1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Güneydoğu'da MHP bilmecesi

28 Haziran 2018

Erdoğan ve partisine seçimi kazandıran MHP, nasıl oldu da 1 Kasım'dakine yakın bir başarı elde etti? MHP'nin özellikle Doğu ve Güneydoğu'da kaydettiği yükselişi dikkat çekiyor. Banu Güven DW Türkçe için yazdı.

https://p.dw.com/p/30SHN
Türkei - Devlet Bahceli
Fotoğraf: picture-alliance/AA/E. Sansar

Güneydoğu’da MHP bilmecesi

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en antidemokratik seçimlerini geride bıraktık. OHAL koşullarında, bir adayın cezaevinden yarıştığı, diğerlerinin mitinglerine taş koyulduğu ve muhalefetin tek tipleştirilmiş bir medyada neredeyse hiç görünmediği bir seçim süreciydi. 2014'te TRT'ye "Ayıp" demiştik, 4 yıl sonra artık söyleyecek söz bulamadık. Erdoğan yaklaşık 8 yıldır, adım adım tam tahakkümü altında aldığı medyada 7x24 propagandayla bu yarışa rakiplerine göre avantajlı başlamıştı. Ama MHP olmasaydı kazanamazdı.

Lideri Bahçeli'nin "Alaattin Çakıcı'ya af", "kader mahkumlarına af" gibi çıkışlar dışında esamesi okunmayan MHP’nin beklenenin üzerinde bir performans sergilediği konusunda herkes hemfikir. Ama MHP asıl dikkat çekici performansı Doğu ve Güneydoğu illerinde ortaya koymuş durumda. Parti bölgedeki 18 ildeki oyunu 1 Kasım'a göre 159 bin artırdı. Kürt ve HDP seçmeninin yoğun olduğu illerde yer yer yüzde 200'e varan oy artışı kaydetti.

HDP de bu konuyu araştırmak için kolları sıvadı. Siirt, Hakkâri, Şırnak, Mardin, Amed, Kars, Dersim, Urfa, Muş, Bitlis, Ağrı, Van, Bingöl, Iğdır, Ardahan, Adıyaman, Antep, Elazığ'daki sonuçları bir bir inceliyor. Bölge geneline bakınca 1 Kasım'a kıyasla AKP'nin 143 bin oy kaybettiği, buna karşılık MHP'nin 159 bin oy artırdığı görülüyor.

HDP'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yurdusev Özsökmenler, Adıyaman gibi bazı illerde zamanında MHP'den AKP'ye giden oyların bu seçimde MHP'ye geri döndüğünü söylüyor. Mesela Urfa'da AKP'nin kaybettiği 80 bin oyun 55 bini MHP'ye gitmiş. Gerisi de kısmen HDP, İYİ Parti ile CHP arasında dağılmış. Antep'te AKP 54 bin oy kaybederken, MHP 41 bin oy artırmış. Adıyaman'da AKP'nin 36 binlik oy kaybına karşı MHP 21 bin 600 oy daha almış.

Ancak bölgedeki çoğu ilde MHP'nin oylarındaki artışa AKP'nin oy kaybı eşlik etmiyor. Seçmen sayıları çok yüksek olmasa da meclise toplamda 7 milletvekili gönderen Hakkâri ve Şırnak'taki durum özellikle dikkat çekici. İki ilde de HDP'nin oyları 12 puan düşerken, AKP de MHP de oylarını toplam 8 - 9 puan artırmış.

Hakkâri'de geçerli oy sayısı bir önceki seçime göre 500 artmış. Ancak seçmen aynı seçmen mi, orası meçhul. Bunu anlamak için Hakkâri'nin son 3 yıl içinde verdiği göç ile ilgili bilgi edinmek gerekiyor. HDP'nin 17 bin oy kaybettiği şehirde AKP oyunu 8 bin 600, MHP ise iki katından fazla, 3 bin artırmış.

Şırnak'taki durum daha da dikkat çekici. Hendek çatışmaları ve sonrasındaki yıkımı takiben buradan da göç olmuştu, ama geçerli oy sayısı 1 Kasım'a göre 15 bin artmış. Şırnak'ta AKP'nin 15 bin 300'lük oy artışına, MHP oylarını üçe katlayan 6 bin 300'lük bir artış eşlik ediyor. Şırnak'ta Cumhur İttifakı'nın elde ettiği bu oy artışı HDP'nin elinde tuttuğu 4 vekillikten birini kaybetmesine neden oldu.

Türkiye’de sevinç ve hayal kırıklığı bir arada

Seçmeni Kürt olan bu iki ilde MHP oylarını nasıl bu kadar artırabildi?

HDP'nin seçim sonuçları üzerinde çalışan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkanı Yurdusev Özsökmenler, yurt içi ve yurt dışı operasyonlar için sadece Hakkâri'de 20 bin kadar güvenlik gücü bulunduğunu belirtiyor ve "Bölgede daha önce de gördüğümüz seçim hileleri bu kez MHP üzerinden yapıldı. Tahminimizce bu askerler ve polislere toplu halde oy kullandırıldı" diyor. Bu durumun Şırnak için de geçerli olduğunu söylüyor.

Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi SAMER'in Koordinatörü Yüksel Genç de seçimden kısa süre önce yaptıkları araştırmayı da hatırlatarak, "Bölgede MHP'ye oy artışı sağlayabilecek bir ilgiye hiç rastlamadık" diyor. Genç, bazı illerde güvenlik güçleri açısından 1 Kasım'dan bu yana önemli bir yığılma olduğuna dikkat çekiyor ve "Şırnak, Hakkâri gibi kentlerde kişi başına düşen güvenlik görevlisi oranı Batı’ya göre çok daha fazla" diyor.

Bölgedeki özel harekat personeli hakkında resmi rakamlar yok. Habertürk'te 2016 yılında yayınlanan Bülent Aydemir imzalı habere göre, Terörle Mücadele ve Restorasyon Eylem Planı adı altında 2017 sonuna kadar Polis Özel Harekat ve Jandarma Özel Harekat personeli sayısının 20'şer bine çıkarılması ve bölgede tugay sayısının da artırılması öngörülüyordu. Bu personel Dersim - Tunceli, Bingöl, Ağrı, Hakkâri, Şırnak ve Mardin'de belirlenmiş kritik üs bölgelerine yerleştirilecekti.

SAMER Koordinatörü Yüksel Genç, "Güvenlik bölgesi ilan edilen yerlerde güvenlik personeli ya da başka etkin gruplar eliyle mükerrer oy kullandırıldığı da dillendiriliyor" diyor. Bölge genelinde cumhurbaşkanlığı seçiminde genel seçime kıyasla daha az oy kullanıldığına dikkat çeken Genç, aradaki farkın da izah edilmesi gerektiği görüşünde. Genç, YSK'nın bölgede 19 kentte birleştirdiği sandıklardan AKP ve MHP’ye ne kadar oy çıktığına ayrıca bakılması gerektiğini vurguluyor.

HDP de bunu inceleyecek. Eş Genel Başkan Yardımcısı Özsökmenler, "Sadece Hakkari'de 20 bin seçmenin sandığı taşınmıştı. Bu koşullarda çok zor oy kullanıldı. Birleştirilen sandıkları teker teker incelemek için YSK'nın verilerini bekliyoruz" diyor.

Tehdit ve baskıyla da oy kullandırıldığına dair duyumlar da var. Özsökmenler bunların parti meclisi toplantısında paylaşıldığını anlatıyor. "Biz sahada AKP'yi neredeyse hiç görmedik. Bu durumda korucusu, polisiyle, kaymakamıyla devletin AKP için seferber olduğunu anlıyoruz" diye ekliyor.

Sonuç: MHP'nin bölgede artırdığı oylar Cumhur İttifakı'nın toplam oy hanesine geçti. Böylece, mesela Şırnak ve burada bahsetmediğimiz Bitlis gibi illerde AKP'nin HDP'den birer vekil çalmasını sağladı. Burada usulsüzlük var mı? Duyumlar kanıtlanabilir mi? Seçimin kaderini, yani meclisteki çoğunluğu ya da Erdoğan'ı ilk turda başkan yapan yaklaşık 1 milyon 300 bin oyluk farkı değiştiremeyecek olsa da, bu soruların cevabını almak şart. Bölgeye dair sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek ancak bu koşulla mümkün olabilir.

Banu Güven

© Deutsche Welle Türkçe