1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göç tecrübesi sandığa yansıyor

5 Eylül 2013

Almanya'da yaklaşık 5 milyon 800 bin göçmen kökenli seçmen bulunuyor. Peki göçmen olmak, seçim davranışlarını nasıl etkiliyor?

https://p.dw.com/p/19cQu
Fotoğraf: DW/N. Martin

Juan Diaz, Berlin'e taşınmasının nedeninin ‘aşk' olduğunu söylüyor, Berlin'i görür görmez çok kültürlü yapısından etkilenmiş. Castro döneminden kısa bir süre önce Miami’ye kaçan Kübalı bir ailenin çocuğu olan Juan Diaz, kendisini, ‘karmaşık bir kimlik' sözleriyle tanımlıyor. Yedi yıldan bu yana Alman vatandaşı olan Diaz,“Vatandaşlık başvurusunda bulundum, çünkü bana söz hakkı verilmesini istiyordum. Yani bana sisteme dâhil olma, seçimlerde oy kullanma hakkı sağlayacağı için vatandaş olmayı seçtim" diyor.

Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre Almanya'da yaşayan göçmen kökenlilerin sayısı 16 milyon dolayında. Kendisi ya da ailesi Almanya'ya göç edenler, ‘göçmen kökenli' kategorisinde değerlendiriliyor. Bazıları henüz 18 yaşının altında olduğu için oy kullanamıyor, bazıları da Alman vatandaşı olmadığı için. Almanya'da yalnızca Alman vatandaşı olanlar seçme ve seçilme hakkına sahip. Avrupa Birliği ülkeleri vatandaşları ise bu konuda bir istisna oluşturuyor, onlar Alman vatandaşı olmadan belediye seçimlerinde ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kullanabiliyor, ancak genel seçimlerde onlar da sandığa gidemiyor.

Göçmenlerin üçte biri oy kullanacak

Federal İstatistik Dairesi'nin verilerine göre, Almanya'da yaşayan göçmen kökenlilerin üçte biri eylül ayında yapılacak genel seçimlerde oy kullanabilecek. Bu sayıda önceki yıllara kıyasla artış gözlendiği, zira 2011 yılında 100 bin kişinin daha Alman vatandaşı olduğu ifade ediliyor.

Ancak Federal Göç ve Mülteci Dairesi'nin 2012 yılında yaptığı araştırmaya göre, Alman vatandaşlığına geçen göçmen kökenlilerin seçime katılım oranı pek de yüksek değil. Araştırma, 2009 yılındaki genel seçimlerde göçmen kökenlilerin yüzde 72,3'ünün oy kullandığını gözler önüne seriyor. Alman seçmenler arasında seçime katılım oranı ise yüzde 81,5 düzeyindeydi.

Araştırmalara göre, oy kullanan göçmen kökenliler Almanya'nın iki kitle partisi olan Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi'nden (CDU) birini tercih ediyor. Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü'nden sosyal bilimler ve göç uzmanı Ingrid Tucci şöyle konuşuyor: “Eskiden Almanya'ya göç veren ülkelerden gelenlerin genel olarak Sosyal Demokrat Parti'yi tercih ettiği gözleniyor. O dönemin göçmenleri işçi olarak gelmişti ve işçi çevresi içerisinde kalmıştı. Ancak daha sonra Doğu Avrupa ülkelerinden Almanya'ya gelen Alman asıllıların ya da göçmenlerin Hrıstiyan Demokrat Birlik'e oy verdiği görülüyor.”

Seçim davranışlarında tecrübeler belirleyici

Tucci, seçmen davranışları ile göç tecrübesi arasında doğrudan bir bağlantı olduğu görüşünde. Örneğin Hrıstiyan Demokrat Birlik, Almanya'ya Doğu Avrupa'dan göç eden Alman asıllıların, Almanya'ya uyumunun kolaylaştırılması için destek mekanizmalarını yürürlüğe koyarken, ‘misafir işçi' olarak adlandırılan göçmenlere karşı ise mesafeli tutumunu korudu. Tucci, bu göçmenlerin CDU'yu seçmesinde din, eğitim düzeyi ve mesleki konumdan ziyade, partinin kasıtlı olarak uyum politikaları uygulamasının etkili olduğunu düşünüyor. Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü göç uzmanı Ingrid Tucci'ye göre, bu tutum Türkiye gibi ülkelerden Almanya'ya işçi olarak gelenlerin siyasi tercihlerini de etkilemiş olabilir. Tucci'nin değerlendirmesi şöyle: “Bu noktada şunu sormak gerekiyor: Uzun zamandır Almanya'da yaşayan ve misafir işçi olarak Almanya'ya gelmiş olan insanlara ne şekilde yaklaşıldı? Bir ‘hoşgeldin kültürü' ile karşılaşmamış olan insanlar kendini yok sayılmış ve dışlanmış hissetmiş olabilir.”

Küba kökenli Alman Juan Diaz ise hangi partiye oy vereceğini açıklamıyor. Bir dönem Hrıstiyan Demokrat siyasetçilerden birinin yanında çalışan Diaz, Yeşiller başta olmak üzere tüm siyasi partilerin Berlin'deki parti toplantılarına katıldığını ifade ediyor. Geçmişte Almanlardan, ‘Sen yabancısın, senin bir şey söylemeye hakkın yok' gibi tepkiler aldığını belirten Diaz, Alman vatandaşı olduktan sonra resmi olarak ‘söz söyleme' hakkına kavuşmuş olmasının kendisini sevindirdiğini kaydediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Naomi Conrad / Başak Özay

Editör: Hülya Schenk