alınan bazı gazetecilerin görüntüleri de paylaşıldı. Paylaşılan görüntülerde gazeteciler Berivan Altan ve Deniz Nazlım’ın ters kelepçe ile araca zorla bindirilmeleri dikkat çekti.
Öte yandan Ankara'da gözaltına alınan gazeteci Zemo Ağgöz'ün ise 45 günlük bebeğini emziremeden emniyete götürüldüğü öğrenildi. Avukatların başvurusu üzerine beş saat sonra Ağgöz'ün bebeğini emzirmesine izin verilirken, emniyete götürülen bebeğin bezine kadar arandığı iddia edildi. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, bebeğin emzirilmeye götürüldüğü sırada çıplak aramaya tabi tutulduğunu belirterek, "Bu durum gerçekten iktidarın geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Bu kadar vahşi bir politikayla ilerliyor. Ağgöz'ün bebeginden dolayı en azından ifadesinin erkene alınması istendi, ancak bu talebe de bir yanıt verilmedi" dedi.
Mezopotamya Ajansı akşam saatlerinde savcılıkta ifadesi alınan Zemo Ağgöz'ün ev hapsi ve adli kontrol şartıyle serbest bırakıldığını duyurdu.
TGS’den tepki
Operasyona ve gözaltı sırasındaki uygulamalara tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, gazetecilerin neden gözaltına alındığına dair bir açıklama yapılmadığına dikkat çekti. Gazetecilerin hukuksuz şekilde ve işkence görerek gözaltına alındığını belirten Durmuş, "Bu arkadaşlar uzun yıllardan beri gazetecilik faaliyeti yürüten insanlardır. Telefonla ifadeye çağrılabilecekken, iki aylık bebeği olmasına rağmen darp edilerek gözaltına alındılar, ters kelepçeye maruz bırakıldılar. Bu asla kabul edilebilir bir şey değil. Arkadaşlarımız gazetecidir ve derhal serbest bırakılmaları gerekir" dedi.
Siyasetçiler sansür yasasına dikkat çekti
Soruşturma dosyasında kısıtlama kararı olduğu için gazetecilerin somut olarak neyle suçlandıkları henüz bilinmiyor. Avukatlarının dosyayı inceleme talepleri ise kısıtlama kararı nedeniyle reddedildi. Ancak siyasetçiler ve sivil toplum örgütleri, operasyonun sansür yasasının TBMM’den geçmesinden hemen sonra yapılmasına dikkat çekiyor. Operasyona tepki gösteren CHP'li Sezgin Tanrıkulu, "Sansür Yasası sonrası özgür basını zapturapt altına alma amacı taşıyan bu faşizan anlayışa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" şeklinde paylaşım yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da video mesaj yayınlayarak gazetecilerin gözaltına alınmasını kınadı. Operasyonun hedefinin özgür basın emekçileri olduğunu belirten Sancar, sansür yasasının hemen ardından gerçekleşen bu operasyonun tesadüf olmadığını söyledi:
"Muhalif basını ve toplumu susturma planının bir parçasıdır. Halkın haber alma özgürlüğüne bir saldırıdır. İktidar seçim yaklaştıkça toplumu susturmak, muhalefleri sindirmek için bu operasyonlara devam edecek. Bu iktidar darbeci bir iktidardır. Siyasete, basına, emekçiye, hak arayanlara darbe yapıyor."
"Terör" suçlamalarına tepki
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Müdürlüğü, gazetecilerin "terör" suçu kapsamında gözaltına alındığını belirtiyor. Avukat yasağı ve kısıtlama kararı nedeniyle dosya içeriğine de ulaşılamıyor. Ancak meslektaşları, arkadaşlarının sadece bağımsız gazetecilik nedeniyle gözaltına alındığını söylüyor. DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu operasyonda gazetecilerin tüm ekipkmanlarına el konulduğunu belirterek, "Bunun amacı, 'size haber yaptırmak istemiyoruz' demektir. Kürt halkının yaşadıklarını dile getiren basın emekçilerinin hedef alındığını görüyoruz. Bu halkın sesinin, sözünün duyulmasına yönelik bir engel olarak görüyoruz" dedi.
Diyarbakır’da 8 Haziran günü düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 21 gazeteciden 16’sı tutuklanmıştı. Dört aydan fazla süredir cezaevinde tutulan gazetecilerin soruşturması ise henüz tamamlanmadı.