İple çekilen gün geldi

Haziran ve Temmuz aylarının eşsiz bir Dünya Kupası’na sahne olacağını söyleyen Güney Afrika Turizm Bakanı Marthinus van Schalkwyk, ziyaretçilerin de benzersiz bir Afrika tecrübesi yaşayacağını söylüyor. Irk ayrımına dayalı Apartheid rejiminin tarihe karışmasından 16 yıl sonra, Güney Afrika, kıtadaki ilk Dünya Futbol Şampiyonası’na evsahipliği yapıyor. Soweto’daki profesyonel futbol kulübü Moroka Swallows'un Alman teknik direktörü Rainer Zobel, turnuvanın nasıl geçeceği yönünde şöyle bir tahmin yürütüyor:

"Çok ama çok renkli, danslı ve epey gürültülü bir Dünya Kupası olacak bu. Stadyumlardaki tablo da, daha önceki hiçbir turnuvaya benzemeyecek. Stadyumların etrafında, içinde dans edilecek. Burada müzik çalmaya başlar başlamaz, insanlar kıpırdanmaya başlıyor. Hatta bazen sahadaki futbolculardan daha hareketliler.”

Vuvuzelalar hazır

Bu Dünya Kupası’na damgasını vuracak öğelerden biri de dev birer düdük olan vuvuzelalar. Popüler Kaizer Chiefs Kulübü'nde Almanya'dan gelen kaleci antrenörü Rainer Dinckelacker, vuvuzelanın ülkenin bir parçası olduğunu söylüyor ama "maçta, 5 metre arkamda 90 dakika boyunca vuvuzela çalınması beni de bazen sinir ediyor fakat, bu da maçın bir parçası.” demeden de geçemiyor.

Sabah gergedan, öğleden sonra maç

Güney Afrikalılar, turnuva nedeniyle ülkeye 350 bine yakın turist geleceğini umuyorlar. Turizm Bakanı van Schalkwyk, turistleri unutamayacakları anların beklediğini söylüyor:

"İnsanlar sabah kahvaltıdan sonra gidip gergedan, fil ya da arslan görebilecek. Ardından öğleden sonra stadyumda maçını seyredip, akşamına bir Afrika mangalı keyfi yaşayabilecek. Misafirlerimizi benzersiz ve çok özel Afrika anıları bekliyor.”

Dört haftalık turnuvada özellikle maçlara evsahipliği yapacak dokuz kent üzerinde toplanacak dikkatler. Bu kentler, kendini bir gökkuşağı ulusu olarak tanımlayan Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki çeşitliliğin sembolleri. Ülkenin en büyük kenti olan Cape Town'daki yeni stadyumun inşaat projesini yönetmiş olan Alman mimar Robert Hormes, ülkeden birbirinden çok farklı birçok izlenim edinmenin mümkün olduğunu, özellikle iklimsel açıdan büyük bir zenginliğin olduğunu söylüyor ve sübtropik Durban'ı, 1800 metre yükseklikteki Johannesburg'u ve Atlantik Okyanusu kıyısında Akdeniz ikliminin hakim olduğu Cape Town’u sayıyor.

10 stadyumun 3'ünde Alman katkısı var

Dünya Kupası’nda oynanacak olan 64 karşılaşma için 10 stadyum bulunuyor. Dünya Kupası Organizasyon Komitesi’nin Başkanı Danny Jordaan, gururla dünyanın en iyi stadyumlarından bazılarının kendi ülkelerinde olduğunu söylüyor. Almanya’nın Güney Afrika Büyükelçisi Dieter Haller, bu stadyumların üçünün Alman mimarların katkısıyla inşa edildiğini anlatıyor. Cape Town'daki Green Point Stadyumu'nu mükemmel olarak nitelendiren Alman büyükelçi, Durban ve Port Elizabeth kentlerindeki stadyumların da yeni dinamik Güney Afrika’nın sembolleri haline geldiğini anlatıyor.

Yüksek suç oranı

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği FIFA’nın verdiği bilgiye göre, üç milyon biletin yüzde 97’si satılmış. Tüm çabalara rağmen, toplu taşıma alanındaki eksiklerin tam anlamıyla giderilememiş olması yüzünden, stadyumlara gidiş gelişlerde sorun yaşanabileceği söyleniyor. Yüksek suç oranı konusunda da endişeler var. Ancak Güney Afrika’nın Almanya’daki resmi turizm temsilcisi Theresa Bay-Müller, son yıllarda ülkesinin 146 organizasyona evsahipliği yaptığını, ancak hiç sorun yaşanmadığını ve bu endişelerin yersiz olduğunu söylüyor. Alman Futbol Federasyonu Güvenlik Görevlisi Helmut Spahn, özellikle turistler için korkulacak bir şey olmadığını belirtiyor. Spahn, kayda geçen ağır suçların çoğunun, birbirini tanıyan kişiler, yani yerliler arasında işlendiğini, turistlere yönelik suçlara çok nadir rastlandığını söylüyor.

Löw'ün hedefi şampiyonluk

32 takım arasından Dünya Kupası’nı kazanmaya favori isimler arasında, Avrupa Şampiyonu İspanya ve şampiyonluk rekortmeni Brezilya önde gidiyor. Ama Alman Milli Takımı’nın Teknik Direktörü Joachim Löw, kendilerinin de unutulmaması gerektiğini hatırlatıyor. "Almanya olarak biz de favoriler arasındayız" diyen Löw, hedeflerinin doğal olarak, turnuvayı kazanmak olduğunu söylüyor.

Güney Afrika futbolunu iyi tanıyan antrenör Rainer Dinckelacker, evsahibi takımın, Meksika, Fransa ve Uruguay ile mücadele edeceği ilk tura iyi başlaması durumunda, Güney Afrika'yı 2006’da Almanya’da hakim olan coşkulu atmosferin saracağına inanıyor: "Eğer Güney Afrikalılar kendi gençlerinin sahadan galip ayrıldığını görürse, kendilerinden geçerler. İşte o zaman her şey mümkün, burada kutlamaların sonu gelmez ve coşku dalgası tüm ülkeyi sarar.”

© Deutsche Welle Türkçe

Arnulf Boettcher / Çeviren: Aydın Üstünel

Editör: Beklan Kulaksızoğlu