FR: K. Kore lideri Trump'tan daha mantıklı davranabilir
3 Ocak 2018ABD Başkanı Donald Trump, Kuzey Kore liderinin nükleer saldırı tehdidine Twitter hesabından yaptığı paylaşımla "Benim masamın üzerinde de nükleer düğme var. Hem de çok daha büyük" yanıtını verdi. Frankfurter Allgemeine Zeitung Trump'ın tutumuna ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor.
"Eğer Trump, Amerika'daki nükleer silahların ve bunların yıkım gücünün Kuzey Kore'dekinden çok daha büyük olduğunu belirtmek istediyse, bu yeni bir şey değil. Bu hatta çok gereksiz bir tehdit olurdu. Trump bu şekilde Kim Jong Un ile 'güç karşılaştırması' yapıyorsa, bu burnu büyük bir yeni yetmenin üslubu olurdu ve bu uslüp tehlikeli krizi aşmaya niyetli bir başkana tavsiye edilmez. Trump'ın elindeki oyuncağı almak ve Twitter'ı yasaklamak gerekiyor. Zira Başkan'ın izlediği tutum, bulunduğu makama uygun değil. Tüm ciddiyetiyle 'büyük ve güçlü düğmesiyle' övünen bir adam hakkında ne düşünmeliyiz? Hatta Pyongyang'ın "ama benimki daha güzel yanıtı vermesini bekliyoruz."
Frankfurter Rundschau gazetesinde de aynı konu ele alınıyor.
"Yaptığı vergi reformu tarihteki en kapsamlı düzenleme. Masasındaki nükleer düğme Kuzey Kore'ninkinden daha büyük. Hepsi yanlış. Hepsi yalan. Gereksiz övünmelerinin arkasında yatan Freudçu ögeleri görmek için psikolog olmaya gerek yok. Donald Trump bir insan olarak tam bir zavallı. Eğer ABD Başkanı olmasaydı her gün egosunu ortaya koyması eğlenceli olabilirdi. Komutanlar prosedürü anlatsa, Trump tek başına vereceği bir kararla milyonlarca insanın hayatını söndürebilirdi. Bu durum karşısında insan paniğe kapılabilir. Ya da Trump'ın sözleri ile icraatları arasında çoğunlukla bağlantı olmadığı hatırlanabilir. İki Kore arasındaki sınırda telefon hattının yeniden açılması yumuşamaya işaret ediyor. Sonunda Pyongyang'ın vicdansız diktatörü ABD Başkanı'ndan daha mantıklı bir tutum izleyebilir."
Düsseldorf merkezli Handelsblatt gazetesindeki yorumda İran'daki protesto gösterilerine şu satırlar dikkat çekiyor.
"İran'ın zayıflaması çok cazip; bu ülke Yemen'den Irak'a Lübnan'a kadar Sünni-Arap dünyasında Şii bir yarım ay çiziyor ve bölgeye müdahale ediyor. Ancak İran'da dışarıdan gelen etkilerle reform olmayacak; müdahale muhafazakâr kesimin daha da sertleşmesine ve güçlenmesine, kendi ülkelerinde akılcı bir tutum izlemek yerine diğer ülkelere daha çok karışmalarına yol açacak. Eğer halkın geniş bir kesimi isyan eder, ekmek ve özgürlüğün bir madalyonun iki farklı yüzü olduğunu anlayarak, her ikisini de talep ederse, İran'da olumlu değişiklikler yaşanabilir."
Almanya'da yapılan bir araştırma, Aşağı Saksonya Eyaleti'nde 2015 ve 2016'da işlenen suçlarının sayısının yüzde 10 civarında arttığını ve bu suçların yüzde 90'ının sığınmacılar tarafından işlendiğini ortaya koydu. Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'daki yorumda sığınmacılar arasında şiddetin engellenmesi için alınması gereken önlemlere dikkat çekiliyor.
"Özellikle de gençler ve genç erkeklerin, can sıkıntısı, hayal kırıklığı ve perspektif olmaması şeklindeki kısır döngüden kurtarılması ve en kısa zamanda okula veya dil kursuna gitme, staj yapma veya meslek eğitimi alma olanaklarına kavuşmaları gerekiyor. Çok sayıda kişiyi idare etmek yerine gerçekten onlarla ilgilenecek danışmanlara, bir ailenin, koruyucu ailenin veya gönüllü çalışanların desteğine ihtiyaçları var. Ama bunları gerçekleştirmek çok zor. Mültecilerin hepsine memnun olacakları bir perspektif sunmak mümkün olmayacak. Ama sığınma başvurusu reddedilenler suç işleyebilir düşüncesiyle onlara koruma statüsü vermek veya kalma hakkı tanımak da bir argüman olamaz. Bu durumda geri dönmeleri için prim veya küçük ölçekli krediler vermek hatta gerekirse sınır dışı etmek akıllıca bir öneri olurdu."
DW/JD,ÖA
© Deutsche Welle Türkçe