FAZ: Eşcinsel evlilik tartışması koalisyonu zedeledi
28 Haziran 2017Almanya’da eşcinsel evliliklere izin verilmesini öngören tasarının Federal Alman Meclisi'de cuma günü oylanacak olması, Koblenz’de yayımlanan Rhein-Zeitung'da şöyle değerlendiriliyor:
"Merkel, eşcinsel evlilikler konusunda milletvekillerinin kendi vicdanlarına göre oy vermesi gerektiğini belirterek, hakkını vermek gerekirse- eşcinsel evliliklere iznin önünü açmış oldu. Merkel, bunu birdenbire eşcinsel evliliklerin harika olduğunu düşünmeye başladığı için değil, partilerin seçim kampanyaları sırasında bu konunun gündeme gelmesinden korktuğu için yaptı. Böyle bir seçim kampanyasında, neredeyse diğer bütün partiler Merkel'e karşı olurdu. Ve hatta böyle bir seçim kampanyasında toplumun çoğuna bunu açıklamak zorunda kalırdı. Zira yapılan kamuoyu yoklamalarına göre halkın en az üçte ikisi eşcinsel evlilik açılımından yana. Bu oyunun yine de iyi bir yönü var: Demokrasimiz işliyor. Toplumun çoğu, başbakan karşı bile olsa, bir kararın alınmasında rol oynuyor. Bunu kim düşünürdü?”
Frankfurter Allgemeine Zeitung'daki yorumda ise Hristiyan Birlik partilerinden (CDU/CSU) gelen itirazlara rağmen, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) eşcinsel evlilikler konusunun meclis gündemine gelmesini hızlandırması irdeleniyor:
"Başbakan Merkel’in bir kadın dergisinin editörleri ile yaptığı söyleşi sırasında, eşcinsel evliliklere karşı çıkanların oluşturduğu son siyasi kale de düştü. Hristiyan Birlik partileri grubu, geri çekilirken koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti ile son kez çarpışmayı istiyor. Zira eşcinsel evliliklerin mecliste (bu hafta içinde) oylanacak olmasının nedeni Sosyal Demokrat Parti'nin öncesinde muhalefetteki Yeşiller ve Sol Parti ile işbirliği yapmış olması. Hristiyan Birlik partilerinin itirazına rağmen, bu üç partinin konuyu meclis genel kurulunun gündemine getirmesi, koalisyonun zedelendiğini gösteriyor. Bu durumda Merkel, Sosyal Demokrat Partili bakanları azledecek mi? … Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti, eşcinsel evliliklere izin çıkmadan (seçimler sonrası kurulacak) koalisyona katılmayacaklar mıydı? Burada aslında güvenin zedelendiğinden söz etmek lazım.”
Haftalık Die Zeit gazetesinde 7-8 Temmuz tarihlerinde Hamburg'da yapılacak ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı G20 Zirvesi ele alınıyor. Yorum şöyle:
"G20 Zirvesi, dönem başkanlığını üstlenen ülkede yapılıyor. Bu dönem, başkanlığı üstlenen ülke Almanya. İyi ki de Almanya. Bunun ne kadar iyi olduğunu görmek için Putin, Trump ve Erdoğan'ı aynı anda ağırlama fırsatı yakalanmasını değil, dünyanın içinde bulunduğu durumda bu liderlerden birinin sanayileşmiş ve yeni sanayileşen ülkelere evsahipliği yapmasının nasıl olacağının düşünülmesi gerekli. Eşcinsellerin haklarını savunmanın büyük cesaret gerektirdiği zirvenin yapıldığı yerden dünyaya nasıl bir mesaj veriliyor? Zirveye katılan despotlar G20 sayesinde hangi iktidar sahnesinde oyunları sahneleyecekler? Buna karşılık Almanya liderlik ve sunum açısından kendini saklamak zorunda olmayan bir evsahibi. Alman federal hükümeti kendinden emin bir şekilde iklimlerin korunması gibi konulara ivme kazandırabilir. Ve vatandaş hakları ve eleştirel olanlara yönelik tutumu ile örnek olabilir.”
Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesindeki yorumda dünyanın birçok ülkesini etkileyen siber saldırının ardından istihbarat birimlerinin güvenlik açıklarını kendi çıkarları için kullandığı iddia ediliyor:
"Eskiden bilişim uzmanları veya bilgisayar korsanlar, bulunan güvenlik açıklarını halka duyurur veya bu açığın kapatılması için yazılım üreten firmalara bildirirlerdi. Ama şimdi bu güvenlik açıkları, karaborsada istihbarat birimlerine bile satılıyor. Devletin kullandığı truva virüsleri yüzünden Alman vergi paraları ile bu ticaret körüklenmeye devam ediliyor. Devletler, bilgisayarlarda kendi izleme yazılımlarını kullanabilmek için güvenlik boşluklarının açık kalmasında çıkar görüyor ve böylelikle yeni siber saldırılar için kapıyı açmış oluyorlar.”
© Deutsche Welle Türkçe
JD/GA