1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Erdoğan için asıl tehlike ekonomi"

24 Haziran 2019

AKP’nin İstanbul'daki seçim yenilgisinin siyasi sonuçları olması bekleniyor. Ancak uzmanlara göre asıl tehlike ve odaklanılması gereken bir numaralı konu ekonomi.

https://p.dw.com/p/3KziQ
Fotoğraf: picture-alliance/Presidential Press Service via AP

AKP'nin 25 yıl aradan sonra rakibinin karşısında ilk kez düşük oy aldığı 31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin tekrarının ardından Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu yarışı önde tamamladı.

Yenilenen İstanbul seçimlerinin sonuçlarını değerlendiren uzmanlara göre AKP'nin yenilgisinin siyasi sonuçları olacak. Ancak odaklanılması gereken bir numaralı konu ekonomi.

Londra'daki düşünce kuruluşu Chatham House‘un Türkiye uzmanı Fadi Hakura "İstanbul seçimleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve iktidardaki AKP'nin siyasi geleceği için önemli, ancak belirleyici değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) seçimleri iptal etmesi için baskı yapıp İstanbul'un önemini abartarak stratejik bir hata yaptı" dedi.

Hakura ayrıca, "Erdoğan'ın iktidarı için asıl tehlike kötüye giden Türkiye ekonomisi ve İstanbul seçimini kimin kazandığı yerine buna odaklanmalı. Ancak asıl sorun Türkiye ekonomisinin artık hızlı düzeltmelerle canlandırılamaması" diye konuştu.

Fadi Hakura
Chatham House‘un Türkiye uzmanı Fadi Hakura Fotoğraf: Fadi Hakura

"Hükümet gerekli reformları yapacak konumda değil"

Hakura Türkiye ekonomisinin derin yapısal reformlarla inşaat harcamaları ve tüketime dayalı modelden ihracat ve kurumsal yatırıma dayalı modele yeniden yönlendirilmesi gerektiği görüşünde. Ancak Hakura hükümetin gereken reformları yapacak konumda olmadığını söyledi.

Seçim sonuçlarının ardından ekonomiye odaklanılmasını savunan bir başka uzman da Rabobank stratejisti Piotr Matys "Erdoğan yönetiminin birinci önceliği ekonomiyi düzeltmek olmalı. İstanbul seçim sonucu enflasyonu düşürmek ve ekonomiyi dengelemek için gereken cesur reformları yapmak konusunda bir teşvik olmalı. Tercihen Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından denetlenen güçlü bir reform taahhüdü, AKP'nin dümende kalmasının oylanacağı 2023 seçimlerine kadar Türklerin güvenini onarabilir " dedi.

Türkiye ekonomisi son iki çeyrektir küçülüyor, yüksek enflasyon ve işsizliğin yanına giderek büyüyen bütçe açığı da eklenmesi endişeleri arttırıyor.

Seçimlerin ardından önemli bir siyasi belirsizliğin ortadan kalkmasının TL cinsi varlıklara olumlu yansımasını değerlendiren Heinrich Böll Vakfı temsilcisi Kristian Brakel da "Piyasalar hükümetin CHP'nin galibiyetini sorgulamamasından memnun" şeklinde konuştu ve ekledi: "Ancak yakın gelecekte daha fazla baskı yaratan durum bu seçimden ziyade, ABD'nin CAATSA yaptırımları olasılığı. (Yaptırımlar) Hedef gözeterek yapılsa bile Türk ekonomisine bu seçim sonucundan çok daha büyük bir şok dalgası gönderebilir."

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, Millet İttifakı adayı  İmamoğlu‘nun yüzde 54,21, Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım'ın ise yüzde 44,99 oranında oy aldığını açıkladı.  Türkiye genelinde 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde İstanbul'da CHP ve İyi Parti'nin ortak adayı İmamoğlu yüzde 48,8, AKP ve MHP'nin oluşturduğu Cumhur İttifakı'nın adayı Yıldırım ise yüzde 48,55 oranında oy almıştı.

Istanbul-Wahl Ekrem Imamoglu
Yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini önde tamamlayan Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü'nde bir konuşma yaptıFotoğraf: picture-alliance/dpa/O.Gunay

Erdoğan ne yapacak?

Şu an en çok merak edilen konuların başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu seçim sonucunun ardından nasıl bir tavır alacağı geliyor.

Global Danışmanlık Şirketi TENEO’nun Başkan Yardımcısı Wolfango Piccoli "Canlanan bir muhalefet ve kendi partisindeki çatlaklar Erdoğan'ın gevşemekten ziyade iktidarı daha da sıkıca kavramasına neden olur" dedi.

Piccoli, Erdoğan'ın ABD ile Rusya'dan S-400'lerin satın alınması nedeniyle gerilen ilişkilere rağmen S-400 anlaşmasından vazgeçmemesi ve ekonomik durumun kötüleşmesine rağmen IMF'ye gitmemek konularında geri adım atması halinde tabanındaki statüsüne zarar vereceğini söyledi.

TENEO’nun Başkan Yardımcısı, "Orta vadede yerel ve uluslararası düzemde gerilimleri arttırması muhtemel. Ancak İstanbul seçimini tekrar etme kararında olduğu gibi, ki AKP'den de itirazlar olmuştu, 2018 Temmuz'unda başkanlık sistemine geçilmesi Erdoğan‘ı dar bir dalkavuk ve bilgisiz danışman çevresine izole etti ki, sonuç olarak siyasi hatalar ve yanlış hesaplamaların artarak devam etmesi beklenebilir" ifadelerini kullandı.

Chatham House'tan Hakura da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arada uzlaşmacı mesajlar verebileceği, ancak mevcut politikalarda devam edeceği görüşünde.

"Erdoğan tutumunu sürdürecek"

Hakura "Siyasi yaklaşımı, ekonomi politikası ve dış politika konularında tutumunu arttırarak devam ettirecek. Çünkü çok uzun süre iktidarda kalan bir lider için siyasi yaklaşımında beklenmedik bir değişiklik yapmak çok zordur" dedi.

Türkiye uzmanı Fadi Hakura, "Erdoğan geri adım atarsa kaybedeceğinden daha fazla oy kurtarır. Çünkü bu ekonomi ile ilgili. Neden 31 Mart seçimleri ile bu seçimler arasında fark bu kadar açıldı? Çünkü ekonomi bu 3 ayda daha da kötüye gitti" diye konuştu.

AKP'nin sonuçlara itiraz etmesinin ardından YSK, 6 Mayıs'ta, bir kısım sandık kurullarının ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bunun da seçim sonucuna etkisinin olması nedeniyle 31 Mart 2019'da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçiminin iptaliyle 23 Haziran'da yenilenmesine karar vermişti. 

Muhalifler güçlenecek mi?

Piccoli seçim sonuçlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan için AKP'nin iktidara geldiği Kasım 2002'den bu yana en büyük "gerileme" olarak değerlendirdi ve şu ifadeleri kullandı: "Bu (sonuç) muhalifleri ve partisinin mensupları arasında büyüyen ve kariyerinin sonuna yaklaştığı yönündeki hissiyatı kuvvetlendirdi."

Piccoli "AKP, 31 Mart seçimlerinde İstanbul ve diğer büyük şehirleri kaybettiğinden bu yana partinin karşıtları ve destekçileri arasında Erdoğan'ın kalıcı olarak hasar gördüğü yönünde bir hissiyat var. Bu, İmamoğlu'nun kazanmasından sonra daha da kuvvetlendi ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan gibi Erdoğan'ın AKP'deki muhaliflerini cesaretlendirmesi ve ayrılıp yeni parti kurma planlarını hızlandırması muhtemel" ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki gelişmeleri en yakından takip eden Alman uzmanlardan olan Heinrich Böll Vakfı'nın İstanbul Temsilcisi Brakel de Piccoli ile benzer görüşleri paylaşıyor.

Kristian Brakel, Leiter des Istanbuler Büros der Heinrich-Böll-Stiftung
Heinrich Böll Vakfı temsilcisi Kristian BrakelFotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Redeligx

Brakel "Bu ezici yenilginin AKP içinde bazı siyasi sonuçları olacağını düşünüyorum. AKP'deki çatlama ile Babacan ve Davutoğlu'nun partisinin var olma ihtimali çok daha olasıklık dahilinde. Gelecek yıllarda ulusal düzeyde olacakları da haber veriyor. Erdoğan'ın bu kadar güçsüz göründüğünü daha önce görmedik. Ne olacağını bilmiyoruz, ancak Erdoğan'ın bir taktik ustası olduğunu da unutmamak gerekir. Çok defalar uçurumun kenarında durduğu ve bundan kurtulduğunu biliyoruz" şeklinde konuştu.

Seda Sezer Bilen

© Deutsche Welle Türkçe