1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Gizli Berlin’in peşinde

Nihat Halici17 Ağustos 2013

Londra ve Paris'ten sonra Avrupa'nın en fazla ziyaret edilen kenti olan Berlin’de fazla bilinmeyen birçok ‘köşe’ bulunuyor. Kentin her sokağını tanıyan ‘yaratıcı rehberler’, farklı bir tura çıkarıyor.

https://p.dw.com/p/19ROp
Fotoğraf: Berliner Unterwelten e.V./Frieder Salm

Her yıl 10 milyon turistin akın ettiği Almanya’nın başkenti Berlin... Görülecek çok şey var: Brandenburg Kapısı, Federal Meclis (Reichstag), Potsdam Meydanı... Berlin, Londra ve Paris'ten sonra Avrupa'nın en fazla ziyaret edilen kenti.

Kent merkezinin doğusunda Lichtenberg semti yer alıyor. Christian Awe de burada yaşıyor ve çalışıyor. Terasında bize çalışma tarzını gösteriyor. Yaklaşık 15 kez üst üste boya püskürtüyor. Yan yatırarak ya da bilyeler yuvarlayarak boyaları karıştırıyor. Sonra boyaları yeniden kurumaya bırakıyor.

Sanatçıya, “Sprey boyalarla başladın. Sonra sanat öğrenimi gördün ve şimdi yine sprey boyalarla devam ediyorsun. Bu senin için ne anlama geliyor?” diye soruyoruz. Christian Awe'nin yanıtı, "Sprey boyama benim çıkış noktam. Tabii kendimi ressam, daha çok dışavurumcu, urban Expressionist olarak görüyorum. Ve benim için renk önemli. Renk benim yaşam enerjim" şeklinde oluyor.

Sanatçı Awe'nin gözünden Berlin

'Her şey daha profesyonel oldu'

Awe'nin atölyesini 2010 yılında da ziyaret etmiştik. Birlikte o zamanın görüntülerini izliyoruz. Yasadışı grafitilerle başlayan Christian Awe, sonrasında Berlin Sanat Yüksekokulu'nda, çağdaş Alman sanatçılardan Georg Baselitz'den ders aldı. O dönem resimleri, büyük galerilerde sergileniyordu.

Şu sıralar eserleri yüksek meblağlara alıcı buluyor. Sadece bu yıl 7 sergi açmış. Christian Awe, "Ne değişti? Sanırım her şey daha profesyonel oldu. Çalışanlar, galerilerle işbirliği, müzeler ve sanat dernekleri sayesinde oldu. Yani projeler daha büyük artık" diyor.

Awe, birkaç sokak ötedeki resmini gösteriyor. Geçen yıl 33 metre yükseklikte bir binayı boyamış. Yaşadığı semti güzelleştirmek için üç aylık bir çalışma...Daha boyayacağı binalar var...

Berlin doğumlu Christian Awe, bize başkentin çok fazla bilinmeyen yerlerini gösteriyor. Örneğin, mimar Mies van der Rohe'nin Evi. Hohenschönhausen semtindeki ev, mimarın 1933 yılında inşa ettiği son yapı ve günümüzde müzeye çevrilmiş. Awe, elinde olsa hemen buraya taşınacağını belirtiyor.

Başkentin kalbinde, Berlin Mitte’deyiz. ...Görülecek en önemli şeylerden biri, Alexanderplatz ‘daki tam 116 metre yüksekliğindeki Televizyon Kulesi.

1999 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan Müzeler Adası. Berlin, son dönemde Avrupa'nın en büyük kültür metropollerinden biri haline geldi. Awe, kentin bu yaratıcı atmosferini çok seviyor.

‘Berlin yaratıcılığın kalesi'

Christian Awe'ye, "Daha önce sık sık gezdiğini söylemiştin. Yeniden Berlin'e dönmek sana ne katıyor?” diye soruyoruz. Sanatçı şöyle cevap veriyor: "Berlin benim memleketim. Kendimi burada huzurlu hissediyorum. Neredeyse her sokağı tanıyorum. Burası hâlâ çok şeyi kendiliğinizden bulabileceğiniz oldukça rahat bir kent. Berlin hâlâ yaratıcılığın kalesi."

Christian Awe, 1978 yılında Doğu Almanya'da doğdu. O dönemin bazı kamu binaları yıkılmış, bazıları da bugün farklı amaçlar için kullanılıyor. Eski Danıştay binasında artık özel bir üniversite bulunuyor. Burada ders veren Awe, 1960'ların mimarisini çok etkileyici buluyor.

Bir sonraki durağımız, Kreuzberg semti. Her gerçek Berlinlinin yapacağı gibi en tanınmış körili sosisçiye, Curry 36'ya uğruyoruz. Zira körili sosisin anavatanı da yine Berlin...

Sonra kendimizi sulara bırakıyoruz. Treptower Parkı’ndan Spree Nehri'ne açılıyoruz. Burada, birçok barın sıralandığı sayısız kanal bulunuyor. Ya da havuzlu gemi... Spree Nehri'ne karışan bir havuz...

'Doğu ile batıyı ayıran sınır'

Oberbaum Köprüsü'nde mola veriyoruz. Eskiden, doğu ile batıyı ayıran sınır buradan geçiyordu. Christian Awe her zaman burada yüzmek istemiş... Ve şimdi tam da bunu yapıyor.

Yeniden karada, bu kez de Doğu Yakası Galerisi'nde, Berlin Duvarı'nın kalan en uzun parçanın önündeyiz. Durağımız, Yaam adlı bu kulüp. Awe, Almanya eski Streetball şampiyonlarından. Haftasonları sık sık buraya geliyor. Christian Awe, "Burada en farklı kültürler buluşuyor. Her isteyen gelebiliyor. Nehre bakabiliyorsunuz. Son derece sakin bir ortam. Yani tam da dünyanın olması gerektiği gibi" diyor.

Akşam Krezberg'deki kanallardan birine gidiyoruz. Awe, "Berge" adlı gruba ricada bulunmuş. Özel bir konser veriyorlar. "Renklerden bir deniz"… Tam da Christian Awe ve Berlin'deki gezintimiz için yapılmış özel bir şarkı...